Dünya hızla derinleşen bir su krizine sürükleniyor; barajlar boşalıyor, yağışlar azalıyor ve yeraltı suları ise her yıl biraz daha geri çekiliyor. İran’dan Irak’a, Türkiye’den Kuzey Afrika’ya uzanan geniş bölgede su kaynakları alarm verirken, Birleşmiş Milletler’in son uyarıları tabloyu net biçimde ortaya koyuyor: Mevcut gidişat devam ederse, 2030’a kadar küresel su kıtlığı riski yüzde 40 artacak. Tablonun kritikliği tam da burada ortaya çıkıyor ve bizi şu kaçınılmaz sorularla baş başa bırakıyor: Su krizine karşı hangi adımlar atılmalı? Türkiye bu krize ne kadar hazırlıklı? Bu gidişatı durdurmak için neler yapılabilir? Deniz suyunu arıtıp kullanmak çözüm olabilir mi? Tarımdan sanayiye, şehir planlamasından bireysel tüketime kadar hangi alanlarda değişiklikler gerekiyor? Devlet politikaları süreci nasıl yönetiyor? İşte tüm bu soruları uzmanlara yönelttik… Boğaziçi Üniversitesi İklim Değişikliği ve Politikaları Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdürü Prof. Dr. Levent Kurnaz ile Türkiye Su Enstitüsü Başkanı Prof. Dr. Lütfi Akca, su krizine ilişkin değerlendirmelerini CGTN Türk’e anlattı.