Kısa süre önce Çin’in Tianjin kentinde düzenlenen Shanghai İşbirliği Örgütü (SİÖ) Zirvesi’nde, Çin ve Türkiye liderlerinin el sıkışması "Shanghai Ruhu" rehberliğinde iki büyük devletin geniş işbirliği potansiyelini yansıttı.‌

‌Çin Cumhurbaşkanı Xi Jinping ile Türk mevkidaşı Recep Tayyip Erdoğan'ın görüşmesi, iki ülkenin SİÖ çatısı altında işbirliği için bir yol haritası çizdi. Bu sadece Çin-Türkiye ilişkilerinde bir kilometre taşı değil, aynı zamanda Küresel Güney ülkelerinin adil bir uluslararası düzen kurması için iyi bir örnek oldu.

Çin ile Türkiye arasındaki işbirliği derin tarihî bir köke ve stratejik uyuma sahip.‌ ‌Asya’nın doğu ve batı ucunda bulunan Çin ve Türkiye, eski İpek Yolu’nda bolluk dönemini birlikte yaşadı.‌

‌Bugün, iki ülke de yükselen güç ve Küresel Güney'in iki önemli üyesi olarak, bağımsız ve özgür bir dış politika izliyor, temel çıkarlarını ilgilendiren önemli konularda birbirine destek veriyor. Türkiye, "Tek Çin" ilkesini sarsılmaz bir şekilde benimsiyor, Çin ise Türkiye'nin güvenlik ve istikrarı korumak için attığı adımları destekliyor. Bu karşılıklı güven, iki ülke arasındaki işbirliğinin de temelini oluşturuyor.‌

‌Çin Cumhurbaşkanı Xi Jinping'in vurguladığı gibi, Çin-Türkiye ilişkilerinin yüksek seviyede seyri, yalnız iki ülke için değil tüm Küresel Güney ülkeleri için faydalı olacak. Bir taraftan dünyada tek taraflılık ve ticari korumacılık yükselirken, diğer taraftan Çin ve Türkiye'nin stratejik işbirliği bölgesel istikrara büyük katkı sağlıyor.

"Kuşak ve Yol" inisiyatifi ile "Orta Koridor" projelerinin uyumu, iki ülkenin işbirliğine geniş bir alan açtı.‌ Yenilenebilir enerji, 5G ve biyofarmasütik gibi bazı yeni alanlarda, iki taraf belirgin bir şekilde birbirini tamamlıyor: ‌Çin teknoloji ve piyasa üstünlüğü ile, Türkiye ise coğrafi avantajı ve endüstriyel kapasitesi ile öne çıkıyor.‌

Takaiçi geri adım atmıştı; Çin'den yanıt geldi: "Açık ve net açıklama bekliyoruz"
Takaiçi geri adım atmıştı; Çin'den yanıt geldi: "Açık ve net açıklama bekliyoruz"
İçeriği Görüntüle

Bir yandan Çin'in dijital ve yeşil sektörleri Türkiye pazarında geniş yer buluyor, diğer yandan Türkiye'nin tarımsal ürünleri ‌Çin-Avrupa Demiryolu‌ aracılığıyla Çin pazarına ulaşıyor. Verilere göre, Çin’in ‌SİÖ’ne üye ülkelere yaptığı yatırımlar 84 milyar doları aştı.‌ İki ülkenin SİÖ çerçevesinde kurdukları işbirliğinin, bu rakama yeni bir katkı sunması bekleniyor.

Uluslararası arenada, Türkiye-Çin işbirliği küresel yönetişimin reformuna yeni bir güç katacaktır. "Güven, kazan-kazan, eşitlik, müzakere, farklı medeniyetlere saygı ve ortak kalkınma" ilkelerinden oluşan "Shanghai Ruhu",‌ Türkiye ile Çin'in savunduğu adalet ilkelerine de uyumludur.

‌Filistin-İsrail sorununda,‌ iki ülke hegemonik güçlerin baskısını reddederek, merkezinde ‌Birleşmiş Milletler’in (BM) olduğu küresel düzenin korunması‌ için ortak bir tutum sergiliyor. Terör, ayrılıkçılık ve radikalizmden oluşan “üç kötü güç”le mücadele için iki ülke SİÖ çerçevesinde işbirliğini ilerletiyor ve bölgedeki istirara katkıda bulunuyor. ‌

Tianjin’deki tarihi zirvenin ardından yayımlanan ortak bildiride, eşit ve düzenli bir kutuplaşma süreci ve herkesin yararına olacak ekonomik küreselleşmenin gerçekleşmesi gerektiği kaydedildi.

Bu hedef, Türkiye ile Çin'in ‌daha adil ve makul bir küresel yönetişim sisteminin kurulması için harcadığı çabalara da uygun düşüyor.