Trump’ın 20 maddelik “barış” planı esas alınarak yapılan anlaşmanın 1. aşamasının ardından, uygulayıcılar Mısır’ın Şarm el-Şeyh kentinde buluştular.

Trump, Mısır’a geçmeden önce İsrail’e uğradı ve İsrail meclisinde konuştu. İki milletvekilinin “Filistin’i tanı” afişi açtığı için dışarı atıldığı konuşması sırasında Trump, en “barışçı” isim olduğu iddiasını öne çıkardı.

İsrail Başbakanı Netanyahu ise konuşmasında Trump’a bol bol teşekkür etti ve onu “İsrail’in Beyaz Saray’daki en büyük arkadaşı” diye selamladı!

Netanyahu Trump’ın neden “İsrail’in en büyük arkadaşı” olduğunu da konuşmasında açıkladı:

- Kudus’ü İsrail’in başkenti olarak tanıdığı ve ABD Büyükelçiliğini Kudüs’e taşıdığı için.

- İsrail’in Golan Tepeleri üzerindeki egemenliğini tanıdığı için.

Trump’un İsrail’e katkısı

Kuşkusuz Trump’ın “İsrail’in en büyük arkadaşı” olmasını sağlayan başka pek çok katkısı var ki bunlardan en önemlisi Arap ülkelerini Abraham Anlaşmaları ile İsrail’le normalleşmeye zorlamasıydı. Arap ülkelerinin Filistin devleti konusu çözülmeden İsrail’le normalleşmesi demek, Filistin’in tanınmasının “unutulması” demekti. 7 Ekim Aksa Tufanı, Hamas’ın Arap-İsrail normalleşmesini, özellikle sıradaki Suudi Arabistan-İsrail normalleşmesini engelleme hamlesiydi.

Trump, İsrail’in en büyük arkadaşıydı çünkü “Yahudi damadı Jared Kushner‘in Abraham Anlaşmaları planını” uygulayan ABD başkanıydı.

Trump, İsrail’in en büyük arkadaşıydı çünkü Gazze’yi Hindistan-Ortadoğu-Avrupa Koridoru’nun merkezi yapmak istiyordu.

Trump, İsrail’in en büyük arkadaşıydı çünkü Gazze denizindeki Filistinlilere ait petrol ve doğalgaz zenginliklerini ABD merkezli enerji şirketlerine vermek istiyordu.

Trump, İsrail’in en büyük arkadaşıydı çünkü Gazze’yi Filistinlilerin vatanı olmaktan çıkarıp, Ortadoğu’nun en değerli emlak alanı haline getirmek istiyordu.

Ve Trump, İsrail’in Gazze’de soykırım yapabilmesi, Lübnan’ı ve Suriye’yi işgal edebilmesi, Yemen’i vurabilmesi, İran’a saldırabilmesi için askeri, istihbari, ekonomik ve siyasi desteği veren kişiydi…

Herkes birbirini övdü

Gazze’de “barış” için herkes birbirini kutluyor, herkes birbirini katkılarından dolayı övüyor.

Trump, Gazze görüşmelerinde önemli rol oynadığı için damadı Jared Kushner’i övdü, “İsrail’i o kadar seviyor ki kızımı dönüştürdü” dedi.

Trump, Gazze görüşmelerinde önemli rol oynadığı için Ortadoğu özel elçisi Steve Witkoff’u övdü, “Harika bir müzakereci, herkes onu seviyor” dedi. Witkoff ise Gazze anlaşmasının sağlanmasında “hayati rol oynadığını” söylediği Ulusal Güvenlik Danışmanı Jonathan Powell ve Britanya’yı övdü.

Trump, İsrail’e giderken uçakta Erdoğan’ı övdü, “Erdoğan gerçekten ateşkese çok yardımcı oldu” dedi.

Erdoğan’ın Gazze anlaşmasındaki rolü

Erdoğan’ın şu ana kadar bir konuda Trump’a yardımcı olduğu, üç konuda da yardımcı olacağı anlaşılıyor:

1) Trump’ın Gazze Planı’na Hamas’ı ikna etmek. (Bu sağlandı)

2) Hamas’ın silahsızlandırılması.

3) Hamas üst düzey görevlilerine Gazze dışında yer bulunması.

4) Türk askerinin “görev gücünde” rol alması.

Trump, başında olduğu ve Gazze’yi yönetecek “Barış Konseyi”nin de genişleyeceğini söyledi. Değerlendirmelerinden, Trump’a Gazze planında yardımcı olan uluslararası aktörlerin bu konseyde yer alabileceği anlaşılıyor.

Dört ülke Niyet Belgesi imzaladı

Sonuç olarak Trump’ın planı çerçevesinde yapılan 1. aşama anlaşmanın ardından Şarm el-Şeyh’te “Niyet Belgesi” imzalandı. Türkiye, ABD, Mısır ve Katar’ın imzaladığı belge, özetle, tarafların kendilerini “kalıcı barışın geleceğine adadığı niyetini“ ortaya koydukları bir sözleşme.

Dört ülkenin lideri, imzaladıkları niyet belgesiyle Gazze için şu güvenceyi verdiler: “Irk, inanç ve etnik kökene bakılmaksızın bölgenin herkesin barış, güvenlik ve ekonomik refah içinde hedeflerinin peşinden gidebileceği bir yer olmasını güvence altına alıyoruz.”

Sadece bu ifade bile Gazze için nasıl bir gelecek tasarlandığını ortaya koymaya yetiyor aslında. Gazze’yi sadece Filistinlilerin değil, “ırk, inanç ve etnik kökene” bakmaksızın, herkesin, hatta İsraillilerin bile “hedeflerinin peşinden gidebileceği bir yer” yapmayı tasarlıyorlar…

Kısacası Trump-Netanyahu ikilisi adım adım Gazze’yi Filistinsizleştirme hedefini uyguluyor.