CGNT Türk Dış Haberler Servisi

Çin’in İkinci Dünya Savaşı’nda kazanılan zaferin 80. yıldönümü vesilesiyle düzenlediği askeri geçit töreni ABD liderliğindeki NATO’nun tepkisini çekti. NATO Genel Sekreteri Mark Rutte, Prag Savunma Zirvesi’nde yaptığı konuşmada Çin’in düzeni değiştirmek niyetinde olduğunu ve kendilerini tehdit ettiğini iddia etti. NATO Genel Sekteri Mark Rutte’nin işaret fişeği olarak yorumlanacak konuşmasının ardından Batı medyasında da benzer başlıkların tercih edilmesi sürpriz değil.

Batı’da kimi çevrelerin Çin’in askeri kapasitesini “saldırı sinyali” olarak kamuoyuna nakletmesi gerçeğin tersyüz edilme çabasının ustaca bir örneği. Zira NATO uzunca bir süredir Çin’i askeri olarak hedef tahtasına koymuş durumda. Çin’in NATO belgelerine meydan okuma olarak girmesinin ardından NATO, Asya’ya doğru genişlemenin planlarını gizlemiyor. Japonya ve Güney Kore’nin NATO toplantılarına çağrılması ve bölgede ofis açma gayretleri birlik içinde dahi tepkiye neden olmuş durumda. Fransa Cumhurbaşkanı Emanuel Macron, NATO’nun ABD ve Avrupa coğrafyası ile sınırlı olduğunu anımsatarak örgütün Washington ve Pekin arasındaki ihtilaflarda taraf olmaması gerektiği uyarısında bulunmuştu.

Rutte “babacığının” izinde

NATO Genel Sekreteri Mark Rutte’nin bu uyarıları değil ancak “Babacık” olarak seslendiği Trump Amerikası’nı takip etmek istediğine şüphe yok. Ulusal Güvenlik Stratejisi’nde Çin’i “ABD’yi tahtından edebilecek potansiyele sahip tek güç” olarak tanımlayan Washington yönetimi son yıllarda Çin’i kuşatma hamlelerine birkaç cephede hız verdi.

İngiltere birlikte Avustralya’ya nükleer denizaltı sağlamak için AUKUS ittifakını tesis eden ABD, sadece 2023 yılında Filipinlerde dört üsse daha erişim elde etti. Filipinler içinde toplanda 9 askeri üssü bulunan ABD aynı zamanda bu ülkenin Güney Çin Denizi’ndeki eylemlerine güvenlik garantisi sunuyor. Birçok uzman Washington’ın Filipinler’i Asya’nın Ukrayna’sı olarak tasarladığı noktasında hemfikir.

ABD savaş makinesini nasıl besliyor?

ABD yönetimi sadece AUKUS üzerinden değil aynı zamanda QUAD (ABD, Japonya, Avustralya ve Hindistan) gibi doğal afetler karşısında dayanışma amacıyla kurulmuş platformları da askeri hale getirmenin yollarını arıyor.

Dünya genelindeki çatışma alanlarından uzaklaşarak tüm enerjisini Asya-Pasifik’e ve özel olarak Çin’e ayıran ABD’nin kendisi ise devasa savaş makinesini beslemek için 2024 yılında 997 milyar dolar para harcadı. Dünyadaki askeri harcamaların tek başına yüzde 37’sini temsil eden ABD’yi en yakın takipçileri Çin, Rusya, Hindistan, Almanya ve Birleşik Krallık’ın bir araya gelse yakalamıyor. Benzer şekilde 5 bini aşan nükleer silah envanterine sahip ABD bu alanda da rakipleri kıyas kabul etmiyor.

Elektrikli araçtan liman yatırımlarına… Bank of China Türkiye’de hangi projelere hazırlanıyor?
Elektrikli araçtan liman yatırımlarına… Bank of China Türkiye’de hangi projelere hazırlanıyor?
İçeriği Görüntüle

Barış ancak caydırıcılıkla mümkün

ABD’nin ve peşinden sürüklediği askeri ittifakların hedefini anlamak için kahin olmaya gerek olmadığı gibi egemen devletler bir koyun başını kasabın bıçağına uzatmayacağı aşikar. Barışın ancak caydırıcı bir savunma kapasitesi ile tesis edilebileceğinin farkında olan Çin diplomasi alanında ise ortak güvenlik mekanizmasının kurulmasını talep ediyor. Bir ülke veya ittifakın herhangi bir nedenle başka ülkelerin çıkarlarına meydan okuyamayacağını özetleyen bu ilkeler Çin lideri Xi’nin geçit töreninde yaptığı konuşmada şu ifadelerle vurgulandı:

“Bugünlerde ise, insanlık tekrar “Barış mı savaş mı, diyalog mu zıtlaşma mı, kazan-kazan mı sıfır-toplamlı oyun mu?” şeklindeki sorularla karşı karşıya bulunuyor. Çin halkı kararlılıkla tarihin doğru tarafında, insanlık medeniyetinin ilerici tarafında duruyor, barış ve kalkınma yolunu tereddüt etmeden izliyor ve dünya halklarıyla el ele vererek insanlığın kader birliğini oluşturmak istiyor.”