Özel Haberler

Trump’tan şoke eden soru: Moskova ve St. Petersburg’u vurabilir misin?

ABD Başkanı Donald Trump’ın Ukrayna’ya Patriot hava savunma sistemleri gönderme kararı ve Zelenski ile yaptığı telefon görüşmesine dair basına yansıyan ifadeler, ABD’nin Ukrayna politikasındaki son gelişmeleri gündeme taşıdı. Gazeteci Dr. Ahmet Şairoğlu, süreci CGTN Türk’e değerlendirdi...

Trump’tan şoke eden soru: Moskova ve St. Petersburg’u vurabilir misin?

ABD Başkanı Donald Trump’ın Ukrayna’ya Patriot hava savunma sistemleri gönderme kararı ve Zelenski ile yaptığı telefon görüşmesine dair basına yansıyan ifadeler, Washington’un Ukrayna politikasında dikkat çekici bir değişimi ortaya koydu.

Savaşın başında barış yanlısı bir tutum sergileyen Trump’ın, son dönemde izlediği daha sert çizgi, uluslararası kamuoyunda geniş yankı uyandırdı. Gelişmeleri Gazeteci Dr. Ahmet Şairoğlu, CGTN Türk’e yaptığı değerlendirmelerde ele aldı.

Trump’ı değiştirmeye mecbur ettiler

“Trump, seçim öncesi Ukrayna’daki savaşı 24 saatte bitirme sözü vermişti, ancak Beyaz Saray’a geldikten sonra bu politikadan hızla uzaklaştırıldı” diyen Gazeteci Dr. Ahmet Şairoğlu, yaptığı değerlendirmede şu ifadeleri kullandı:

“Trump’ı değiştirmeye mecbur ettiler. Çünkü seçim öncesinde verdiği vaatlerden biri, dünyadaki tüm savaşları kısa sürede durdurmak, hatta Orta Doğu’daki çatışmaları bitirmek, Ukrayna’daki savaşı ise 24 saat içinde sona erdirmekti. Bu vaatlerle başkan seçildi. Ocak ayında Beyaz Saray’a geldikten sonra Rusya ve İsrail ile kurduğu ilk temaslar sonuçsuz kaldı.

Bu gelişmeler Trump’ın hem ABD içinde hem de dünya kamuoyunda, özellikle Batı’da imajını ve reytingini hızla düşürmeye başladı. Trump, Putin’in savaşı bitirmeye kararlı olmadığını gördükçe, kendi silahlarını Ukrayna’ya – ve Ukrayna üzerinden Avrupa’ya – satmak için bir fırsat yakaladı.

Çünkü Ukrayna’da devam eden savaş, artık sadece Ukrayna’yı değil, Avrupa kıtasının tamamının egemenliğini ve güvenliğini ciddi şekilde tehdit ediyor. Almanya, Fransa ve diğer büyük Avrupa liderleri, bu duruma karşı artık açık açık ‘Savaşa hazırız’ mesajı veriyor.”

Savaş derinleşiyor, hedef artık Moskova!

Gazeteci Şairoğlu, “Görünen o ki, önümüzdeki haftalarda ve aylarda Ukrayna’daki savaş daha da şiddetlenecek. Artık Amerikan silahları, özellikle Patriot savunma sistemleriyle, Ukrayna ordusu Rusya’nın derinliklerini –hatta Moskova’yı bile– vurabilecek kapasiteye sahip olacak. Bunun karşılığında ise Ukrayna ve Avrupa ülkeleri, Rusya’nın olası misillemeleriyle karşı karşıya kalabilir.” dedi.

Amerikalılar bu savaşa dahil olmak istemiyor

Gazeteci Dr. Ahmet Şairoğlu, Amerikan kamuoyunun Ukrayna ve Orta Doğu’daki savaşlara yaklaşımını değerlendirirken, toplumdaki genel eğilimi ve tepkileri şu sözlerle dile getirdi:

“Aslında Amerikalı vatandaşlar, günlük sosyal kaygılarıyla yaşamaya çalışıyor. Amerika’ya ait olmayan savaşlara dahil olunmasına kesin olarak karşılar. Çünkü Orta Doğu’da, özellikle İran’a karşı yürütülen bu savaşta Amerikan ordusunun da yer alması, ABD bütçesine milyarlarca dolara mal oluyor.

Bu durum, sıradan Amerikalıların günlük yaşamına da yansıyor; vergiler artıyor, market ve pazarlarda fiyatlar yükseliyor. Tüm bunlar Amerikan vatandaşlarının ciddi rahatsızlık duymasına neden oluyor. Rusya ile doğrudan bir savaşa girme ihtimali ise, ABD halkı için tam anlamıyla bir gece kâbusu. Amerikalıların çoğu, hiçbir zaman Rusya ile savaşa girilmesinden yana değil.”

ABD’de savaş karşıtı tepkiler yükseliyor

Şairoğlu, Amerikan kamuoyunda oluşan görüş ayrılıklarının yalnızca Ukrayna savaşıyla sınırlı kalmadığını, aynı zamanda Orta Doğu’daki gelişmelere ve ABD’nin dış politikasına dair tutumlara da yansıdığını vurgulayarak değerlendirmesini şu sözlerle sürdürdü:

Gerek Orta Doğu gerek İran’la ilgili meselelerde, gerekse Ukrayna-Rusya cephesinde Amerikan ordusunun savaşın bir parçası olmaması gerektiğini savunanlar oldukça fazla.

Bu nedenle, bugün Amerika kamuoyunda parçalanmış, ikiye ayrılmış bir görüş hakim. Zaman zaman Beyaz Saray önünde ve diğer önemli devlet binaları önünde savaş karşıtı protestolar düzenleniyor. Özellikle Müslüman topluluklar, Beyaz Saray önünde her gün düzenli olarak gösteriler yapıyor. Bu protestolar, Filistin ve Orta Doğu’daki Müslüman sivillere destek vermek ve Filistin halkına insani yardım ulaştırılması için yapılıyor. Protestocular, Trump’ın İsrail ve Netanyahu üzerinde baskı kurmasını talep ediyor.”

Bu nedenle savaş konusu, Amerikan kamuoyunu ikiye bölmüş durumda.

Trump, Zelenski’ye “Moskova’yı vur” mu dedi?

Financial Times’ın, Trump’ın Temmuz ayında Zelenski’ye “Moskova’yı vurabilir misin? Petersburg’u vurabilir misin?” dediği yönündeki iddiasını değerlendiren Gazeteci Dr. Ahmet Şairoğlu, bu sözlerin doğrudan Rusya’ya verilmiş bir mesaj niteliği taşıdığını söyledi.

Şairoğlu, “Başkent Moskova'nın ve ikinci büyük şehir olan St. Petersburg’un derinliklerindeki bazı askeri hedeflerin vurulması, mevcut koşullarda Trump’ın istediği bir gelişmeydi. Bu hedeflerin Amerikan silahlarıyla vurulması ise, doğrudan Amerika’dan Rusya’ya verilmiş bir mesaj niteliği taşıyordu. Yani Trump’ın şartlarının Rusya tarafından kabul edilmesi gerektiği yönünde bir mesaj.

Bu senaryo gerçekçi görünebilir; ancak az önce de belirttiğim gibi, bu bilgiler yalnızca Trump’a muhalif bazı medya organlarında yer almaktadır. Konuyla ilgili şu ana kadar herhangi bir resmi açıklama yapılmamıştır.” dedi.