ABD Başkanı Donald Trump, ikinci başkanlık döneminin ilk yabancı konuğu olarak İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu’yu Beyaz Saray’da ağırladı. Görüşmenin ardından Trump, “aşığıyım” dediği İsrail’in lideri ile birlikte Filistin halkını sürgüne gönderme ve çaldığı topraklarda Amerikan düzenini kurma planlarını anlattı.
Trump’ın tespit ve hedeflerini şu 5 maddeyle özetlemek mümkün:
1. Gazze artık yaşanması mümkün olmayan bir yer haline gelmiştir: Trump, ABD’nin verdiği milyonlarca dolar değerindeki silah ve binlerce tonluk bombalarla yerle yeksan edilen Gazze’ye dair sözde kaygıları dile getirdi. Bir gözüyle nişan aldığı halka diğer gözüyle ağlamayı ihmal etmeyen Amerikan politikasının basitçe tekrarlayan Trump, insanların alternatifleri olmadığı için Gazze’de sıkıştığını öne sürüyor. Oysa Filistin halkı ateşkesin ilk gününde insan seli şeklinde Gazze’deki çadırlarını terk ederek harabe binalarının çevresine akın etmişti. Zira Gazze’den bir kez çıkartılanların bir daha geri dönmelerine müsaade edilmediğini biliyorlardı.
2. Filistin halkı “kalıcı” olarak Gazze’yi terk etmelidir: Trump, Hamas ve İsrail arasındaki ateşkesi ilerletmek ve kalıcı barışı sağlamak yerine Filistin halkının tehcire gönderilmesiyle sorunun nihai olarak çözüleceğini söyledi. “Gazze onların sonunda ölecekleri yeri garanti ediyor” ifadelerini kullanan Trump “ya vatanda ya sürgünde ölüm” denklemi kurarak Filistin halkına “ışık alan güzel açık alanlarda binalar inşa edeceklerini” ve elbette bunun finansmanın da kendisinin değil başka ülkelerin karşılayacağını söyledi. Tehcir adresleri olarak Mısır ve Ürdün’ü işaret eden ABD lideri " Dört, beş veya altı bölge inşa edebilirsiniz. Tek bir bölge olmak zorunda değil." diye konuştu.
3. Gazze ABD’nin denetiminde olacak: Gazze’nin yeniden inşasını artık Filistinlilerin geri dönüşü ile gerekçelendirmeyen Trump, bölgenin ABD tarafından denetleneceğini duyurdu. Gazze şeridinin açıklarındaki doğalgaz öteden beri ABD ve İsrail’in iştahını kabartırken Trump, binlerce Filistinlinin halen enkaz altında olduğu toprakları turizm cenneti bir Riviera’ya haline getireceğini söyledi. Kan ve gözyaşı üzerine inşa edilecek otellerin sigortasını ise Trump’ın damadı Jared Kushner’in en büyük hissedarı olduğu İsrail şirketinin yapması sürpriz olmayacak. Okyanus ötesinden gelerek kadim toprakları “devralma” niyetini gizlemeyen ABD başkanı tüm dümya vatandaşlarının yanı sıra ‘lutfedip” kimi makul Filistinlilerin de imar edilmiş topraklara yerleşebileceğini söyledi.
4. Bölge İsrail’in güvenliğine hizmet edecek: Trump, ABD’nin Gazze’de ipleri ele alacağını söylerken bölgenin gelecekteki statüsüne dair soruları ise yanıtsız bıraktı. 2025 yılında bir halkın tehcir edilmesini “normal” bir teklif olarak dünyaya sunan Trump’ın orman kanunları çerçevesinde Gazze’yi kolonileştirmek istemesi sürpriz olmasa da Washington için daha rasyonel çözümün anahtarı bölgede yatıyor. ABD muhtemelen Gazze’de İsrail’in yasa dışı yerleşim birimlerini inşa ederek bölgeye hükmetmesini tercih edecek. Trump’ın son günlerde İsrail’in Ortadoğu’da ne kadar küçük toprağa sahip olduğundan yakınması, Batı Şeria gibi bölgelerde toprak gaspı üzerindeki yasakları kaldırması ya da Netanyahu’nun sık sık Gazze’yi içine alan ama büyük planda Lübnan ile Suriye’yi de kapsayacak şekilde “Ortadoğu haritasını değiştirmekten bahsetmesi” bu bağlamda değerlendirilebilir. ABD bu planının akamete uğraması halinde ise Gazze’yi işbirliğine açık Arap teknoratlarla yönetmeyi de gündeme alabilir. Bütün senaryolarda ise vazgeçilmeyecek tek kırmızı çizgi ise İsrail’in güvenliği olacak. Trump’ın Filistinlilerin sürülmesine paralel olarak İsrail ile başta Suudi Arabistan olmak üzere bölge ülkeleri ile normalleşmeyi gündeme getirmesi ya da İran’a karşı yeninden maksimum baskı politikasına dönmesi tesadüf değil.
5. Gerekirse Amerikan postalı sahaya inecek: İsrail’in kurulması sırasında Filistin halkının sürülmesini anımsatan ve tarihe Nekbe (felaket) olarak geçen hadiseyi anımsatan plana şimdilik Arap ülkeleri muhalefet ediyor. Trump’ın sürgün adresi olarak gösterdiği Mısır ve Ürdün planı kabul etmediklerini, Suudi Arabistan ise bağımsız bir Filistin devleti kurulmadığı müddetçe İsrail ile diplomatik ilişki kurmayacağını ilan etti. Trump ise bu planı önce teşvikler ile sonra yaptırım sopasıyla ve en son senaryoda ise askerini göndererek hayata geçirmeye çalışacak. Netanyahu ile yaptığı toplantıda Amerikan ordusunun işgale katılma ihtimalini dışlamayarak “Eğer gerekirse bunu yapacağız." dedi.