Duyuruyu ABD Başkanı Donald Trump yaptı: ABD ve Rusya liderleri, 15 Ağustos’ta Alaska’da “Ukrayna barışı” konulu bir zirve yapacaktı…

Bu duyurunun ilk anlamı, eski ABD yönetiminin “Putin’i tecrit etme, Rusya dışına çıkamaz duruma getirme” hedefinin çöktüğü gerçeğidir. Putin doğrudan ABD topraklarında olacaktır 15 Ağustos’ta.

ABD barış, Avrupa savaş istiyor

Biliyorsunuz, Ukrayna meselesi ısıtılırken, ABD savaş istiyor, Avrupa karşı çıkıyordu. Joe Biden yönetimi uyguladığı basınçla Avrupa’yı o savaşa mecbur etti, Avrupa’nın Rusya’dan ucuz enerji almasını engelledi, Avrupa’ya daha pahalı Amerikan enerjisi sattı, Avrupa’yı Rusya’ya yaptırım uygulamaya zorladı, Avrupa’ya Ukrayna savaşının finansmanını yükledi.

Washington politikasının Avrupa açısından iki sonucu oldu:

1) Avrupa ekonomisi daraldı; enflasyon ve işsizlik arttı.

2) Avrupa “savaşçı” oldu.

Evet, başlarken “ABD savaş, Avrupa barış” istiyordu; biterken “ABD barış istiyor, Avrupa “savaşa devam” diyor!

Çünkü ABD-Rusya savaşı

Ukrayna’nın savaşa devam etmesini isteyen, bunun için Ukrayna’ya askeri ve mali destek vermeyi sürdüreceğini söyleyen Avrupa liderleri, Trump-Putin zirvesinden rahatsız: Alaska zirvesinde neden Ukrayna yokmuş, Ukrayna’nın konuşulacağı masaya Ukrayna lideri Zelenski neden davet edilmiyormuş!

Nedeni basit: Bu başından beri Ukrayna-Rusya savaşı değil, ABD-Rusya savaşıydı çünkü. Haliyle savaşın “asıl tarafı” olarak ABD, Rusya’yla barış masasında.

Bu savaşı “Putin’in durduk yere Ukrayna topraklarına saldırması” diye resmede resmede, savaşın asıl sebebini unutmuş olamazlar elbette. Avrupa Zelenski’yi sürerek, ABD-Rusya barışını sabote etmeyi, Ukrayna’da Rusya’ya karşı savaşı sürdürmeyi istiyor.

Rusya kazandı

Savaşın sebebi, ABD’nin NATO’yu genişletme stratejisiydi, Ukrayna’yı NATO’ya alarak Moskova’ya iyice yaklaşma hedefiydi. Kuşatılmış Rusya böylece zayıflayacak, batısından ve güneyinden basınçlarla, geriletiecekti.

ABD, SSCB dağılırken verdiği söze uymamış, NATO’yu Orta ve Doğu Avrupa’da genişletmişti. Zayıf Rusya bunu sineye çekmek zorunda kalmıştı.

Ama Rusya güçlendiğinde ve NATO’nun genişlemesi artık dibine kadar geldiğinde, buna karşı “güvenlik garantileri anlaşması” önerip, reddedilince, savaşa mecbur kalmıştı.

Aslında Rusya, ağır kuşatmaya karşı bir “yarma harekatı” başlatmıştı.

Peki bugün sonuç ne? Ukrayna NATO üyesi olmadı, olamayacak. Ukrayna ne yazık ki Rus azınlığın yaşadığı doğudaki topraklarını kaybetti. Ukrayna’nın Karadeniz’e kıyısı daraldı. Washington’un kuklalığını yapan Zelenski, ülkeyi uçurumdan aşağı yuvarladı.

NATO kabullendi

Bu gerçek, artık NATO tarafından da kabul görüyor. NATO Genel Sekreteri Mark Rutte, Alaska zirvesi önceki Amerikan ABC News kanalına verdiği röportajda, Ukrayna’nın toprak kaybettiğinin artık kabul edilmesi gerektiğini söyledi. (DW, 11.8.2025).

NATO Genel Sekreteri Rutte şöyle diyor: “Mesele gelecekteki bir anlaşmada Rusya’nın fiilen Ukrayna topraklarının bir kısmını kontrol ettiğinin kabul edilmesi olduğunda, bunun siyasi ve hukuki bir tanıma değil, fiili bir tanıma olması gerekir.”

Yeni “politika” bu olacak özetle: Siyasi ve hukuki tanıma yerine fiili tanıma…

Putin rahat görünüyor: Fiili tanıma, zamanla hukukunu kazanır nasılsa!

Kısacası Alaska ve sonrasında, Kırım’ın ardından Donbas’ın da Rusya toprağı olduğu kabul edilmiş olacak.

Amerikan planlarına alet olanların 10 yılda ülke topraklarının yarısını nasıl kaybettiği de bir ders olarak siyasi tarih kitaplarına girecek.