CGTN Türk Dış Haberler Servisi
ABD Ulusal İstihbarat Direktörü Tulsi Gabbard, Bahreyn’de Uluslararası Stratejik Araştırmalar Enstitüsü (IISS) tarafından düzenlenen yıllık güvenlik konferansı “Manama Diyaloğu”nda yaptı. Associated Press’in (AP) hafta sonu bülteninde aktardığına göre Gabbard, Washington yönetiminin “rejim değişikliği veya ulus inşası” stratejisinin Donald Trump döneminde sona erdiğini savundu.
Siyasi mühendislik hevesi devam ediyor
“On yıllardır dış politikamız verimsiz ve sonsuz bir rejim değişikliği ya da ulus inşası döngüsüne hapsolmuş durumda” diye konuşan Gabbard, Demokrat Parti yönetiminde Amerika’nın başka ülkelere yönetim sistemleri dayatmak ve kendilerini ilgilendirmeyen çatışmalara müdahil olduğunu itiraf etti. Gabbard, “harcanan trilyonlar, kaybedilen sayısız hayat ve birçok durumda daha büyük güvenlik tehditlerinin ortaya çıkmasına neden oldu” dedi.
ABD Başkanı Donald Trump’ın orduya Venezuela karasularında saldırı emri verdiği ve Maduro yönetimini devirmek isteyip istemediği sorularını yanıtsız bıraktığı atmosferde yapılan açıklama uluslararası kamuoyu tarafından inandırıcı bulunmadı.
ABD’nin USS Gerald R. Ford uçak gemisinin Karayiplere doğru ilerlemesini haberleştiren Ak Jazeera, Washington yönetiminin sadece Venezuela’yı değil aynı zamanda çeşitli hamlelerle Brezilya, Hindistan ve Arjanti gibi ülkelerde de siyasi mühendislik yapmak istediğini aktardı.
“Eski alışkanlar farklı yöntemler”
Çin Dış İlişkileri Üniversitesin’den Li Haidong, ABD Ulusal İstihbarat Direktörü Tulsi Gabbard’ın itiraflarının doğru olduğunu, Amerikan halkının genel görüşünü yansıttığını ancak Cumhuriyetçilerin yol haritasını yansıtmadığını söyledi. Cumhuriyetçilerin, Demokratlar gibi olmasa da uluslararası atmosferi kendi çıkarları doğrultusunda değiştirmekten çekinmeyeceğini söyleyen uzman “ABD, kendi “etki alanı” olarak tanımladığı bölgede diğer ülkelerin içişlerine karışma alışkanlığını sürdürmektedir.” İfadesini kullandı.
Çin’in Global Times konuşan uzman şu değerlendirmelerde bulundu:
“ABD yönetimi ‘dünya ne kadar Amerikalılaşırsa, Amerika o kadar güvende olur’ inancını her zaman taşımıştır. Ülke yeniden güç kazandığında, yurtdışı müdahaleler ve rejim değiştirme politikalarından oluşan geleneksel oyun planına geri dönmesi muhtemeldir.”
