Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Genel Başkanı Devlet Bahçeli, DEM Parti’nin teröristbaşı Abdullah Öcalan için 4 Ocak 2026’da Diyarbakır’da düzenlemeyi planladığı mitinge ilişkin açıklamalarda bulundu. Bahçeli, anayasal haklar kapsamında her siyasi partinin gösteri, toplantı ve miting yapma hakkı bulunduğunu vurgularken, DEM Parti’nin düzenleyeceği mitingin “hiçbir mahsurlu yanı olmadığını” söyledi.
Bahçeli, mitingin ifade ve düşünce hürriyeti kapsamında değerlendirilmesi gerektiğini belirtti ve DEM Parti’nin “Türkiye partisi olma yönündeki kararlı adımlarını” olumlu bulduğunu ifade etti.
"DEM Parti'nin miting düzenlemesinde bir mahsur yoktur"
Bahçeli, açıklamasında, “ifade ve düşünce hürriyetinin meşru sınırları içinde, yürürlükteki yasa ve anayasa hükümleri kapsamında herkesin, her siyasi partinin toplanma, gösteri ve açık hava toplantısı yapmaya hakkı vardır.” ifadelerine yer verdi. CHP ve diğer partilerin daha önce düzenledikleri mitingleri hatırlatarak, DEM Parti’nin mitingini gündemleştirmenin ve büyütmenin gereksiz olduğunu dile getirdi.
Bahçeli sözlerini şöyle sürdürdü: “Elbette toplanıp beklenti, talep ve düşüncelerini seslendirebilirler. Ne var bunda?” diyerek, mitingin demokratik zeminde yapılabileceğini savundu. Ancak PKK’nın kurucu önderliğinin önceki çağrısına dikkat çekti.
"İmralı'nın cezaevinden çıkma talebi bulunmuyor"
MHP lideri, PKK’nın kurucu önderliği tarafından 27 Şubat 2025 tarihli yapılan çağrıda cezaevinden çıkma veya özgürlüğe kavuşma talebinin yer almadığını belirtti. Bu bağlamda, DEM Parti ile PKK bileşenlerinin bu çağrının dışına çıkacak tutum içinde olmalarının “Terörsüz Türkiye” hedefine zarar vermese bile süreci yavaşlatacağını ifade etti.
Bahçeli, “4 Ocak 2026’da toplansınlar, taleplerini açıklasınlar; buna diyeceğim bir şey olmaz. Ancak bu çağrıyı gözden uzak tutmasınlar” diye konuştu. Diyarbakırlı vatandaşlara da hitap eden Bahçeli, miting olayını olağan bir gelişme olarak değerlendirdiğini belirtti.
MHP lideri, Diyarbakırlı vatandaşlara selamlarını ileterek, mitingin olağan bir gelişme olduğunu ve bu tür demokratik hakların istismar edilmemesi gerektiğini vurguladı. Bahçeli, “Olağan bir gelişmeye olağanüstü bir anlam yüklemenin hiçbir sonucu olmayacağını” söyledi.




