Zülal Çelik
Güney Kore Anayasa Mahkemesi, 23 Ocak 2025 tarihinde, Yoon Suk-yeol'un görevden alınma davasının dördüncü açık duruşmasını gerçekleştirdi. Yoon, duruşmaya katıldı. Duruşmada, eski Savunma Bakanı Kim Yong-kyun tanık olarak yer aldı. Kim, duruşmada Yoon’un "siyasi figürlerin tutuklanması" talimatı vermediğini belirtti.
Yoon'un görevden alınma davası ve "iç karışıklık" suçlamalarıyla ilgili araştırmaların merkezinde, Yoon'un acil sıkıyönetim ilan ederken böyle bir talimat verip vermediği sorusu yer alıyor. Kim Yong-kyun'un 23 Ocak'ta verdiği tanıklık, bu konuda önemli bir referans.
Tanıkların güvenilirliği üzerine tartışmalar
Yoon’un duruşmaya katılması, tanıkların gerçek ifadeler vermesini etkileyebileceği gerekçesiyle tartışmalara yol açtı. Ancak Anayasa Mahkemesi, tanıkların Yoon’un duruşmadan ayrılması ya da bir perde arkasında sorgulanması taleplerini kabul etmedi.
Kim, Yoon'un avukatları tarafından yaklaşık 30 dakika boyunca sorgulandı. Kim, acil sıkıyönetim sırasında Yoon'un yalnızca az sayıda asker gönderme talimatı verdiğini, bunun yeterli olup olmadığından şüphe duyduğunu söyledi. Ayrıca, acil durum sırasında bazı belgelerin Yoon tarafından kendisine verilmediğini de belirtti.
Kim, Yoon'un "siyasi figürlerin tutuklanması" talimatı vermediğini vurguladı. Bu, Yoon'un görevden alınma davasındaki en önemli konulardan biri olarak değerlendiriliyor. Kim, ayrıca Yoon'un acil sıkıyönetim sırasında sadece askeri güçlerin sınırlı bir şekilde kullanılmasına dair endişelerini dile getirdi.
Yoon'un davaya katılımı ve soruşturma reddi
Yoon, duruşmalara katılmayı kabul ederken, soruşturma makamlarının taleplerine karşı direnç göstermeye devam etti. Analistler, Yoon'un görevden alınma davasının sonucunun, siyasi geleceği açısından daha kritik olduğunu belirtiyor. Eğer Yoon görevden tamamen alınırsa, mevcut başkanlık koruma hizmetlerini kaybedecek ve Güney Kore'de erken seçim yapılacak.
Yoon’un davasıyla ilgili olarak Kamu Denetleme Ofisi, dosyayı savcılığa devredeceğini açıkladı. Bu durum, Yoon’un soruşturmalara katılmaktan kaçınması nedeniyle, sürecin hızlandırılması amacıyla yapılıyor. Duruşmaların hızla devam ettiği belirtiliyor ve önümüzdeki ay daha fazla açık duruşma yapılması planlanıyor.
Halk ne düşünüyor?
Güney Kore’deki mevcut siyasi kriz, toplumda geniş bir tartışma yarattı. Kamuoyu anketleri, Yoon Suk-yeol’un yönetimine olan desteğin önemli ölçüde azaldığını gösteriyor. Birçok Güney Koreli, acil sıkıyönetim döneminde hükümetin keyfi hareketlerde bulunduğunu, basın ve ifade özgürlüğünü kısıtladığını düşünüyor. Özellikle muhalefet partileri, Yoon’un yönetiminin demokratik değerlere zarar verdiğini savunuyor. Bunun yanı sıra, bazı Yoon destekçileri, hükümetin Kuzey Kore ile ilişkilerdeki gerginliği azaltma çabalarını savunuyor ve güvenlik meselelerini öncelikli olarak görüyor. Ancak genel olarak, halk arasında Yoon’un siyasi kararları konusunda büyük bir rahatsızlık var ve birçok kişi, mevcut yönetime karşı daha fazla hesap verme mekanizması talep ediyor.
Olayların başlangıcı
Güney Kore’deki mevcut siyasi kriz, Yoon Suk-yeol’un 2022’deki başkanlık seçimlerini kazanmasından sonra başladı. Yoon, göreve geldiğinde, ülkenin geleceği üzerinde önemli bir etkiye sahip olan birkaç tartışmalı konu ile karşı karşıya kaldı.
Seçim sonrası dönemde, Yoon’un hükümeti, Covid-19 pandemisiyle mücadele, ekonomik zorluklar ve Kuzey Kore (Kore Demokratik Halk Cumhuriyeti) ile ilişkiler gibi konularda eleştiriliyordu. Eleştirilerin artması, Yoon’un destek oranlarını düşürdü ve muhalefet partileri, yönetimini sorgulamaya başladı.
2024 yılında, Kuzey Kore ile gerginlik artınca, Yoon hükümeti acil durum ilan etti ve sıkıyönetim uygulamaya başladı. Bu karar, kamuoyunda endişe yarattı ve hükümetin demokrasiye olan bağlılığını sorgulayan eleştirilere yol açtı.
Sıkıyönetim sırasında, bazı siyasi figürlerin tutuklanması ve ifade özgürlüğünün kısıtlanması gibi olaylar gündeme geldi. Bu durumda, Yoon’a yöneltilen suçlamalar arasında kötü yönetim ve keyfi tutuklamalar da yer aldı.
Yoon'un görevden alınma süreci
2024'ün sonunda Yoon Suk Yeol, 3 Aralık’ta muhalefetin parlamento sürecini rehin aldığını öne sürerek sıkıyönetim ilan etti. Güney Kore Parlamentosu’nda yapılan oylama ile ülkede ilan edilen sıkıyönetimin geçersiz olduğuna karar verildi. Parlamentonun ardından cumhurbaşkanı sıkıyönetim kararını kaldıracağını açıkladı. Daha sonra sıkıyönetim ilanına yönelik olarak yürütülen soruşturma kapsamında Yoon’a, şüpheli sıfatıyla ceza davası açıldı.
Yoon Suk-yeol’a karşı başlatılan dava, siyasi gerilimleri daha da artırdı. Yoon'un acil sıkıyönetim döneminde siyasi figürlerin tutuklanması talimatı verip vermediği konusunda belirsizlikler ortaya çıktı. Bu belirsizlik, siyasi kargaşayı artırdı ve muhalefet partisinin Yoon’un görevden alınması için başvuruda bulunmasına yol açtı.
Eski Savunma Bakanı Kim Yong-kyun’un mahkemede verdiği tanıklık, Yoon’un bu dönemdeki eylemlerine dair kritik bir referans noktası oldu. Kim'in ifadeleri, Yoon'un sorumluluklarını sorgularken, Anayasa Mahkemesi'nde süren dava da büyük bir dikkatle izleniyor.
Gerek kamuoyundaki rahatsızlıklar, gerekse Yoon’un yönetiminde artan muhalefet, siyasi krizi derinleştirdi. Sıkıyönetim sırasında yaşananlar ve Yoon’un durumu, halk arasında ciddi tartışmalara yol açtı. Yoon'un görevi sırasında karşılaştığı zorluklar ve bu zorlukların ardından gelen görevden alma davası, Güney Kore'deki demokrasi ve hukuk sistemi üzerindeki etkilerini sorgulayan bir noktaya geldi.