Türkiye’nin Karadeniz bölgesindeki fındık üreticileri ile dünyanın önde gelen çikolata üreticilerinden İtalyan Ferrero şirketi arasında yaşanan anlaşmazlık ortaya çıktı
Financial Times'ın haberine göre, Ferrero'nun Türkiye’den fındık alımını durdurması, sadece yerli üreticiyi değil, küresel fındık tedarik zincirini de etkileyebilecek boyutta bir gelişme olarak görülüyor. Türkiye'nin zorlu geçen tarım sezonu ve küresel piyasa dalgalanmaları nedeniyle ortaya çıkan bu kriz, sektördeki yapısal sorunları da gözler önüne seriyor.
Yılın ilkbaharında yaşanan don olayları ve haşere istilaları nedeniyle Türkiye’de fındık rekoltesi ciddi oranda düştü. Fiyatların iki katına çıkmasının ardından Ferrero, Türkiye’den fındık alımını durdurarak ABD ve Şili gibi alternatif pazarlara yöneldi. Ancak Londra merkezli ticaret çevreleri, Ferrero’nun er ya da geç Türkiye pazarına dönmek zorunda kalacağını öngörüyor. Türk aracıların agresif alım stratejileri, fiyatları daha da yukarı çekmiş durumda.
CG Hacking şirketinden Giles Hacking, doğal iç fındığın Haziran ayında ton başına 9.000 dolardan 18.000 dolara çıktığını belirtti. Hacking, Türk tüccarların Ferrero’nun dönüşünü bekleyerek fındığı stokladığını, bu nedenle de piyasada adeta bir "bekleyiş savaşı" yaşandığını ifade etti.
Ferrero Hazelnut Company Genel Müdürü Marco Botta, Türkiye’nin tedarik zincirindeki yerini koruduğunu ve bu ülkeye olan bağlılıklarının sürdüğünü belirtti. Şirketin farklı ülkelerden yaptığı alımlarla riskleri çeşitlendirdiğini söyleyen Botta, Sırbistan ve İtalya gibi ülkelerden sağlanan tedariklerin geçici çözüm sunduğunu dile getirdi.
Tarım Bakanlığı’nın verilerine göre 2025 yılı fındık rekoltesi 450 bin ton civarında tahmin edilse de, Fiskobirlik Ordu Şube Başkanı Cemil Temiz bu rakamın 300 bin tonu aşamayacağı görüşünde. Bu durum, Türkiye’nin yıllık 600-700 bin tonluk üretim kapasitesinin çok altında bir seviyeye işaret ediyor.
Poyraz Fındık İhracat Direktörü Fırat Bakıcı’ya göre, Türkiye’nin rekabet gücünü zayıflatan unsurlar arasında artan işçilik maliyetleri ve markalaşma eksikliği öne çıkıyor. Bakıcı, “Türkiye, Avrupa için sadece taşeronluk yaptı. Şili gibi ülkeler agresif büyüyor ve bu durum Türkiye’nin pazar payını tehdit ediyor” değerlendirmesinde bulundu.




