Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC) Cumhurbaşkanı Tufan Erhürman ile ortak basın toplantısında konuştu.

Erdoğan’ın açıklamalarından öne çıkan satırlar şöyle oldu:

Sayın Cumhurbaşkanı ve kıymetli heyeti ile oldukça kapsamlı ve verimli bir görüşme yaptık. Kıbrıs meselesi için gelecek dönemde atılabilecek adımları değerlendirdik. Bizim Kıbrıs davasında duruşumuz net olmuştur.

Rum tarafı ne siyasi gücü ne ekonomik refahı adadaki Türkler ile paylaşmak istemiyor. Rum tarafı 1963'te ele geçirdiği ortaklık devletinde Kıbrıs Türkleri'nin azınlığa indirmek olarak görüyor. Bunda Rum yönetimini üye olarak kabul eden AB'nin de hatası olduğunu akılda tutmamız gerekiyor. Verilen sözler de tutulmamıştır. Rum tarafı Kıbrıs için çözümü, bugün hiçbir hükmü kalmamış ortaklık devletinde Kıbrıslı Türkleri azınlık konumuna indirgemekte görüyor.

"Kıbrıs milli davamızdır"

Sayın Cumhurbaşkanı tecrübeleri nedeniyle bu süreci çok iyi bilmektedir. Kendisinin Rum tarafına verdiği mesajlarda Kıbrıs Türk'ünün egemenliğinden taviz verilmeyeceğini söylemesini çok haklı buluyorum. Kıbrıs meselesinde en gerçekçi çözümün adada iki devletin var olmasından geçtiğine inanıyoruz. Kıbrıs meselesinin bugüne kadar çözümsüz kalışının temelinde Rum tarafının Kıbrıs Türklerinin eşit uluslararası statüsünü reddetmesi vardır.

Ada'daki iki halkın barış, refah ve emniyet içinde yan yana yaşayabileceği bir çözümün mümkün olduğuna dair tutumumuzu koruyoruz. Bugün çok daha farklı bir uluslararası konjonktür içindeyiz. Dünün güneşi ile bugünün çamaşırı kurutulamaz. Eski dönemin ezberleriyle iğne ile kuyu kazmak bizi bir yere götürmez. Bunu mümkün kılabilmek için her zaman yapıcı sonuç odaklı adaletli ve insancıl yaklaşımımızı Kıbrıs Türk halkı ile birlikte sürdüreceğiz. Kıbrıs Milli davamızdır, duruşumuz nettir. Kıbrıs meselesine en gerçekçi çözümün Ada'da iki devletin bir arada var olmasından geçtiğine inanıyoruz.

Sayın Cumhurbaşkanı ile iş birliğimizin hızlanması için yapabileceklerimizi de ele aldık. Kıbrıs Türkü için hayata geçirdiğimiz projeleri değerlendirdik. Gelecekte aynı kararlılıkla bu gayretlerimiz sürecektir. KKTC'nin uluslararası arenada layıkıyla temsil edilmesi için siyasi ve diplomatik gayretlerimiz eş güdüm halinde devam edecek. Ana vatan ve garantör ülke olarak bugün olduğu gibi yarın da Kıbrıs Türk halkını asla yalnız bırakmayacağız.

"TBMM'de stajyer öğrenciye istismar" iddiasına ilişkin soruşturmada yeni gelişme!
"TBMM'de stajyer öğrenciye istismar" iddiasına ilişkin soruşturmada yeni gelişme!
İçeriği Görüntüle

"Çözüm yolu diyalog ve müzakere"

KKTC Cumhurbaşkanı Tufan Erhürman, ortak basın toplantısında şu ifadeleri kullandı:

Dünyada herkesin bildiği gibi KKTC-Türkiye ilişkileri başka devletlerle ilişkilerimizle kıyaslanamayacak kadar özeldir. KKTC Cumhurbaşkanları her dönemde ilk ziyaretlerini Türkiye'ye yapmışlardır. Bu elbette KKTC'nin yeni Cumhurbaşkanı olarak benim dönemimde de böyle olacaktır. Bugün bu ziyareti yapıyor olmaktan son derece mutluyum. Belirtmek isterim ki kardeşlik bağlarımızı ve ülkemi halkımı Türkiye kamuoyunda daha bilinir kılmak benim için en önemli çalışmalardan biri olacaktır.

Özellikle Kıbrıs'ın güneyinde silahlanmanın arttığı dönemde Türkiye, Kıbrıs sorununun çözümüne ilişkin çalışmalarda dün olduğu gibi bugün de önemlidir. Türkiye, Kıbrıs sorununun çözümüne ilişkin tüm çalışmalarda, dün olduğu gibi bugün de en önemli aktörlerin başında gelmekte. Kıbrıs Türk halkı bu statüsü gereği Kıbrıs adasının tamamında egemenlik hakkına sahiptir. 10 yıllardır çözülemeyen bir sorun vardır. Bu sorun sadece Kıbrıslı Türkler ve Rumları değil bölgede barış arayanları olumsuz etkilemektedir. Doğu Akdeniz'de çözümün yolu diyalog ve müzakeredir.

Bugüne kadar bizi sonuca ulaştırmadığı görünen yöntemlerden ders çıkarılması gerekir. Defalarca yüründüğü halde bir yere varmayan yolu tekrar yürümemiz beklenmemelidir. Çözüm iradesine sahip bir halkın bunca yıldan sonra ortaya koyduğu çözüm metadolojisidir. Kimse Türk halkının masada olmayacağını sanmasın. Kapsamlı bir masa varsa orada olacağız. O masa kurulmadıysa kazan kazan çerçevesinde çözümler için görüşme masasında olacağız.

Daha önce olduğu gibi bu dönemde Türkiye'nin açacağı diplomatik kanallardan faydalanarak, BM'de ve erişebildiğimiz her yerde halkımızın çıkarlarını savunacağız. Kimse bizi görmezden gelemeyecek yok sayamayacaktır. Dünya ile buluşmamızı kimse engellemeyecektir. Türkiye'nin her zaman yanımızda olduğunu ve gelecekte de yanımızda olacağını bilmek en büyük güvencemizdir.