ABD Başkanı Donald Trump’ın imzaladığı son Ulusal Güvenlik Kararnamesi, ABD'nin Küba’ya yönelik yaptırımları genişletti.Kararname ABD vatandaşlarına Küba'ya turizm yasağı getirmekle kalmıyor, Küba devletine ait şirketlerle finansal işlemleri sınırlıyor. Ayrıca uzun yıllardır Küba'daki sosyalist hükümete karşı ABD'nin desteklediği muhalefet grupları için yeni fonlama yollarını açıyor.
Rusya Dışişleri Bakanlığı, bu adımları “Küba’nın sosyo-ekonomik gelişimini baltalamaya yönelik yeni bir darbe politikası” olarak niteleyerek kararı resmen kınadı.Rusya Dış İşleri Bakanlığı sözcüsü Maria Zaharova günlük yaptığı basın toplantısında ABD'yi “uluslararası hukuka aykırı tek yanlı bir baskı politikası sürdürmekle” suçladı.
Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov, ise yaptırımların "ABD’nin Küba’ya egemenlik dayatması" olarak nitelendirdi. Lavrov yaptırımları "ABD emperyalizminin küreselleşen tahakküm çabaları” olarak tanımladı.
Rusya'dan Küba'ya destek
Rusya, bu gelişmelerin ardından Plan 2030 kapsamında Küba’ya yönelik planlanan 1 milyar dolarlık yatırım vaadini yineledi. Elektrik, tarım ve altyapıya yapılması planlanan bu destek, ABD yaptırımlarıyla zorlanan Küba ekonomisine nefes aldırmayı amaçlıyor. Diğer taraftan BM Genel Kurulu, her yıl olduğu gibi ABD'nin Küba ambargosunu “uluslararası hukuka aykırı” bularak iptal çağrısı yapmaya devam ediyor. 2024’te 187 ülke bu karar lehine oy kullanırken yalnızca ABD ve İsrail karşı oy verdi .
Küba direnmeye devam edecek
Küba Devlet Başkanı Miguel Díaz-Canel, ise yaptırımları “acımasız ekonomik savaş” olarak nitelendirdi. Kararnamenin “Küba halkına acı çektirme stratejisi” olduğunu öne sürerek, yaptırımlara rağmen boyun eğmeyeceklerini ve direnmeyi sürdüreceklerini ilan etti .