Altıncısı düzenlenen Çin-Türkiye İletişim Forumu, bu yıl “Küresel Yönetişimde Fikir Birliği Sağlamak – Çin ve Türkiye’nin Ortak Refahını Yaratmak” temasıyla gerçekleştirildi.

Foruma, Çin’in Türkiye Büyükelçisi Jiang Xuebin, Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Nadir Alparslan, Çin’in İstanbul Başkonsolosu Wei Xiaodong, Turkuaz Medya Grubu İcra Direktörü Yasemin Gebeş, Çin Uluslararası İletişim Grubu (CICG) Başkanı Chang Bo ve Boğaziçi Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Fatih Usluer’in yanı sıra çok sayıda akademisyen ve medya temsilcisi katıldı.

Açılış konuşmalarının ardından düzenlenen panel oturumunda; Boğaziçi Üniversitesi İnsani ve Sosyal Bilimler Fakültesi Dekanı ve Boğaziçi Üniversitesi Yayınları Başkanı Prof. Dr. Berat Açıl, İstanbul Üniversitesi Çin Dili ve Edebiyatı Bölüm Başkanı Prof. Dr. Lale Aydıntunç, Ortadoğu Araştırmaları Merkezi (ORSAM) Başkanı Prof. Dr. Kadir Temiz, EMBA Elektrik Üretim Genel Müdürü Jiang Aiheng ve Orta Doğu Teknik Üniversitesi Misafir Araştırmacısı Liu Xinyue konuşmacı olarak yer aldı.

Pekin Üniversitesi Bölgesel ve Ülke Çalışmaları Enstitüsü Dekan Yardımcısı Prof. Dr. Zan Tao ile Türk sinolog ve çevirmen, Ankara Hacı Bayram Veli Üniversitesi Doğu Dilleri Bölüm Başkanı Prof. Dr. Giray Fidan ise video mesaj yoluyla foruma katıldı.

“Türkiye-Çin iletişiminde 13 yıllık güven ve iş birliği”

Forumun açılış konuşmasını Turkuaz Medya Grubu İcra Direktörü Yasemin Gebeş yaptı. Gebeş konuşmasında, Türkiye ile Çin arasındaki üst düzey temasların karşılıklı anlayışın gelişmesine ve siyasi ilişkilerin güçlenmesine önemli katkılar sağladığını vurguladı. İki ülke arasındaki iletişim ve anlayışın gelişmesine uzun yıllardır istikrarlı biçimde katkıda bulunan China Today dergisinin, bu yıl 13. yayın yılına girdiğini hatırlatan Gebeş, derginin kültürel diplomasi açısından örnek gösterilebilecek stratejik bir öneme sahip olduğunu belirtti.

Derginin 13 yıldır kesintisiz biçimde yayımlanmasının, Türkiye ile Çin arasında karşılıklı güvenin, iletişime verilen önemin ve uzun vadeli iş birliği anlayışının somut bir göstergesi olduğunu ifade eden Gebeş, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Bu iş birliğini önümüzdeki dönemde dijitalleşme süreci ve çok paydaşlı ortaklıklar çerçevesinde daha da derinleştirmeyi hedefliyoruz. Bu ortaklığın bir yansıması olarak geleneksel hale getirdiğimiz Türkiye-Çin İletişim Forumu’nun altıncısını gerçekleştirmekten büyük bir memnuniyet ve gurur duyuyoruz.”

“Küresel yönetişim adil ve dengeli hale getirilmelidir”

Çin’in Türkiye Büyükelçisi Xiang Xuebin ise konuşmasında dünyanın derin bir değişim sürecinden geçtiğine dikkat çekerek, Birleşmiş Milletler ve çok taraflılık sisteminin ciddi sınamalarla karşı karşıya bulunduğunu vurguladı.

Xuebin, küresel yönetişimdeki açıkların giderek büyüdüğünü belirterek, bu durumun uluslararası toplumun ortak bir sorusu haline geldiğini ifade etti:

“Küresel yönetişim nasıl reforme edilebilir, nasıl daha adil ve dengeli hale getirilebilir? Bugün tüm dünya bu soruya yanıt arıyor.”

Büyükelçi, bu bağlamda uluslararası işbirliğinin güçlendirilmesinin ve ortak kalkınma vizyonunun korunmasının her zamankinden daha önemli olduğunun altını çizdi.

“Küresel Yönetişim Girişimi, Dünyanın ortak sorunlarına Çin’in yanıtıdır”

Xiang Xuebin, konuşmasında Çin Cumhurbaşkanı Xi Jinping’in eylül ayında ilan ettiği “Küresel Yönetişim Girişimi”nin dünyadaki mevcut düzene Çin’in verdiği kapsamlı bir yanıt olduğunu vurguladı.

Büyükelçi, söz konusu girişimin egemen eşitlik, uluslararası hukuka saygı, çok taraflılık, insan merkezliliği ve eylem odaklılık olmak üzere beş temel ilkeye dayandığını belirtti.

Xuebin, bu ilkelerin Birleşmiş Milletler Şartı’nın amaç ve ruhuyla uyumlu olduğunu, ayrıca uluslararası toplumun geniş kesimlerinin ortak beklentisini yansıttığını söyledi.

Çin’in önerdiği reform anlayışının mevcut sistemi yıkmayı değil, onu çağın koşullarına uygun hale getirerek daha etkili ve kapsayıcı kılmayı hedeflediğini ifade eden Büyükelçi, girişimin özellikle gelişmekte olan ülkelerin çıkarlarını gözettiğini kaydetti.

Xuebin, “Bu önemli girişim açıklandıktan sonra Türkiye’nin de aralarında bulunduğu 140’tan fazla ülke ve uluslararası örgüt destek beyanında bulundu.” dedi.

“Çin ve Türkiye, daha adil bir küresel düzen için el ele vermeli”

Büyükelçi Xiang Xuebin, konuşmasının devamında Çin-Türkiye işbirliğinin küresel yönetişimin reformunda kilit rol oynayabileceğini vurguladı.

Büyükelçi, “Küresel yönetişim bugün bir dönüm noktasında; ya ilerleyecek ya da gerileyecek. Çin ve Türkiye, Küresel Yönetişim Girişimi’ni rehber edinerek daha adil ve dengeli bir uluslararası sistemin inşasına birlikte katkı sunmalıdır.” ifadelerini kullandı.

Xuebin, iki ülkenin işbirliği alanlarını dört başlıkta özetledi:

Çok taraflı işbirliği ve reform:

Her iki ülkenin de çok taraflılığın güçlü savunucuları olduğunu belirten Xuebin, Çin ve Türkiye’nin Birleşmiş Milletler’in otoritesini koruma ve Güvenlik Konseyi reformunu destekleme konusunda ortak bir tutum sergilediğini söyledi. Büyükelçi, “Büyük BRICS” ve Şanghay İşbirliği Örgütü çerçevesinde dayanışmanın güçlendirilmesi, G20 ve APEC gibi mekanizmaların etkinliğinin artırılması gerektiğini vurgulayarak, “Küresel Güney’in ortak gücünü büyütmeliyiz.” dedi.

Uluslararası adaletin savunusu:

Xuebin, iki ülkenin anti-emperyalist ve anti-hegemonik değerleri paylaştığını belirterek, “Çin ve Türkiye, uluslararası hukukun üstünlüğünü savunmalı, tek taraflı yaptırımlar ve ‘uzun kol yargısı’ gibi baskıcı uygulamalara karşı çıkmalıdır.” ifadelerini kullandı.

Küresel güvenliğin korunması:

Büyükelçi, Çin ve Türkiye’nin Filistin-İsrail çatışması ve Ukrayna krizi gibi konularda benzer görüşlere sahip olduğunu söyledi. “Çin, Filistin’de kalıcı bir ateşkesin sağlanmasını, ‘iki devletli çözüm’ün hayata geçirilmesini destekliyor. Ukrayna konusunda ise tarafsız bir tutumla diyalog ve barışa öncülük etmeye devam edeceğiz.” dedi.

Stratejik uyum ve halkların refahı:

Xuebin, Çin ve Türkiye’nin gelişmekte olan iki büyük ülke olarak büyük potansiyele sahip olduğunu belirterek, “Çin, Türkiye’nin Asya’daki en büyük, dünyadaki ikinci büyük ticaret ortağı. Kuşak ve Yol Girişimi ile Orta Koridor projesini entegre ederek enerji, iletişim, biyoteknoloji ve turizm gibi alanlarda yeni işbirliği fırsatları yaratabiliriz.” diye konuştu.

Büyükelçi, Çin-Türkiye işbirliğinin sadece iki ülkenin kalkınmasına değil, aynı zamanda küresel barış ve refahın güçlenmesine de katkı sağlayacağını ifade etti.

ABD'nin "nadir element" hayali: 9 yıl sonra bir ihtimal
ABD'nin "nadir element" hayali: 9 yıl sonra bir ihtimal
İçeriği Görüntüle

“Modernleşme yolunda ilerleyen Çin, dünyaya daha fazla istikrar getirecek”

Xuebin, konuşmasının devamında Çin’in kalkınma vizyonuna da değindi. Büyükelçi, kısa süre önce Çin Komünist Partisi’nin 20. Merkez Komitesi 4. Genel Kurulu’nda “15. Beş Yıllık Plan” önerisinin onaylandığını hatırlatarak, bu planın iki temel kararlılığı ortaya koyduğunu söyledi.

Xuebin, “İlk olarak kalkınmadaki kararlılık… Çin, yüksek kaliteli kalkınma yolunda emin adımlarla ilerleyecek ve dünya ekonomisine yeni ve güçlü katkılar sunacaktır. İkincisi ise açıklıkta kararlılık… Çin, yüksek düzeyde dışa açılma politikasını sürdürecek, özellikle hizmet sektöründe kapsamlı reformlara öncülük edecektir.” ifadelerini kullandı.

Büyükelçi, modernleşme sürecinde ilerleyen bir Çin’in dünyaya daha fazla istikrar ve olumlu enerji sağlayacağını, bunun da tüm ülkelerin ortak refahına katkıda bulunacağını vurguladı.

“2026, Çin-Türkiye ilişkilerinde yeni bir dönüm noktası olacak”

Konuşmasının sonunda Çin’in Ankara Büyükelçisi Xiang Xuebin, 2026 yılının hem Çin hem de Türkiye açısından özel bir anlam taşıdığını belirtti.

Büyükelçi, gelecek yılın Çin’in “15. Beş Yıllık Planı”nın başlangıç yılı olacağını hatırlatarak, aynı zamanda Çin-Türkiye diplomatik ilişkilerinin 55. yıldönümünün kutlanacağını ifade etti.

Xuebin, “Devlet Başkanı Xi Jinping ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın stratejik liderliği altında ikili ilişkiler istikrarlı bir ivmeyle gelişiyor. İki liderin kısa süre önce Şanghay İşbirliği Örgütü’nün Tianjin Zirvesi sırasında gerçekleştirdiği görüşme, Çin-Türkiye ilişkilerine yeni bir yön ve güçlü bir enerji kazandırdı.” dedi.

Büyükelçi, Çin’in Türkiye ile birlikte iki ülke liderlerinin vardığı önemli mutabakatları hayata geçirmeye, karşılıklı siyasi güveni pekiştirmeye ve işbirliğini yeni alanlara taşımaya kararlı olduğunu vurguladı.

Xuebin sözlerini şöyle tamamladı: “Çin ve Türkiye, modernleşme yolunda omuz omuza ilerleyerek yalnızca kendi halklarının refahını artırmakla kalmayacak, aynı zamanda insanlığın ortak kalkınmasına da önemli katkılarda bulunacaktır.”

Türkiye ve Çin, Kuşak ve Yol Girişimi’nde doğal ortaklar

Büyükelçi’nin konuşmasının ardından Çin Uluslararası İletişim Grubu (CICG) Başkanı Chang Bo kürsüye çıkarak, Çin ve Türkiye’nin geniş bir iş birliği ve ticaret potansiyeline sahip olduğunu vurguladı.

Chang Bo, geçtiğimiz yıl iki ülke arasındaki ticaret hacminin 42 milyar dolara ulaştığını belirterek, Kuşak ve Yol Girişimi’nin, son on yılda Türkiye’yi Orta Doğu planlarıyla yakından ilişkilendiren önemli bir köprü haline geldiğini ifade etti.

Ayrıca, Ankara-İstanbul yüksek hızlı tren projesinin tamamlanmasıyla iki ülke arasındaki somut iş birliği örneklerinin arttığını vurgulayan Chang Bo, Çin Uluslararası İthalat Fuarı (CIIE) kapsamında Türkiye’den gelen tarım ürünleri, özel gıdalar ve tekstil ürünlerinin büyük ilgi gördüğünü söyledi.

Chang Bo, konuşmasında ayrıca Kuşak ve Yol Girişimi’nin tanıtımına verilen önemin altını çizerek, bu çerçevede Türkiye ile iletişim ve ekonomik bağların daha da güçleneceğini ifade etti.

“Türkiye ile Çin arasındaki kadim dostluk turizme de yansıyor”

Açılış konuşmasında söz alan Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Nadir Alparslan, Türkiye ile Çin arasındaki köklü bağlara dikkat çekti.

Alparslan konuşmasında, kıtaları aşan tarihi İpek Yolu’nun bir ucunun Çin’den başlayarak Anadolu üzerinden güzel İstanbul’a ulaştığını hatırlattı. Yüzyıllar boyunca bu güzergâhtan geçen kervanların, iki ülkenin en değerli kültürel ve ticari birikimlerini taşıdığını ifade eden Alparslan, Türkiye ile Çin arasındaki kadim dostluğun günümüzde turizm sektörüne de güçlü biçimde yansıdığını belirtti.

Alparslan, iki ülke arasındaki karşılıklı iş birliğinin son yıllarda büyük bir ivme kazandığını vurgulayarak, bu ilişkilerin kültür, turizm ve ekonomi alanlarında daha da derinleşeceğine inandığını söyledi.

Açılış konuşmalarının ardından CICG yöneticileri, Boğaziçi Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Fatih Usluer’e kitap takdim etti.

Daha sonra CICG yöneticileri ile Çin’in Türkiye Büyükelçisi Jiang Xuebin, Prof. Dr. Lale Aydın Tunç ve Prof. Dr. Kadir Temiz’e de kitap takdiminde bulundu.

Kitap takdiminin ardından panel oturumuna geçildi.

Panelde; Boğaziçi Üniversitesi İnsani ve Sosyal Bilimler Fakültesi Dekanı ve Boğaziçi Üniversitesi Yayınları Başkanı Prof. Dr. Berat Açıl, İstanbul Üniversitesi Çin Dili ve Edebiyatı Bölüm Başkanı Prof. Dr. Lale Aydıntunç, Ortadoğu Araştırmaları Merkezi (ORSAM) Başkanı Prof. Dr. Kadir Temiz, EMBA Elektrik Üretim Genel Müdürü Jiang Aiheng ve Orta Doğu Teknik Üniversitesi Misafir Araştırmacısı Liu Xinyue konuşmacı olarak yer aldı.

Konuşmacılar, Türkiye ve Çin arasındaki kültürel, ekonomik ve akademik iş birliğinin farklı boyutlarını değerlendirdiler. Panelin sonunda yapılan kısa bir değerlendirmenin ardından etkinlik sona erdi.