Çin’in başkenti Pekin’deki Tian’anmen Meydanı, dün tarihi bir ana tanıklık etti. Zafer Günü askeri geçit töreninde kürsüye çıkan Çin Komünist Partisi Genel Sekreteri ve Çin Cumhurbaşkanı Xi Jinping, hem geçmişin kahramanlıklarını hatırlattı hem de geleceğe dair güçlü bir vizyonla mesajını net bir şekilde iletti.
Xi’nin konuşmasındaki “Çin halkı tarihin doğru tarafında duruyor, barış ve kalkınma yolunu tereddüt etmeden izliyor” en çarpıcı ifadelerden biri olarak öne çıktı. Çin’in küresel barışın savunucusu ve ortak refahın taşıyıcısı olmak istediğinin altını çizen Xi “Bugünlerde insanlık tekrar “Barış mı savaş mı, diyalog mu zıtlaşma mı, kazan-kazan mı sıfır-toplamlı oyun mu?” şeklindeki sorularla karşı karşıya bulunuyor. Çin halkı kararlılıkla tarihin doğru tarafında, insanlık medeniyetinin ilerici tarafında duruyor, barış ve kalkınma yolunu tereddüt etmeden izliyor ve dünya halklarıyla el ele vererek insanlığın kader birliğini oluşturmak istiyor.” diye konuştu.
Çin’in gelecekte izleyeceği yol haritasını da ilan eden Xi konuşmasını şöyle sonlandırdı:
“Tarih yaşananları kaydedip geleceğe ışık tutar. Yeni dönemde ve yeni yolculukta, her etnik gruptan halkımız ÇKP’nin sarsılmaz liderliğinde, Marksizm-Leninizm, Mao Zedong Düşüncesi, Deng Xiaoping Teorisi, Üç Temsil Düşüncesi ve Bilimsel Gelişme Görüşü’nü benimsemede ısrar etmeli ve yeni dönemde Çin’e Özgü Sosyalizm Düşüncesi ışığında Çin’e Özgü Sosyalizm yolunu izlemeli ve Direniş Savaşı’nın yüce ruhunu aktarıp yaygınlaştırmalıdır. Büyük cesaret ve çabalarla ilerleyerek, Çin tarzı modernizasyonun güdümüyle güçlü ülke inşasını hızlandırmak ve ulusun yeniden şahlanışını gerçekleştirmek için ulusal birlik ve beraberlik içinde çalışmalıdır. Çin ulusunun yeniden şahlanışı engellenemez! İnsanlığın barış ve kalkınma temelli yüce davası muhakkak zafere ulaşacaktır!”
Xi’nin sözlerinin arka planı
Xi’nin sözleri, Çin’in modernleşme yolunun Deng Xiaoping’in açılımcı pragmatizmi, Jiang Zemin’in kapsayıcı “Üç Temsil” anlayışı ve Hu Jintao’nun “Bilimsel Gelişme Görüşü” gibi siyasi miraslarla birleştiğini gösteriyor. “Yeniden şahlanış” kavramı, Çin’de yalnızca ekonomik kalkınmayı değil; ulusun eski ihtişamına dönüşünü, bağımsızlığının pekişmesini, halkın refah kazanmasını ve küresel düzeyde hak ettiği saygınlığa ulaşmasını ifade ediyor. Bu kavram, 19. yüzyıldaki “Yüzyıllık Aşağılama” dönemine bir karşıdurum anlamında kullanılıyor.
Pekin’deki tören, sadece askeri güç gösterisi değil; aynı zamanda Çin’in tarihten aldığı cesaretle geleceğe güvenle yürüdüğünü ve hem halkına hem dünyaya yeni bir umut sunduğunu anlatan güçlü bir sinyal oldu. Xi’nin sözleri, Pekin’in hem içeride hem dışarıda güçlü, iyimser ve kararlı bir aktör olduğunu bir kez daha ortaya koydu.
Toplantıya kimler katıldı?
Törene, Çin lideri Xi Jinping’in davetiyle yaklaşık 26 yabancı devlet ve hükümet başkanı katıldı. Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile Kore Demokratik Halk Cumhuriyeti Lideri Kim Jong Un, törenin onur konukları olarak Xi’nin iki yanında yer aldı.
Diğer önemli liderler arasında Ermenistan Başbakanı Nikol Pashinyan, Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev, Belarus Cumhurbaşkanı Alexander Lukashenko, Kamboçya Kralı Norodom Sihamoni, Küba Devlet Başkanı Miguel Díaz-Canel, Vietnam Cumhurbaşkanı Luong Cuong, Endonezya Devlet Başkanı Prabowo Subianto, İran Cumhurbaşkanı Masoud Pezeshkian, ve Malezya Başbakanı Anwar Ibrahim dikkat çekti.
Ayrıca, Kazakistan, Kırgızistan, Tacikistan, Türkmenistan ve Özbekistan gibi Orta Asya ülkelerinden liderlerin, Pakistan Başbakanı Shehbaz Sharif ve Afrika’dan Zimbabwe lideriyle birlikte, Rusya’yı izleyen geniş bir geographiesel katılım sağlandığı belirtildi .
Bu katılım, Çin’in Asya, Orta Doğu, Afrika ve Doğu Avrupa’da diplomatik etkisini pekiştirmek amacıyla düzenlediği törende sembolik bir birlik ve dayanışma gösterisi olarak öne çıktı.
