Gökhun Göçmen

Ukrayna krizinin çözümü için Rusya ile düzenlediği müzakerelerden arzu ettiği sonucu elde edemeyen ABD Başkanı Donald Trump, yaptırım siyasetini raftan indirdi. Trump kendisine ait sosyal medya platformu Truth Social üzerinden yayınladığı mesajda NATO ülkelerinin tamamının Rusya’dan petrol almayı durdurduğu takdirde ABD’nin de sert yaptırımlara katılacağını vurguladı. Trump, New York’tan Washington’a dönüşü sırasında da benzer pozisyonu koruyarak şu değerlendirmelerde bulundu:

Avrupa, “zorlu barışı” değil büyük savaşı tercih ediyor
Avrupa, “zorlu barışı” değil büyük savaşı tercih ediyor
İçeriği Görüntüle

"Avrupa ülkeleri benim dostum ama onlar Rusya'dan petrol alıyorlar. Avrupa'nın Rusya'dan petrol almasına sadece bizim karşı çıkmamız beklenemez. Onların petrol almasını istemiyorum. Uyguladıkları yaptırımlar yeterince sert değil. Ben yaptırım uygulamaya hazırım ama onlar da benim yaptığımla orantılı olarak yaptırımlarını sertleştirmek zorunda kalacaklar."

Trump Türkiye’ye mi mesaj gönderiyor?

ABD Başkanı Trump açıklamalarında doğrudan işaret etmese de Washington Post gibi ülkenin önde gelen gazeteleri NATO içerisinde Türkiye, Macaristan ve Slovakya’nın Moskova ile enerji işbirliğini gündeme getirdi.

Gazetenin haberinde “Türkiye, NATO’nun Avrupa üyelerinden farklı bir kategoriye giriyor; Rusya ile tarihsel ilişkisi ve güvenlik kaygılarını değerlendirme biçimi de farklı. Ankara, 2022’den bu yana Ukrayna’ya askerî yardım sağladı, ancak Rusya’ya yaptırım uygulamadı ve Rus petrolünün başlıca alıcılarından biri hâline geldi. Bu dinamiği değiştirmek, Trump açısından büyük bir diplomatik girişim gerektirir.” denildi.

Veriler ne anlatıyor?

2024 verilerine göre Türkiye ve Rusya arasındaki 44 milyar dolarlık ticaret hacminin yüzde 60-65 enerji ürünlerinden oluşmakta. Ham petrol ihtiyacının yüzde 40’ını Rusya’dan karşılayan Türkiye aynı zamanda 2024 yılında Rus petrolünün üçüncü büyük müşterisi haline geldi. Benzer şekilde Türkiye, doğalgaz ihtiyacının yüzde 42’sini Rusya’dan temin ederken Akkuyu Nükleer Güç Santrali projesinde de Rusya’nın devlet şirketi Roastom ile işbirliği yapmakta.

Türkiye sadece Rus enerjisinin müşterisi değil işleyicisi ve dağıtıcısı durumunda. Ukrayna krizi sonrasında Rusya’ya dönük yaptırımlara maruz kalmak istemeyen pek çok ülke Türkiye’nin ham şekilde alıp işlediği petrolün müşterisi haline geldi. Doğalgazda ise Rusya lideri Putin, Türkiye’nin “enerji üssü” olmasını gündeme getirmiş böylelikle Ukrayna yerine Türkiye merkezli bir hat üzerinden Avrupa’ya ulaşmayı arzulamıştı. Buna karşın Türkiye’nin Gazprom’un baskın rolünden rahatsız olması, uygun altyapının bulunmayışı ve en önemlisi Avrupa’nın 2027’ye kadar Rus gazına olan bağımlılığı sıfıra indirme hedefi bu projenin rafa kalkmasına neden oldu.

Rusya karşıtı yaptırımlardan muaf kalmak isteyen Ankara 2024 yılında yaptırım listesinde olan Gazprom’a ödeme yapabilmek için ABD’den muafiyet talep etmişti. Enerjideki yüksek bağımlılık göz önüne alınarak bu muafiyet kabul edilmiş ve Mayıs 2025’e kadar uzatılmıştı. Mayıs ayının sonrasındaki sürece dair resmi herhangi bir açıklama bulunmazken, Trump’ın açıklamaları sonrası oluşacak tablo merak ediliyor.

Tehdit yeni değil: İkincil tarifeler gündeme geldi

Trump, Putin’in 50 gün içerisinde Ukrayna konusunda anlaşmaya varmaması halinde Rus mallarına yüzde 100 ikincil tarife uygulayacağını duyurmuştu.

ABD Başkanı Donald Trump’ın “ikincil yaptırımlar” yerine “ikincil tarifeler” terimini seçmesini Rusya ile ticaret yapan ülkelerin de hedef alınması anlamına geliyor. Washington Post gazetesi Beyaz Saray’a yakın kaynaklara dayandırdığı haberinde Washington yönetiminin 50 günlük sürenin olumsuz neticelenmesi halinde Rusya’dan gaz, petrol ve diğer enerji ürünleri alan ülkelere yaptırım uygulayacağını duyurdu.

ABD hasım olarak gördüğü ülkeler ile ekonomik ilişkiyi sıfırlamak için önce doğrudan gümrük vergisi olarak bilinen “birincil tarifeleri (Primary tariff)” hayata geçiriyor. İkinci adımda ise hedefteki ülkenin ticaret ortaklarını hedef alan “ikincil tarifeleri” uyguluyor. Beyaz Saray yönetimi mayıs 2025’te Venezuela’ya karşı benzer bir yol haritasını uygulamaya koymuştu.