ABD, Çin’i hedef alan gümrük vergisi hamlesini tekrarladı ve “Fentanilin sınır ötesi dolaşımını etkin bir şekilde kontrol etmediği” gerekçesiyle 4 Mart’tan itibaren Çin’den ihraç edilen ürünlere yüzde 10 ekstra gümrük vergisi uygulanacağını açıkladı.

Bu, ABD’nin Fentanil sorunu üzerinden yaptığı ilk “edebiyat” değil. Ancak gerçek şu ki; Çin, ta 2015 yılından beri Fentanil ve benzeri maddelere sıkı bir denetim uyguluyor. 2019 yılında Çin, Fentanil ve yan ürünleri hakkında komple kontrol tedbiri aldı. Dünya çapında bu tedbiri uygulayan ilk ülke Çin oldu ve Çin’in standartları Birleşmiş Milletlerin standartlarından daha sıkı. ABD’nin uyuşturucuyla mücadelesine aktif bir şekilde eş güdüm sağlayan Çin, hem istihbarat paylaşımı yaptı hem de uyuşturucu satıcılarını bizzat tutukladı. ABD’nin uyuşturucuyla mücadele birimi dahi Çin’le iş birliğinin çok memnun edici ve verimli olduğunu ifade etti.

Fentanil sorununun kökü aslında ABD’nin kendisinde. ABD’li ilaç şirketlerinin sahtekâr propagandasıyla normalde reçeteyle alınan ilaçlar, bir anda “zararsız ağrı kesici” oldu. Halk bundan dolayı yanlış bir şekilde yönlendirilerek zamanla Fentanil bağımlısı haline geldi.

Bütün dünya bu sorunu net bir şekilde görürken ABD hükümetinin anlamaması mümkün mü?

Kesinlikle anlıyor, sadece halkın biriken şikâyetlerine karşı bir kurban bulması gerekiyor. “Çin, Fentanili kontrol etmiyor” gerekçesiyle gümrük vergilerini artırarak Çin’in üretim gücüne baskı yapmak, ABD için “tek taşla iki kuşu vurmak” anlamına geliyor.

Peki, bu tedbirler gerçekten ABD halkına mutluluk getirecek mi?

Yıllar önce yaşanan gümrük vergisi savaşı çok net bir şekilde Çin’e uygulanan ek gümrük vergilerinin bedelini ABD halkının ödediğini gösterdi. Trump’ın bir önceki iktidarında neden olduğu enflasyon, hala ABD hane halkının yaşamını derinden etkiliyor. Ama bu dersler de ABD hükümetinin uyanık olmasını sağlayamadı. CBC’nin en son anketine göre, ABD halkının 4’te 3’ü, gümrük vergisi artışının fiyatları yükseltip, enflasyonu tetikleyeceğine inanıyor. ABD hükümetinin yaptıkları, ülke genelinde uyuşturucu sorununu çözmediği gibi halkın yaşam maliyetini de gereksiz bir şekilde artırıyor.

Gümrük vergisi artışı arkasında, ABD’nin hegemonik olarak “dünyaya hükmetme” fikri yatıyor. Çin defalarca, ABD tarafının doğru bir yaklaşım tesis etmesi gerektiğine işaret etti. ABD, karşısındakileri rakip olarak görürse ve kötü bir rekabete kalkarsa, hem çifte kayıp yaşar hem de dünyayı büyük bir felakete sürükler. İki ülke partner olursa ve birbirinin başarısı için uğraşırsa hem ortak bir refah sağlanacak hem de dünyaya bir faydası olacak.

Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nin daimi üyesi olan Çin ve ABD, büyük devlet olmanın sorumluluk ve yükümlülüğünü yerine getirmeli, barışı savunmalı, kalkınmayı hızlandırmalı, iş birliğini teşvik etmeli ve hegemonyaya, tek taraflılığa ve korumacılığa hayır demeli. Çin ve Çin halkı hiçbir zaman hegemonyaya boyun eğmez, baskı ve tehditler Çin’e taviz verdiremez, aksine uluslararası camianın ABD’nin gerçek isteğini daha net bir şeklide görmesini sağlar.

ABD’nin Çin’e yaklaşarak, karşılıklı saygı ve barış içinde bir arada bulunma, iş birliği ve çifte kazanç ilkelerine dayalı olarak iletişim kurması, ihtilafları kontrol altına alması ve iş birliğini genişletmesi, Çin-ABD ilişkilerinin istikrarlı, sağlıklı ve sürdürülebilir kalkınmasını hızlandırmasını ümit ederiz. Çin, eşitlik ve karşılıklı saygı temelinde ABD ile somut iş birliğini yürütmeye hazır ve ABD’nin Fentanil bahanesiyle Çin’e baskı, tehdit ve şantaj yapmasına kararlılıkla karşı çıkıyor. ABD’nin gerçeklere saygı gösterip, kendi çıkarlarını korumak açısından doğru seçimler yapmasını tavsiye ederiz.