Bugün ABD ve Rusya için tarihi bir gün. ABD ile Rusya arasında Alaska'da bir görüşme yapılacak. Bu görüşmenin sonucu ya yeni bir Soğuk Savaş olacak ya da barışın hakim olduğu yeni bir dönem? Alaska'daki bu görüşmenin zamanı yaklaştıkça ABD ve Rusya arasında tansiyon da yükselmeye başladı. Karşılıklı iddialar, tahminler, yalanlamalar ve nihayetinde beklentiler şu anda gündemi oluşturan temel unsurlardır.

Uluslararası kamuoyunun Alaska zirvesinden beklentileri çok büyük. Özellikle, Ukrayna Savaşı’nın yeni bir safhaya geçeceği; hatta bir ateşkesin gündeme gelebileceği konuşuluyor. Ancak Moskova’da benzer bir hava yok. Öyle ki The New York Times’ın iddiasına göre Trump 12 ila 18 ay daha savaşarak Ukrayna’yı özellikle ekonomi ve asker anlamında tüketmeyi planlıyor. Şu anda Ukrayna ordu’ya alacak, cephede savaşacak asker bulamıyor. Ukraynalı gençler savaşa gitmek istemiyor. Son dönemde sosyal medyada yayınlanan görüntülerde evlerinden zorla insanların alınarak askere götürüldüğü görülüyor. Zelensky de zaten bu durumu yalanlamıyor.

İşte Trump, Ukrayna’nın bu tükenmişliğini daha verimli değerlendirebilmek adına ateşkesi ve barışı bir süre daha geciktirebilir . Belki bu nedenle Zelensky’nin bu toplantıya katılmasına karşı çıktı. Trump, ilk toplantı olması nedeniyle Zelensky'nin katılmayacağını ama ikinci toplantıda Zelensky'nin muhakkak yer alacağını söyledi. Bunun üzerine hemen kremlin Rusya’nın böyle bir söz vermediğini duyurdu.

Peki Alaska'da ne görüşülecek?

Şüphesiz, Ukrayna meselesi bir numaralı gündem ama öncelikli gündem ABD- Rusya ilişkilerini normalleştirilmesi olacak. Alaska zirvesi ABD ile Rusya’nın kendi arasındaki diplomatik siyasi, ekonomik, askeri ve her alandaki ilişkilerini yeniden düzenleme ve normalleştirme sürecinin önemli bir zemin olacak. İki ülke arasındaki ilişkiler normalleştirilmeden, iki ülke arasındaki diplomatik ilişkiler ve faaliyetler normale dönmeden ve Rusya üzerindeki ABD yaptırımları gevşemeden Ukrayna konusunda Putin’in adım atması düşünülemez. Benzer şekilde Trump'ın da Rusya’yla ilişkileri normalleştirmeye ihtiyacı bulunmaktadır.

Trump, bir kez daha tek taraflı dayatmacı bir barış anlayışıyla Rusya’nın önüne gelmektedir. Ukrayna tarafı ve hatta Avrupa Birliği, ABD’nin bu tek taraflı dayatmacı anlayışına karşı çıkıyor. Aslına bakılırsa Rusya tarafı da Trump’ın dayatmacı bazen tehdide varan bu barış girişimine aslında soğuk bakıyor fakat ABD ile ilişkileri normalleştirme konusundaki hevesli durumu bir nebze olsun dayatılan barışın önüne geçiyor. Lakin Putin kalıcı bir barış istiyor. Geçici kırılgan bir barış Rusya’yı yakın gelecekte yeniden bir çatışma süreci içine sokabilme potansiyeline sahip olacaktır. Bu nedenle Rusya tarafı acele etmiyor meseleyi ince eleyip sık dokuyor. Bu sebeple Ukrayna ile Rusya arasındaki çatışmanın kök nedenlerin ortadan kaldırılması temel öncelik olarak Rusya’nın önünde duruyor.

Alaska görüşmelerine saatler kala Trump yine tehditler savurmaya başladı. Eğer bu görüşmelerde bir barış çıkmazsa Rusya'nın çok ağır bir bedel ödeyeceğini söyledi. Rusya tarafı, Trump'a aynı sertlikte yanıt vermedi. Rusya, şimdi özellikle iki konuya odaklanmış durumda. Birincisi Ukrayna'nın bir daha Rusya için tehdit oluşturmaması ve diğer ikincisi toprak kazanımı. Trump'ın özellikle toprak takası olabilir ifadesi de Ukrayna’da ve müttefiklerinde büyük bir şaşkınlık yarattı. Zira Ukrayna'nın elinde Rusya ile takas edebileceği hiçbir Rus toprağı yok. Tek tarafı bir takas aslında Ukrayna'nın bu topraklar üzerindeki egemenliğinden feragat etmesi anlamına geliyor.