Trump yönetiminin hazırladığı plana göre Gazze, savaşın yarattığı yıkımın ardından lüks sahil yerleşimleri, yüksek hızlı tren hatları ve yapay zekâ destekli enerji altyapılarıyla donatılmış modern bir metropol olarak yeniden kurgulanmak isteniyor.

ABD basınına yansıyan bilgilere göre, “Project Sunrise” adı verilen çalışma, ABD Başkanı Donald Trump’ın damadı Jared Kushner ile Orta Doğu Özel Temsilcisi Steve Witkoff öncülüğünde hazırlandı. Beyaz Saray’dan üst düzey yetkililerin de katkı sunduğu ekip, Gazze’nin geleceğine ilişkin 32 sayfalık kapsamlı bir sunum hazırladı.

Çadırlardan lüks konutlara uzanan dönüşüm

“Gizli olmayan ancak hassas” ibaresi taşıyan sunumda, Gazze halkının geçici barınaklardan modern konutlara taşınması ve yoksulluktan refaha geçişi hedefleniyor. Belgelerde, sahil şeridinde yükselen gökdelen tasarımları, ayrıntılı maliyet tabloları ve uzun vadeli yatırım öngörüleri yer alıyor.

Ancak Wall Street Journal’ın aktardığına göre, plan; yeniden inşanın hangi ülke ya da şirketler tarafından finanse edileceğine dair net bir çerçeve sunmuyor. Ayrıca, çatışmalar nedeniyle yerinden edilen yaklaşık 2 milyon Filistinlinin yeniden inşa sürecinde nerede yaşayacağı sorusu da yanıtsız bırakılıyor.

ABD’li yetkililer, taslağın Körfez ülkelerinin yanı sıra Türkiye ve Mısır gibi olası bağışçı ülkelere tanıtıldığını belirtiyor.

Şüpheler ve itirazlar

Planı değerlendiren bazı ABD’li yetkililer, projenin uygulanabilirliğine ilişkin ciddi çekinceler dile getiriyor. Hamas’ın silah bırakmayı kabul etmeyeceği görüşü öne çıkarken, bu koşul sağlansa bile riskli bir bölgede böylesine büyük bir yatırımın finansmanının zor olacağı vurgulanıyor.

Orta Doğu uzmanı Steven Cook, “Ne kadar sunum hazırlanırsa hazırlansın, İsrail tarafında mevcut tablonun değişeceğine dair bir inanç yok” değerlendirmesinde bulundu.

Beyaz Saray: Amaç barış ve refah

Beyaz Saray’dan yapılan açıklamada ise Trump’ın Gazze’deki gelişmeleri yakından izlediği belirtilerek, “Trump yönetimi, kalıcı barışı desteklemek ve Gazze için barışçıl ve müreffeh bir gelecek inşa etmek amacıyla ortaklarıyla çalışmayı sürdürecektir” ifadelerine yer verildi.

112 milyar dolarlık dev bütçe

Taslak plana göre, projenin ilk 10 yıllık maliyeti 112,1 milyar dolar olarak hesaplandı. ABD’nin yaklaşık 60 milyar dolarlık kısmı hibe ve borç garantileri yoluyla “çapa finansör” olarak üstlenmesi öngörülürken, Dünya Bankası’nın da sürece dahil edilmesi planlanıyor.

Plan, uzun vadede Gazze’nin projelerden elde edilecek gelirlerle borçlarını geri ödeyebileceğini ve kendi kendini finanse eden bir ekonomik yapıya kavuşabileceğini savunuyor.

Dört aşamalı yol haritası

Yeniden inşa sürecinin ilk aşaması, enkazın kaldırılması, patlamamış mühimmatın ve tünellerin temizlenmesini kapsıyor. Ardından geçici barınaklar, sahra hastaneleri ve mobil kliniklerin devreye alınması, sonrasında ise kalıcı konutlar, eğitim ve sağlık tesisleri ile ibadethanelerin inşası planlanıyor.

Çalışmaların güneyde Refah ve Han Yunus’tan başlayarak orta bölgelere ve son aşamada Gazze kentine doğru ilerlemesi öngörülüyor.

Yemen'de diplomatik kriz: Husiler 10 BM personelini gözaltına aldı
Yemen'de diplomatik kriz: Husiler 10 BM personelini gözaltına aldı
İçeriği Görüntüle

“Yeni Refah” yönetim merkezi

Sunumda, “Yeni Refah” adı verilen bir kentin Gazze’nin idari merkezi olarak tasarlandığı belirtiliyor. Bu kentte 500 binden fazla kişinin yaşayacağı, 100 bini aşkın konutun yanı sıra 200’den fazla okul ve 75’ten fazla sağlık tesisinin yer alacağı ifade ediliyor.

Kırmızı çizgi: Hamas şartı

Planın dikkat çeken unsurlarından biri ise kırmızı ve kalın harflerle vurgulanan şart: Hamas’ın tüm silahlarını ve tünellerini tasfiye etmesi. Yetkililer, bu koşul yerine getirilmeden hiçbir aşamanın hayata geçirilemeyeceğini açıkça dile getiriyor.

ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio da bu noktaya dikkat çekerek, “Yakın gelecekte yeni bir savaş ihtimali varken kimse Gazze’ye yatırım yapmaz” değerlendirmesinde bulundu.

Kushner’in rolü ve eleştiriler

Gayrimenkul geçmişiyle bilinen Jared Kushner, Trump’ın ilk başkanlık döneminde Abraham Anlaşmaları sürecinde aktif rol almıştı. Beyaz Saray’dan ayrıldıktan sonra Orta Doğu fonlarının desteklediği milyarlarca dolarlık bir yatırım şirketi kurması da eleştiri konusu olmuştu.

Eleştirmenler, planın fiilen bir “ulus inşası” girişimi anlamına geldiğini savunurken, Steven Cook, “Buna ne ad verirseniz verin, bu açıkça bir ulus inşası projesidir” yorumunu yaptı.