CGTN Türk Dış Haberler Servisi

ABD öncülüğündeki Dörtlü Güvenlik Diyaloğu (QUAD), 1 Temmuz 2025 tarihinde Washington’da dışişleri bakanları düzeyinde bir araya gelerek yeni stratejik hedeflerini ve bölgesel güvenlik planlamalarını ele aldı. Zirveye ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio ev sahipliği yaparken, Avustralya Dışişleri Bakanı Penny Wong, Japonya ve Hindistan dışişleri bakanları da toplantıya katıldı. Geniş gündemli oturumlarda, Hint-Pasifik bölgesindeki güvenlik dinamikleri, kritik mineral tedarik zincirlerinin çeşitlendirilmesi ve savunma sanayi iş birliklerinin derinleştirilmesi gibi konular masaya yatırıldı.

Zirvede en dikkat çekici gündem maddelerinden biri, Avustralya’nın nükleer denizaltı edinimini öngören AUKUS işbirliği kapsamında yapılan savunma planlamasıydı. ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio, “Avustralya’nın modern savunma kapasitesine kavuşması sadece ulusal güvenliği değil, bölgesel istikrarı da pekiştirecektir” diyerek, bu projeye verilen desteği yineledi. Penny Wong ise ABD ile yapılan bu stratejik işbirliğinin Avustralya’nın bölgesel caydırıcılık kapasitesini güçlendirdiğini vurguladı. Toplantıda ayrıca, Çin’e bağımlılığı azaltmayı hedefleyen kritik mineraller girişimi doğrultusunda tedarik zincirlerinin çeşitlendirilmesi konusunda ortak eylem planları hazırlandı. QUAD üyeleri, bu alanda altyapı yatırımları, teknoloji transferleri ve veri paylaşım mekanizmaları kurma konusunda mutabakata vardı.

Afetlere karşı kuruldu Soğuk Savaş mantığına teslim oldu

QUAD, ilk olarak 2007 yılında doğan bir diyalog platformu olarak kuruldu. O dönemde doğal afetlere müdahale ve insani yardımlar gibi teknik gerekçelerle temellendirilen bu yapı, zamanla küresel sağlık krizleri, siber güvenlik, deniz alanı farkındalığı ve iklim değişikliği gibi alanlarda da işbirliğine dönüştü. 2021 itibarıyla yapılan düzenli zirvelerle birlikte QUAD, işlevsel bir bölgesel güvenlik çerçevesine evrildi. ABD, Japonya, Hindistan ve Avustralya’nın oluşturduğu bu platform, resmî açıklamalarda her ne kadar “askeri ittifak” olmadığı yönünde konumlandırılsa da, alınan kararlar ve belirlenen stratejik hedefler, yapının giderek daha fazla savunma eksenli bir çerçeveye oturduğunu gösteriyor.

Laiklik olmadan Suriye yönetilemez
Laiklik olmadan Suriye yönetilemez
İçeriği Görüntüle

Çin Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Mao Ning, Washington’da yapılan son toplantı sonrasında yaptığı açıklamada, “Güney Çin Denizi’ndeki faaliyetlerimiz hukuki, meşru ve tamamen haklıdır” diyerek, QUAD içinde sıkça gündeme gelen Çin karşıtı söylemlere doğrudan yanıt verdi. Bir diğer Dışişleri Sözcüsü Lin Jian ise zirve sonrasında yaptığı açıklamada, “ABD, Çin’i çevreleme takıntısıyla küçük seçkin çevreler kuruyor. Bu tür adımlar bölge ülkeleri arasında güveni zedeleyecek ve barış, kalkınma, işbirliği ve refah arzusuna ters düşecektir” ifadelerini kullandı.

Asya-Pasifik’te NATO benzeri yapı

Pekin’in tepkisi yalnızca diplomatik açıklamalarla sınırlı kalmadı. Çin basınında da Washington’da yapılan QUAD zirvesine yönelik ciddi eleştiriler yer aldı. China Daily, söz konusu toplantının “Çin tehdidi anlatısı üzerine inşa edildiğini” vurgulyarak, QUAD’ın teknik değil siyasi bir güvenlik bloğu olarak konumlandığını savundu. Gazeteye göre, ABD’nin Hindistan’ı da bu tür oluşumlara dahil ederek stratejik özerkliğini zedelediği, Avustralya ve Japonya’nın ise Washington’ın yönlendirmesiyle Çin karşıtı kampanyalara angaje edildiği belirtiliyor. Ayrıca, Çinli askeri strateji uzmanlarına dayandırılan analizlerde, ABD’nin QUAD ve AUKUS gibi yapılar aracılığıyla Asya-Pasifik’te bir tür “NATO benzeri yapı” oluşturmaya çalıştığı, bunun ise bölgesel güvenliği pekiştirmek yerine daha fazla kutuplaşmaya yol açacağı yönünde değerlendirmelere yer verildi.

Zirvede alınan kararlar ve ABD’nin son dönemde Asya’daki güvenlik mimarisine yönelik stratejik açılımları Çin’i çevreleme çabasının açık bir göstergesi olarak okunuyor. ABD yönetimi, QUAD dışında Japonya-Güney Kore-Filipinler ile ayrı üçlü güvenlik istişareleri, AUKUS işbirliği, Tayvan’la artan temaslar ve Güneydoğu Asya ülkeleriyle savunma anlaşmaları üzerinden bölgede askeri diplomasiyi genişletiyor. QUAD zirvesi sonrasında bölgedeki jeopolitik fay hatları daha da belirginleşmiş görünüyor. ABD liderliğindeki stratejik işbirliklerinin kurumsallaşması, Çin’in tepki dozunu yükseltirken, Hint-Pasifik bölgesinde bloklaşmanın giderek sertleştiği bir döneme girildiği anlaşılıyor..