Kolombiya'da silahlı grev: Petro'dan sert eleştiri
Kolombiya'da silahlı grev: Petro'dan sert eleştiri
İçeriği Görüntüle

ABD, ülkedeki evsizlik krizinin de etkisiyle büyüyen ‘hukuk ve düzen’ sorunlarıyla karşı karşıya.

Associated Press’in (AP) haberine göre, ABD Başkanı Donald Trump’ın, Demokratların yönettiği daha fazla şehre asker göndermeyi düşündüğünü açıklaması dikkat çekti. Trump, bu tehdidi Maryland Valisi Wes Moore ile yaşadığı tartışma sırasında dile getirdi. Moore, Trump’ın başkent Washington’daki suç ve evsizlikle mücadele gerekçesiyle federal yetkilerini benzeri görülmemiş biçimde kullanmasını eleştirmişti.

Bu gelişme, ABD’deki siyasi kutuplaşmanın derinleştiğini gösterirken, aynı zamanda ülkedeki köklü servet eşitsizliğini ve sosyal sorunların çözümündeki başarısızlığı da ortaya koyuyor.

"Çadır kentler, pislik, uyuşturucu..."

Amerikalı siyasi yorumcu Benny Johnson, Mayıs ayında sosyal medya platformu X’te yaptığı paylaşımda Los Angeles şehir merkezini şöyle tarif etti:

“Çadır kentler. Pislik. Uyuşturucu. Çöplerin içinde yaşayan ve yiyen insanlar. Her yerde kırılmış hayatlar. Bu Amerika değil.”

ABD’de evsizlik konusu sık sık siyasallaşsa da, gerçek şu ki bu kriz gün geçtikçe derinleşen bir sosyal yara halini alıyor.

ABD Konut ve Kentsel Gelişim Bakanlığı’nın 2024 yılı evsizlik raporuna göre, bir gece içinde evsiz olarak kaydedilen kişi sayısı, verilerin tutulmaya başladığı tarihten bu yana en yüksek seviyeye ulaştı. Medya raporları ise son on yılda evsiz sayısının her yıl artış gösterdiğini ortaya koyuyor.

Evsizliğin arkasında işsizlik, konut sıkıntısı ve sağlık sorunları gibi pek çok neden olsa da, temelinde başarısız Amerikan politikaları yatıyor. Kapitalist dünyanın lideri ABD, Batı ülkeleri arasında en ciddi servet eşitsizliğine sahip ülke. Zenginler daha da zenginleşirken, yoksullar daha da fakirleşen bir kısır döngünün içine sıkışmış durumda.

17 Ağustos’ta Çin Devlet Konseyi Basın Ofisi, 2024 yılına ilişkin ABD’deki insan hakları ihlallerini ele alan bir rapor yayımladı. Raporda, hızla artan enflasyonun servet uçurumunu büyüttüğü ve bu durumun özellikle düşük ve orta gelirli ailelere yıkıcı etkiler yaptığının altı çizildi. Ekonomik ve sosyal eşitsizliklerin artarak, zenginlerin refah içinde yaşarken yoksulların daha da fakirleştiği belirtildi.

"Sorunun köküne inemiyor"

ABD kendisini “demokrasinin kalesi” olarak gösterse de, artan servet eşitsizliği ve toplumsal kutuplaşma karşısında hükümetin etkili bir adım atmadığı görülüyor. Çin Sosyal Bilimler Akademisi araştırmacısı Lü Xiang, Global Times’a yaptığı açıklamada, “ABD hükümetinin aldığı önlemler genellikle geçici çözümlerden ibaret ve sorunun köküne inemiyor” dedi.

Lü ayrıca, ABD’nin yoksullukla mücadelede yeterli araçlara sahip olmadığını ve sistemin sosyal adaleti sağlamaya yönelik tasarlanmadığını ifade etti. Yoksulluğun beraberinde sokak şiddeti, uyuşturucu bağımlılığı ve sosyal kargaşa gibi başka sorunlar getirdiğini vurguladı. Uzmanlara göre, ABD’deki kalıcı eşitsizlik ve yoksulluk kontrolden çıkabilecek bir sorun haline gelebilir.

ABD’deki büyük servet uçurumu, ülkenin siyasal ve ekonomik gelişim modelinin bir sonucu. Bu model, ABD’nin uluslararası alandaki yumuşak gücünü ve etkisini de sınırlıyor. Kendi sokaklarındaki evsizliği çözemeyen bir ülkenin, başka ülkelere nasıl yönetileceği konusunda ders vermesi büyük bir tutarsızlık olarak görülüyor.

Çin'in yoksullukla mücadelede öncü rolü

Dünya nüfusunun neredeyse yarısı hâlâ yoksulluk sınırında yaşarken, küresel ölçekte yoksulluğun azaltılması zorlu bir mücadele olmaya devam ediyor. Birçok Amerikalı elit, Çin’in gelişmekte olan ülkelerle yoksullukla mücadele iş birliklerini ya anlamakta zorlanıyor ya da bu başarıyı kasıtlı olarak görmezden geliyor.

Oysa Çin’in yoksullukla mücadeledeki deneyimi, dünyadaki en acil sorunlara yönelik somut ve uygulanabilir çözümler sunuyor. Çin, 25 Şubat 2021’de yoksullukla mücadelede “tam zafer” elde ettiğini ilan etti ve o tarihten bu yana uluslararası iş birliklerine açık ve kapsayıcı bir anlayışla katılarak birçok ülke ve bölgeye örnek teşkil ediyor, küresel yoksullukla mücadele çabalarına öncülük ediyor.