Musa Eroğlu’nun sesinden dinlemeyi sevdiğim güzel bir türküdür “Yolun Sonu Görünüyor”. Ölüme yaklaşmış birinin diliyle yazılmış ama günlük hayatın koşturması içinde insanın kendisini ve hayatını sorgulamasına yarayan güzel bir eser. Hatta hep bir espriyle anarım. Günün birinde bir eğlence programı için (yılbaşı olmalı) huzurevine giden bir devlet büyüğümüz bu türküyü istemiş ve içeride derin bir sessizlik oluşmuştu. Bugünlerde benzer sessizlik Kiev’de Zelenski’nin Mariyinsky Sarayının duvarlarına çarpıyor olmalı. Çünkü meşruiyeti sorgulanan, ülkesini uçurumdan aşağıya doğru yuvarlayan bu liderin, baş etmesi gereken birçok soruna bir yenisi daha eklendi. Her tarafından yolsuzluğa batmış Zelenski hükümetinin yeni skandalının adı Energoatom. Energoatom Ukrayna’nın “Nükleer güvenliğinden” sorumlu. Yolsuzlukla ilgili bahsedilen para miktarı ise şimdilik 100 milyon dolar.

Yolsuzluğun ayrıntılarına geçmeden önce genel bir Ukrayna fotoğrafına bakmakta fayda var. Aslında Ukrayna’da fotoğraf çok net. Bir yanda Ukrayna’nın yoksul halk çocukları cephede ölüme terk edilmişken bir yanda ise Kiev’de Monako’da Paris’te lüks otomobillerin içinde Ukraynalıların çocuklarını görmek mümkün. Bunu Ukrayna halkı da uzun zamandır görüyor. Bu sebeple Ukrayna’da zorla askere alma ekiplerinin insanları yaka paça aldığı görüntüler sosyal medyada sıklıkla viral oluyor. Ukrayna halkı artık bu kirli savaş için ölmek istemiyor. Ukrayna halkı kanlarına zerk edilen “Rus düşmanlığı” hastalığının etkisinden kurtulup kendine gelmek üzere. Bu hastalığın etkisi geçer geçmez de, batılı ortaklarıyla ülkelerini yağmalayan bu parazitlerden kurtulacaktır. Parazitler ki öyle böyle değil. Yolsuzluğun başındaki isim ise Zelenski’nin yakın dostu ve iş ortağı da olan Timur Mindich. Düşünün, Ukrayna halkı bir kuru ekmeğe muhtaç, elektriksiz karanlıkta beklerken Timur’ın mabadı altın klozet olmadan dışkılayamıyor. Evet yanlış duymadınız altın klozet. Evinin bir odasında altın klozet bulunması, sefahatin ulaştığı seviyeyi gösteriyor. Mindich, soruşturma başlatılmadan sadece saatler önce yurt dışına kaçtı. Bu da soruşturmanın içerden ( belki de iş ortağı Zelenski) sızdırıldığını gösteriyor.

Zelenski için yolun sonu

Skandalın ardından kamuoyu tepkisi büyürken, Zelenski imaj kurtarma operasyonuna başladı. Enerji Bakanı Svitlana Hrinchuk ve Adalet Bakanı Herman Haluşçenko’nun görevden alınması için parlamentoda oylama yapılacak. Ancak bu, kamuoyunu yatıştırmaya yetmiyor. Ukrayna halkı, artık sadece figüranların değil, asıl lider kadronun hesap vermesini istiyor. Yine de Zelenski, halen en tartışmalı isimleri özellikle yönetim mimarı ve iktidarı elinde tutan Andrii Yermak’ı korumaya devam ediyor. Skandalın detayları adeta bir suç filmi senaryosu gibi. Zanlılar birbirlerine takma adlarla hitap ediyor, devlet kurumlarının kameralarını kullanarak dedektifleri takip ediyor, soruşturmayı yürüten Ulusal Yolsuzlukla Mücadele Bürosu (NABU) görevlilerine açık tehditler savuruyordu. Bu çürümüş yapı, Ukrayna'daki gücün mafyatik bir kabine tarafından kullanıldığını bir kez daha doğruluyor.

Soruşturmanın savunma sektörüne de sıçraması bekleniyor. Bazı kaynaklar, tüm hükümetin yeniden yapılandırılması gerektiğini söylerken, diğerleri Zelenski’nin sadece birkaç kurbanla yetinmeye çalışacağını düşünüyor. Ancak yolsuzluğun ve çürümenin ulaştığı seviye, bu rejimin artık sürdürülemez olduğunu açıkça ortaya koyuyor. Ukrayna halkı kandırıldı ve artık bu kabustan uyanmak istiyor. Şimdi geriye sadece Zelenski’nin nasıl kaçacağı sorusu kaldı.

Avrupa uyanıyor

Skandal, sadece iç politikada değil, uluslararası arenada da büyük sarsıntı yarattı. Özellikle Avrupa kamuoyu kendi vergilerinden Ukrayna’ya aktarılan paraların Timur Mindich’in mabadının altın klozette dışkılamasından çokça rahatsız olmuş olmalı. ABD ve AB’den gelen milyarlarca dolarlık yardım, bu tip yolsuzluklar için mi kullanıldı sorusu, batı medyasının şu sıralarda çokça konuştuğu konuların başında geliyor. Kiev rejimi, Batı’nın desteğiyle ayakta duran bir kukla sistemden ibaret. Zelenski ise kendisini kurtarmak için etrafındaki bazı taşları feda etse de, sistemin merkezindeki sorunun ta kendisi. Avrupa halkları “Rusya öcüsü” ile korkutularak vergilerinden silah firmalarının zenginleşmesini artık kabul etmeyecektir. Çünkü Avrupa halkları ne kadar manipüle edilirse edilsin Filistin’de olduğu gibi eninde sonunda gerçeği görecektir. Lockheed Martin’den tutun da Boeing’ine kadar Wall Street’in savaş baronlarının kendileri için hazırladığı senaryoyu okuyabilecek kabiliyete sahip halklar. Ancak savaş baronlarına şantaj veya farklı yöntemlerle teslim olmuş yöneticileri bu senaryoyu hayata geçirmekte ısrarcı. Son olarak Alman Savunma Bakanı Boris Pistorius savaş için tarih bile verdi. Bu falcı görünümlü savaş bakanına göre Rusya ile NATO 2028 yılında savaşacaklar. Tabi bu tarihi Wall Street’teki mi yoksa Avrupa’daki silah tüccarlarından mı aldı bilemiyoruz. Ancak bildiğimiz ve aklımızdan hiç çıkarmamız gereken gerçek ise, kapitalistlerin savaşlarında onlar kazanmaya devam ederken, yoksul halkların ise her zaman kaybedeceğidir.