ABD Adalet Bakanlığı tarafından geçtiğimiz günlerde Jeffrey Epstein'e ait belgelerin bir bölümü açıklandı. Merakla beklenen belgelerde eski ABD Başkanı Bill Clinton, hem yazılı olarak hem de fotoğraf karelerinde görüldü. Dosyalara ilişkin, Clinton'ın sözcüsü Angel Ureña'dan açıklama geldi.

Açıklamada, "Adalet Bakanlığının şimdiye kadar yayımladıkları ve bunu yapma biçimi, bir gerçeği net biçimde ortaya koymaktadır: Birileri ya da bir şeyler korunmaktadır. Kimin, neyin ya da neden korunduğunu bilmiyoruz. Bildiğimiz tek şey şudur: Böyle bir korumaya ihtiyacımız yok" ifadeleri dikkat çekti.

Clinton'dan Trump'a çağrı

Açıklamanın tamamı şöyle:

"Angel Ureña’nın Açıklaması
Eski ABD Başkanı Bill Clinton’ın Sözcüsü

Epstein Dosyaları Şeffaflık Yasası, ABD Adalet Bakanlığına, kamuoyunun talep ettiği ve hak ettiği eksiksiz ve tam kayıtları açıklama yönünde açık bir hukuki yükümlülük getirmektedir.

Ancak Adalet Bakanlığının şimdiye kadar yayımladıkları ve bunu yapma biçimi, bir gerçeği net biçimde ortaya koymaktadır: Birileri ya da bir şeyler korunmaktadır. Kimin, neyin ya da neden korunduğunu bilmiyoruz. Bildiğimiz tek şey şudur:

Paris'te skandallar bitmiyor: Bu kez de saray soyuldu!
Paris'te skandallar bitmiyor: Bu kez de saray soyuldu!
İçeriği Görüntüle

Böyle bir korumaya ihtiyacımız yok.

Bu doğrultuda, Başkan Trump’a, Adalet Bakanı Bondi’ye talimat vererek Bill Clinton’a atıfta bulunan, onu anan ya da fotoğrafını içeren tüm kalan materyallerin derhal açıklanmasını sağlaması çağrısında bulunuyoruz.

Bu; Yasa kapsamında (19 Kasım 2025’te yürürlüğe giren 119-38 sayılı Kamu Yasası) açıklanması gereken ve mevcut olabilecek tüm kayıtları kapsamakta olup, büyük jüri tutanakları, ifade notları, fotoğraflar ve New York Güney Bölgesi ABD Savcılığı tarafından yapılan tespitleri de içermektedir. (Başkan Trump’ın ilk dönemindeki Adalet Bakanı tarafından Kongre’ye yeminli ifade altında atıf yapıldığı üzere.)

Bunun yapılmaması, Adalet Bakanlığının bugüne kadarki eylemlerinin şeffaflıkla değil, ima yoluyla suç isnadıyla ilgili olduğuna dair yaygın şüpheyi doğrulayacaktır. Bu yaklaşım, her iki partiden başkanlar ve adalet bakanları döneminde, yıllar boyunca bizzat aynı Adalet Bakanlığı tarafından defalarca aklanmış kişilere yönelik, seçici açıklamalarla yanlışlık ima edilmesi anlamına gelmektedir."