Irak Kürdistan Bölgesel Yönetimi’nin başkenti Erbil’e bağlı Khabat ilçesinde yerel bir arazi ve su anlaşmazlığı, kısa sürede silahlı bir çatışmaya dönüştü. Zap Nehri’nden gelen bir su kanalının yönünün değiştirilmesiyle tarım arazilerinin sulanması konusunda patlak veren ihtilaf, bölgede güçlü bir nüfusa sahip Herki aşireti ile rakip Golan aşiretleri arasında gerginlik yarattı. 8 Temmuz Salı günü yaşanan bu gerginlik, bölgeye güvenlik güçlerinin müdahalesiyle birlikte Herki aşireti mensupları ile Barzani aşiretine bağlı peşmerge güçleri arasında açık çatışmaya evrildi.
Herki Aşireti kendilerine yakın aşiretleri ayaklanmaya çağırdı
Herki aşireti, nüfusu ve etkinliğiyle bilinen büyük Kürt aşiretlerinden biri olup IKBY topraklarının yanı sıra komşu bölgelerde de geniş dağılım gösterdiği biliniyor. Özellikle Duhok ve Erbil civarında güçlü bir tabana sahip olan Herkiler, zaman zaman yerel yönetimle toprak ve kaynak kullanımı konusunda gerilimler yaşamış bir aşiret. Son yaşanan gerilim ve çatışmanın ardından aşiretin saygın büyüklerinden olan Cevher Ağa Harki, Barzani yönetimine karşı “ulusal ayaklanma” çağrısında bulundu. Barzani ailesini bölgede “diktatörlük” kurmakla suçlayan Herki lideri, yalnız kendi aşiret mensuplarını değil Erbil ve civarındaki diğer aşiretleri de KDP yönetimine karşı topluca direnmeye davet etti. Bu çağrının hemen ardından bölgedeki en az üç farklı aşiretin Herkilerle omuz omuza silahlandığı ve çatışma bölgesine destek güç gönderdiği öne sürüldü. Herki önderleri, Barzani ailesinin Kürdistan Bölgesi’nde kendi çıkarlarını halkın iradesinin önüne koyduğunu savunarak, “artık diğer aşiretlerin de sesini yükseltme zamanının geldiğini” dile getirdi. Bu sözler, bölgedeki aşiret dayanışmasını ve KDP yönetimine dönük hoşnutsuzluğu açık biçimde gözler önüne serdi.
Herki'lere destek artıyor
Çatışmaların yankıları, Erbil ile sınırlı kalmayıp Kürdistan Bölgesi’nin diğer bölgelerine de yansıdı. Özellikle IKBY’nin diğer büyük siyasi gücü olan Kürdistan Yurtseverler Birliği (KYB) etkisindeki Süleymaniye vilayetinde, Barzani yönetimine karşı tepkiler dile getirilmeye başlandı. Olayla eş zamanlı olarak Süleymaniye’nin Kelar ilçesine bağlı Keladze kasabasında gece saatlerinde protesto gösterileri düzenlendi. Göstericiler, Barzani ailesine bağlı yerel yöneticileri ve güvenlik yetkililerini protesto ederek, Erbil’deki çatışmaya dolaylı destek mesajları verdi. Bu protestolar sırasında “Barzani istifa” ve “Diktatörlüğe hayır” sloganlarının atıldığı, KYB kontrolündeki bölgede Barzani karşıtı duyguların açıkça ortaya konduğu bildirildi. Uzmanlar, Keladze’deki eylemlerin Herki çatışmasıyla doğrudan bağlantılı olmaktan ziyade, uzun zamandır devam eden KDP-KYB rekabetinin ve halk arasındaki memnuniyetsizliğin bir yansıması olduğunu belirtiyor. Yine de, Erbil’deki gelişmelerin bölgesel çapta siyasi gerilimi artırma potansiyeli taşıdığı ve IKBY içindeki güç dengelerine etki edebileceği yorumları yapılıyor.
Ölü ve yaralılar var
Çatışmalarda her iki taraftan da yaralananlar ve ölenler olduğu bildiriliyor. İlk belirlemelere göre en az 2 kişinin hayatını kaybettiği, 11 kişinin de yaralandığı gelen haberler arasında. Yaralılar arasında sivillerin yanı sıra peşmerge ve güvenlik görevlilerinin de bulunduğu belirtiliyor. Ancak bazı kaynaklar ölü sayısının daha yüksek olabileceğine dair doğrulanmamış iddialar ortaya attı; çatışmaların şiddeti ve geniş bir alana yayılması nedeniyle “onlarca” kayıp olabileceği yönünde söylentiler bölge medyasında yer buldu. Buna karşın, IKBY makamlarından henüz resmi bir can kaybı sayısı açıklaması yapılmadı. Erbil’deki güvenlik kaynakları, olayların kontrol altına alınması için yoğun çaba harcandığını ve takviye güçlerle bölgedeki kritik noktaların tutulduğunu belirtmekle yetindi.
Çatışmalar basit toprak ve su anlaşmazlığı mı?
Yerel basın, çatışmaları farklı açılardan ele aldı. KDP’ye yakın medya kuruluşları olayı öncelikle “yerel bir arazi husumeti” çerçevesinde sunmaya özen gösterdi. Rudaw ve Kurdistan24 gibi yayınlar, çatışmanın aşiretler arası toprak kavgasından çıktığını ve güvenlik güçlerinin kamu düzenini sağlamak için müdahale ettiğini vurguladı. Rudaw’ın İngilizce servisi, Herki aşiretinden Hurşid Harki’nin günlerdir başka bir aşiret lideriyle toprak mülkiyeti anlaşmazlığı yaşadığını ve bu anlaşmazlığın hafif silahların kullanıldığı küçük çaplı çatışmalara yol açtığını belirtti. Bu haberler de, çatışmayı mümkün olduğunca apolitik bir çerçevede yansıtıyor. Ancak bazı yerel medya organları ve sosyal medya hesapları olayları Barzani yönetimine karşı toplumsal bir başkaldırı olarak niteleyen bir söylem benimsedi. Bu kaynaklar, IKBY’de Barzani ailesi ile bazı aşiretler arasındaki güç mücadelesinin uzun zamandır var olduğuna ve su, toprak gibi konuların bu mücadelenin kıvılcım noktaları haline gelebildiğine dikkat çekti
Terörsüz Türkiye hedefine yönelik bir provokasyon mu?
Bölgeden gelen ilk haberler çatışmaların kaynağının Zap Nehri’nden gelen bir su kanalının yönünün değiştirilmesi ve tarım arazilerinin sulanması konusunda patlak veren ihtilaf olarak sunulsa da, gelinen noktada Barzani aşiretine karşı bir ayaklanmaya dönüşme ihtimali de var. Tüm bu sürecin Türkiye'nin Terörsüz Türkiye sürecinin başlangıç günlerine denk gelmesi ise kafalarda soru işaretleri oluşturuyor. Terörsüz Türkiye süreciyle ile ilgili çalışmalar kapsamında Mit Başkanı İbrahim Kalın geçen hafta Erbil’e ziyaretinde Kürdistan Demokrat Partisi (KDP) Başkanı Mesut Barzani, Irak Kürt Bölgesel Yönetimi (IKBY) Başkanı Neçirvan Barzani ile görüşmüştü. Daha önceki günlerde gazeteciler Dem Parti'nin çağrısıyla Süleymaniye'de yapılması planlanan "Silah Bırakma" etkinliğine davet edilmişti. Ama ardından etkinliğin "güvenlik sorunları" nedeniyle canlı izlenemeyeceği bölgeye yakın bir yerde ekranlardan takip edilebileceği de basına duyurulmuştu.