Sağlık Bakanı Kemal Memişoğlu, geçtiğimiz günlerde Çin’e yaptığı ziyarette Pekin, Şanghay ve Shenzhen’de yoğun temaslarda bulundu. Çinli mevkidaşlarıyla görüşmeler yapan, sağlıkta bilim, inovasyon, teknoloji üretimi, Ar-Ge ve dijitalleşme alanlarında iş birliği fırsatlarını değerlendiren Memişoğlu, aynı zamanda Çin’in son yıllarda sağlık hizmetleri ve tıbbi cihaz üretiminde kaydettiği büyük ilerlemeleri yerinde inceledi. Türk firmalarının da katıldığı görüşmelerde ortaklık zeminini güçlendiren Bakan, ziyaretin ardından izlenimlerini CGTN Türk’e anlattı...
“Türkiye doğunun batıdaki ucu, Çin sağlık teknolojisinin lideri”
Sağlık Bakanı Kemal Memişoğlu, Çin’e gerçekleştirdiği ziyaret kapsamında edindiği izlenimleri aktararak Çin’in son yıllarda özellikle teknoloji, sağlık hizmetleri ve tıbbi cihaz üretimi alanlarında büyük ilerleme kaydettiğini belirtti. Karşılıklı anlayış ve kültürel yakınlığın, sağlık alanında iş birliklerini geliştirmek için önemli bir zemin oluşturduğunu ifade eden Bakan Memişoğlu, Türkiye ile Çin arasındaki ilişkileri çok daha ileri bir noktaya taşımayı hedeflediklerini söyledi:
“Bu aslında benim Çin’e ikinci ziyaretim. 2018’de İstanbul İl Sağlık Müdürüyken kalabalık bir ekiple Pekin’e gitmiştik. Daha önce de Çin heyeti İstanbul’da bizim misafirimiz olmuştu. O dönemdeki diyaloglarımızda onlar bizim sistemimizi, biz de Çin’in sistemini; İstanbul’un işleyişiyle birlikte Pekin’in işleyişini karşılıklı olarak istişare etmiştik.
Son gidişimde gördüm ki Çin büyük bir gelişim süreci yaşamış. Sekiz yılda hem teknoloji, hem sağlık hizmetleri, hem de cihaz üretim kapasitesi bakımından gerçekten çok yol katetmiş.
Biz de ülkemizde Cumhurbaşkanımızın liderliğinde son yirmi yılda önemli bir gelişim ve değişim süreci yaşadık.
Orada şunu da gözlemledim, Çin gelişim sağlarken, dünyada sağlık hizmetlerinin sunumunu kolaylaştırmış. Biz ise bu coğrafyada kaliteli sağlık hizmetleri sunuyoruz. Sağlık turizmi için insanlar Türkiye’yi tercih ediyor. Güçlü bir sağlık çalışanı kapasitemiz var; özellikle hekim potansiyelimiz oldukça yüksek. Bunun yanında cihaz ve teknoloji üretiminde, bilimsel çalışmalar yapma konusunda da Türkiye’nin ciddi bir kapasitesi mevcut. Esasında biz, gelenek ve görenekler bakımından da benzer topluluklarız. Biz doğunun batıdaki en uç noktasındayız; Çin ise doğunun sağlık teknolojisi ve bilgisi bakımından lideri.
Bu iki ülkenin birlikte çalışması için bu geziyi düzenledik. Bu nedenle sadece ben değil, bilim insanlarımız, ticaret yapan sanayicilerimiz ve üreticilerimiz de Çin’de mevkidaşlarımızla temaslarda bulundu. İnşallah yararlı olur.
“Türkiye ve Çin sağlıkta pazar değil, ortaklık istiyor”
Sağlık Bakanı Kemal Memişoğlu, Türkiye’nin artık yalnızca hizmet sunan değil, aynı zamanda koruyan, gelişen ve üreten bir sağlık sistemine geçiş yaptığını belirtti. Bu dönüşüm sürecinde üretim kapasitesini daha da artırmak amacıyla Çinli mevkidaşlarıyla kapsamlı görüşmeler gerçekleştirdiklerini ifade eden Bakan Memişoğlu, iki ülkenin sağlık alanında birbirini tamamlayacak kapasiteye sahip olduğuna dikkat çekti:
“Ziyaretimiz neticesinde birçok ikili görüşme gerçekleştirildi. İkili ön anlaşmalar yapıldı. Türk firmalarının da orada bulunması sayesinde Çin firmalarıyla temaslarımız oldu. Sonuçta biz yeni bir mottoyla hareket ediyoruz. Türkiye artık, Cumhurbaşkanımızın da ifade ettiği gibi, koruyan, gelişen ve üreten bir sağlık sistemine geçmeye çalışıyor.
Biz koruyanı ve geliştireni zaten yapıyoruz; ancak üretimi daha aktif hale getirmek için Çinli mevkidaşlarımızla, Çin sanayisiyle ve Çin üretim teknolojisiyle ortak hareket etmek istiyoruz. Bunun niyetini ortaya koyduk.
Bu görüşmelerin neticesinde somut adımların yakında atılacağını ümit ediyoruz. Bu seyahati de bunun önünü açmak için yaptık.
Biz ne Çin’in Türkiye’yi bir pazar olarak görmesini ne de Türkiye’nin Çin’i pazar olarak görmesini öngörüyoruz. Biz ortaklık istiyoruz. Birlikte çalışmak istiyoruz. Çünkü her iki ülkenin de avantajlı olduğu alanlar var. Bu alanlarda birlikte hareket edilmesi durumunda her iki tarafın da kazançlı çıkacağına, aynı zamanda insanlığın da fayda göreceğine inanıyoruz.
Türkiye gerçekten dünyanın en iyi sağlık hizmetlerinden birini sunuyor. Bunu Avrupa standartlarında gerçekleştiriyoruz. Çok köklü bir ilaç ve üretim sanayimiz mevcut.
Bilimsel alanda ve standartlar bakımından Avrupa Birliği müktesebatına uyumumuz var, ayrıca Gümrük Birliği içindeyiz. Bu avantajlarla Çin’le yapılacak iş birliği sayesinde hem Avrupa’ya hem de dünyaya katkı sağlayabileceğimiz çok geniş bir alan bulunuyor.”

Türkiye ve Çin sağlıkta yapay zeka ve geleneksel tıbbı buluşturacak
Covid-19 döneminde sadece yedi ülkenin aşı üretebildiğini ve bunlardan birinin de Türkiye olduğunu belirten Bakan Memişoğlu, Çin’in de Türkiye’ye aşı desteği sağladığını hatırlattı. Bakan, İnsanların salgınlar ya da hastalıklar nedeniyle yaşamlarını kaybetmemesi için Türkiye’nin her türlü bilimsel ve teknolojik çalışmaya hazır olduğunu vurguladı:
"Görüşmelerimizde prensip olarak hem sağlık hizmetlerinde hem de teknolojinin, özellikle yapay zekânın kullanılarak hizmetlerin daha kaliteli hale getirilmesinde; ayrıca doğunun geleneksel tıbbıyla batının kanıta dayalı tıbbının birleştirilmesinde anlaşmaya vardık.
Orada da ifade ettim, burada da yinelemek isterim: Covid-19 aslında ülkelerin ve milletlerin bakış açısını ortaya koydu. Çin ve Türkiye olarak bu süreçte çevremizdeki ülkelere yardım etmek için her fırsatı değerlendirdik. İnsanlara malzemeden aşıya kadar her konuda destek olduk.
Dünyada sadece yedi ülke aşı üretebildi ve onlardan biri bizdik. Türkiye pek çok ülkeye aşı gönderdi, Çin de bize gönderdi. Bu bakış açısını benimseyen ve kendisine böyle bir misyon edinen ülkelerin bir arada çalışması insanlığa büyük fayda sağlayacaktır.
Birleşmiş Milletler’de de biz, insanlığa yarar sağlayan ve barışı destekleyen her türlü girişimde, her ülkeyle birlikte hareket etmeye devam edeceğiz. Çünkü iyilerin ve kötülerin bir arada yaşadığı bir dünyada yaşıyoruz. Binlerce insanın öldüğü savaşların olmamasını istiyoruz. İnsanların salgınlarda ya da başka hastalıklarda yaşamlarını kaybetmemesi, hayatlarını kalitesiz sürdürmemesi için Türkiye olarak her türlü bilimsel ve teknolojik çalışmaya her zaman hazırız. Bu, aslında insanlık için çalışmak demektir.”
“Türkiye 70’ten fazla ülkeye ücretsiz aşı ve solunum cihazı gönderdi”
Sağlık Bakanı Kemal Memişoğlu, Covid-19 sürecinde Türkiye’nin 70’ten fazla ülkeye sağlık yardımı ulaştırdığını hatırlatarak, Çin ile yürütülen sağlık iş birliğinin esas amacının iki ülkenin ortak hareket ederek insanlığa daha büyük katkılar sunması olduğunu vurguladı:
“Biz 70’in üzerinde ülkeye yardım ettik. Sadece malzeme değil, aşıyı da ücretsiz gönderdik. Yine 45 gün içinde seri üretime geçtiğimiz ventilatör adı verilen solunum cihazını da birçok ülkeye ücretsiz olarak ulaştırdık. Bunu Cumhurbaşkanımızın talimatı ve isteğiyle gerçekleştirdik.
Bu konudaki bakış açımız insanlıktan ve iyilikten yanadır. Bu nedenle Çin ile yaptığımız sağlık iş birliğinin asıl amacı, iki ülkenin birlikte hareket etmesi durumunda insanlığa çok büyük faydalar sağlayabileceğini görmektir. Sağlık alanında önemli kazanımlar elde edeceğimize inanıyorum. Çünkü biz bu ürünleri, insanlığın yaşaması ve sağlıklı kalması için üretiyoruz.
Çin, biyoteknoloji, seri üretim ve cihaz üretimi anlamında gerçekten büyük mesafe kat etti. Biz de aynı çabayı göstermeye gayret ediyoruz. Ancak bizim güçlü yanımız, klinik çalışmalar, insan hücresi araştırmaları ve dünyadaki tüm standartlara uyum sağlayabilme kapasitemizdir. Bu avantajlarımızı en iyi şekilde kullanmak istiyoruz.”
“Türkiye 2014’ten beri dünyanın en güçlü sağlık veri tabanına sahip”
Türkiye’nin 2014 yılından itibaren bütün verilerin tek bir merkezde toplandığı bir sağlık bilişim altyapısına sahip olduğunu belirten Bakan Memişoğlu, Türkiye’nin hedefinin bu bilişim veri tabanını kullanarak tanı yönteminden tedavi yöntemine kadar sağlık alanında yeni bir dönüşümü gerçekleştirmek olduğunu vurgulayarak şunları söyledi:
“Türkiye’nin bu konuda dünyada örneği olmayan bir verisi var. Türkiye, 2004 yılında bütün bilişim altyapısıyla ilgili tanı kodlarını standardize etmiş bir ülke. O tarihten itibaren bütün hastalıklarla ilgili tanıdan tedaviye kadar her şeyi bilişim anlamında standardizasyonla kayda aldı. 2014 yılında ise özel sektör ve üniversite hastaneleri de dahil olmak üzere bütün sağlık verilerinin tek bir merkezde toplandığı bir sistem kurdu. Bugün elimizde, dünyada benzeri olmayan en sağlam sağlık veri tabanı bulunuyor. Bu sayede tanı yöntemlerinden başlayarak pek çok süreci yapay zekâ ile dönüştürebiliriz. Dünya sağlıkta farklı bir noktaya ilerlerken, biz şu anda bunun öncüleriyiz.
Türkiye olarak hedefimiz, bilişim veri tabanımızı genetik ve biyomedikal biyoteknolojik gelişmelerle entegre ederek tanı yönteminden tedaviye kadar yeni bir değişim ve dönüşümü sağlık alanında hayata geçirmektir. Bunun için herkesle ortak çalışmak istiyoruz. Bu hedefi benimseyen ülkeler ve milletlerle birlikte dünyada, sağlık alanında 1900’lü yılların başında yaşanan büyük dönüşüme benzer bir değişimi oluşturmayı amaçlıyoruz.”





