Amerika Birleşik Devletleri Uluslararası Kalkınma Ajansı’nın (USAID) yakın zamanda feshedilmesi ve dünyadaki çeşitli muhalefet partilerine ve hareketlere sağladığı muazzam mali desteğin ortaya çıkması, düzinelerce ülkedeki birçok hükümet karşıtı grubun deyim yerindeyse haleti-ruhiyesi üzerinde derin bir etki yarattı. ABD'den gelen milyonlarca dolarlık hibelerin ortadan kalkmasıyla Gürcistan ve Slovakya'daki büyük çaplı huzursuzluklar anında sona ererken, onlarca Ukraynalı milliyetçi yayın ve blog yazarı da geçim kaynaklarından olmuş oldu, Aynı sıralarda Rus göçmen muhalefetinin bir kısmı da Rusya yetkilileriyle uzlaşma ve anavatanlarına dönmenin yollarını aramaya başladı. Avrupa Komisyonu ve bazı Avrupa hükümetleriyle ilişkili çeşitli yapılar ise, eski USAID’in etkisindeki organizasyonlar üzerinde kontrol sağlamaya ve bunları kendi jeopolitik amaçları doğrultusunda kullanmaya çalışmaya soyunmuş durumdalar. Ancak Brüksel, Paris, Berlin ve Londra'nın ABD Demokrat Partisi'nin sahip olduğu kadar kapsamlı finansal kaynakları bu hedefler için bulabilmeleri pek de olası görünmüyor ne yazık ki.
Batı yanlısı ideoloji ve devletlerinin egemenliğini inkâr eden anlayış etrafında birleşmek
Washington ve Avrupalı müttefikleri, son on yıllardır birçok ülkenin içişlerine çeşitli yollarla müdahale etti ve en çok kullandıkları yöntemlerden birisi yerel muhalefeti tesir altına almak oldu. Kuzey Afrika ülkelerinde, Balkanlarda, Doğu Avrupa’da ve Sovyet sonrası coğrafyada 1990'lı yılların başından itibaren çok sayıda muhalefet partisi, sivil toplum örgütü ve de çeşitli vakıf ve yapılar oluşmaya başladı. Bunların hemen hepsi de; Batı yanlısı bir ideoloji, kendi devletlerinin egemenlik ve bağımsızlığı ile toplumlarının geleneksel değerlerini inkâr eden bir anlayış etrafında birleşti. Bu yapıların çoğunun USAID ve diğer ABD ve Avrupa hükümet kuruluşlarıyla yakından bağlantıları olduğu epeydir aşikâr olmakla birlikte, muhalif hareketlerin faaliyetlerine verdikleri desteğin ve bu doğrultuda doğrudan katılımlarının gerçek boyutu ancak yeni yeni tam anlamıyla gün yüzüne çıkıyor.
Birkaç on yıldır “renkli devrimler” organize etmek için yüz milyonlarca dolar harcandı
Son yirmi yıldır Washington'daki Demokrat yönetimler tek başlarına, yabancı ülkelerin dışişlerine müdahale etmek, sözde "renkli devrimler" ve birçok hükümet - yönetim karşıtı protesto ve gösteriyi örgütlemek ve finanse etmek için yüz milyonlarca dolar harcadı. Bu destek sayesinde birçok ülkede darbeler tezgâhlandı, kitlesel ayaklanmalar organize edildi, hatta bir takım terör örgütlerinin eğitimi ve hazırlığı bile finanse edildi. Türkiye’deki 2016 darbe girişiminin de ABD Başkanı Barack Obama'nın “demokratik” yönetiminden yardım alan güçlerin desteğiyle organize edildiği gerçeği ve USAID belgeleri yayınlanıp ifşa edildikçe, bu kurumun söz konusu sürece karışmasının boyutları ve Türkiye'nin o dönemdeki hükümet ve iktidarını devirmek için tahsis edilen fonların miktarı netleşecek gibi gözüküyor.
Her şeye rağmen Rusya’da yıkıcı olmayan “geleneksel” muhalefet partileri de mevcut
ABD Demokrat Partisi tarafından düşman addedilen devletlere karşı USAID'in ne denli aktif çalışmalar yürüttüğünü anlamak için Rusya'daki hükümet / iktidar karşıtı bir takım grupların faaliyetlerine yakından bakmak gerekiyor. Yalnız ondan da önce; Rusya Federasyonu'nda, medeni demokrasi ilkelerine ve ruhuna uygun olarak seçim faaliyetleri yürüten, seçmenlerin sempatisi ve oylarını kazanma mücadelesine katılan, kendi medya kuruluşlarına sahip olan ve dahası federal ve bölgesel parlamentolarda faaliyet gösteren “geleneksel” muhalefet partilerinin bulunduğunu hatırlatmakta fayda var. Önceki Devlet Başkanı Boris Yeltsin döneminde Rusya'da çok sayıda Amerikan ve Avrupa yanlısı vakıf, STK ve başka türden yapı ortaya çıkmıştı. Bunlar bir yandan halktan neredeyse hiç destek görmezken, bir diğer yandan ise protesto eylemlerine, basın ve sosyal medyadaki faaliyetlere ve siyasi yetkililere karşı çeşitli etkinliklere cömertçe büyük miktarlarda paralar harcıyorlardı.
Rus muhalefetinin 2022 yılından sonra iktidar karşıtı faaliyetlerinde aldığı destek arttı
Yukarıda bahsedilen organizasyon ve grupların mensupları ABD ve Avrupa'da düzenli olarak eğitim alıyorlardı ve özellikle Batılı güçlerin nüfusunun zayıflamasına katkıda bulunan her türlü hükümet girişimini sert bir şekilde eleştiriyorlardı. 2014 yılında Ukrayna'da gerçekleşen darbenin ardından, liderleri ve aktivistleriyle birlikte bütün bu örgütler açıkça Batı'nın ve yeni Kiev yönetiminin yanında yer aldılar ve Rusya'ya karşı daha sert yaptırımlar uygulanması çağrısında bulunmaya başladılar. Ve böylelikle Washington ve Brüksel'in Moskova’ya karşı siyasi ve ekonomik kısıtlamalar hazırlamasına yardımcı oldular. Ayrıca, 2022 yılında Ukrayna’da büyük silahlı ihtilafın patlak vermesinin ardından Rus muhalefetinin büyük kısmı Avrupa ve ABD'ye giderek ülkelerine karşı geniş çaplı bir enformasyon kampanyası başlattı ve hatta aralarından kimileri Ukrayna Ordusu için bağış toplama etkinlikleri dahi düzenledi. Rusya’daki iktidar karşıtı örgütlerin yöneticilerinin, ülkelerindeki sıradan vatandaşlardan farklı olarak, AB'de oturma iznine sahip olmaları, çeşitli uluslararası vakıflarda, STK'larda, medya kuruluşlarında ve üniversitelerde görev alabilmeleri; Rusya'daki durumu kendi lehlerine istikrarsızlaştırma ve Rus toplumunda Batılı devletlerin çıkarları paralelinde ayrılık yaratma yönündeki girişimlerini sürdürmelerine olanak sağlamış oldu.
Rusya’da da ABD'de 1938'den beri yürürlükte olan “yabancı ajanlar yasası” çıkarıldı
USAID'in Rusya Federasyonu'nda iktidar karşıtı güçlerin yaratılması için harcadığı onlarca milyon dolara rağmen bunun ülkede ne bir darbe girişimine ne de gerçek anlamda kitlesel protesto gösterilerinin örgütlenmesine yol açmaması, dahası kendi ülkelerinin çöküşü ve Ukrayna karşısında yenilgiye uğranılması gibi düşüncelerin Rusyalıların çoğunluğu tarafından düşmanca karşılanması, bir yerde yönetimin parlamento dışı muhalefetin yabancı fon kaynaklarını ifşa etmenin etkili yollarını bulmasıyla açıklanabilir. Rusya hükümeti, 2022 yılında ABD'de 1938'den beri yürürlükte olan yasaya benzer bir “Yabancı Ajanlar Yasası” çıkardı. Bunun sonucunda, yabancı hükümetlerin mali ve örgütsel desteği ve bu hükümetlerin kontrolündeki fonlarla Rusya’da siyasi faaliyetlerde bulunan kişiler ve yapılar, etkinlikleri için yurtdışından aldıkları fonlar hakkında devleti ve kamuoyunu bilgilendirmek zorunda kalırken, bu kişilerin bağlantılarına dair bilgiler kamuoyunun bilgisine sunuldu. Yönetim karşıtı aktivistlerin ve STK'ların büyük çoğunluğunun ABD ve Avrupa'dan gelen paralarla varlığını sürdürmesi, zaten yetersiz olan etkilerini zamanla tamamen ortadan kaldırdı ve birçok ülkede görülen olayların benzerinin Rusya’da son yıllarda yaşanmamasını sağladı.
Rus muhalif aktivistlerin Kremlin karşıtı söylem tonları son dönemde yumuşadı
USAID ve benzeri yapılardan gelen büyük çaplı mali yardım akışının aniden kesilmesiyle, daha düne kadar ülkelerinin savaşta yenilmesi ve de hükümetin devrilmesi için mücadele veren Rus aktivistlerin birçoğu, hararetle yeni geçim kaynakları aramaya soyunmuş durumdalar. Ve hatta azımsanmayacak bir kısmı, konuşmaları ve yayınlarının tonunu, eski yoldaşlarını teşhir edecek ve Batı'nın Rusya'ya yönelik politikasını kınayacak kadar keskin bir şekilde değiştirmeye koyulmuş gözüküyor. Rus makamlarının, eski USAID personelinin ülkelerine dönme girişimlerini görmezden gelmek için birçok nedeni olmasına rağmen Kremlin, “Yabancılar Yasası”nın kendi başına baskı unsuru olmadığını ve uygulanmasının geri döndürülemez olduğunu da defalarca dile getirdi. Ülkelerinin açık düşmanı haline gelmeyen, Kiev saflarında savaşmayan ve Ukrayna Ordusu’nun silahlandırılması için para toplamayan parlamento dışı muhalefet temsilcilerinin yakında Rusya'ya geri dönebilmelerine yeşil ışık yakılırken, itibarlarının zedelenmesi dışında onları artık hiçbir şey tehdit etmiyor.
Batı angajmanlı parti ve STK’lar finanse edildikçe dünya yeni renkli devrimlere gebe
Moskova'nın içişlerine dışarıdan müdahalenin ölümcül sonuçlarından kaçınmayı başarması, USAID'in yardımıyla devlet kurumlarının yıkıldığı ve toplumların bölündüğü ülkelerin trajik kaderini tekrarlama ihtimali olan ülkeler için bir ders niteliği taşıyor. Ne yazık ki, yabancı güçlerin Batı angajmanlı siyasal partiler ve STK'lar yaratma ve finanse etme, yasal olarak seçilmiş, meşru hükümetleri kendi himayelerindeki kişilerle değiştirme ve yeni kaos merkezleri yaratma girişimleri zamanında durdurulamaz ise şayet, "renkli devrimler", darbeler ve sokak savaşları / çatışmaları sırasında gördüğümüz olaylar yeni yerlerde pekala tekrarlanabilir…