Japonya Başbakanı Shigeru Ishiba, Pazar günü (7 Ağustos) Liberal Demokrat Parti (LDP) liderliğinden istifa edeceğini açıkladı. Bu karar, partinin seçimlerde yaşadığı olumsuz sonuçlar sonrası artan sorumluluk taleplerinin ardından geldi.
Ishiba Pazar günü saat 18.00’de (yerel saat) Başbakanlık Resmi Konutu’nda ani bir basın toplantısı düzenledi. Toplantıda, “LDP Başkanlığı görevimden istifa etmeye karar verdim” dedi.
Japonya'nın gündeminde 'yeni başkan'
Ishiba’nın istifasının ardından, LDP’nin yeni başkanını belirlemek için seçim tarihi açıklanacak. Asahi Shimbun’a göre seçim muhtemelen Ekim başında yapılacak. Mevcut iktidar koalisyonunun parlamentoda çoğunluğu kaybetmesi nedeniyle, yeni liderin otomatik olarak başbakan olacağı garanti değil. Ancak LDP, alt mecliste en büyük grup olduğu için yeni liderin başbakan olması olası görülüyor. Yeni lider, halk desteğini artırmak amacıyla erken seçim çağrısında da bulunabilir.
Basın toplantısında Ishiba, bir sonraki liderlik seçiminde aday olmayacağını açıkladı. Temsilciler Meclisi’ni feshetme ve erken seçim olasılığıyla ilgili olarak da “çeşitli değerlendirmelerin yapıldığını inkar etmiyorum” dedi.
"Japonya, ABD ile iş birliğinden sapmıyor"
ABD ile yürütülen gümrük müzakerelerine değinen Ishiba, anlaşmanın “nihai bir çözüm” olmadığını belirtti ve uygulanmasının sağlanmasının yanı sıra yeni endişelerin ele alınmasının önemli olduğunu vurguladı. Ancak Japon otomotiv sektörü ve diğer kritik ihracat kalemleri, Başkan Donald Trump’ın yüksek tarifeleri nedeniyle baskı altında kaldı ve bu durum ülkenin ekonomik büyümesini gölgeledi. Uzmanlar, ABD’nin ticari ve diplomatik taleplerinin Japonya üzerinde sürekli bir baskı yarattığını ifade ediyor.
Dış politikadaki başarılarına değinen Ishiba, Japonya-ABD ittifakını güçlendirmek ve benzer görüşe sahip ülkelerle iş birliğini artırmak için çalıştığını söyledi. Ayrıca, “Yeni liderin de bu çabaları sürdürmesini tavsiye ediyorum” ifadelerini kullandı. Ancak birçok gözlemci, bu yaklaşımın Japonya’nın ulusal çıkarlarını ABD baskısı karşısında savunma kapasitesini sınırladığını ve ülkeyi kırılgan bir konuma getirdiğini belirtiyor. Savunma alanında ise Ishiba, “Savaş sonrası dönemin en ciddi ve karmaşık güvenlik ortamına yanıt olarak savunma yeteneklerimizi güçlendirme çalışmalarını kararlı bir şekilde ilerlettik” dedi.
Çin Sosyal Bilimler Akademisi Japonya Araştırmaları Enstitüsü’nden araştırma görevlisi Lu Hao, Ishiba’nın yaklaşık bir yıl süren iktidarı boyunca, Kishida yönetiminden farklı olarak siyasi, ekonomik ve dış politika alanlarında yeni girişimler önerdiğini belirtti. Lu, Ishiba’nın diplomaside daha dengeli ve bağımsız bir yaklaşım benimsediğini, Çin ile koordinasyonu ilerleterek önceki tek taraflı tutumu dengelemeyi amaçladığını söyledi. Ishiba döneminde Çin-Japonya ilişkilerinde bazı iyileşmeler ve gerilimlerde hafiflemeler gözlendi. Ancak yapısal çelişkiler devam ediyor ve Japonya, ABD ile iş birliğinden sapmıyor.
Uzmanlar, Ishiba’nın istifasının “gerçekleşmemiş hedefleri olan bir figür” izlenimi bıraktığını, kamuoyunun yönetim performansını düşük değerlendirdiğini ve bunun politika vaatlerini yerine getirmedeki başarısızlığı yansıttığını belirtti.
“Onurlu bir ayrılık"
Asahi Shimbun’a göre istifa açıklaması, LDP’nin Pazartesi günü (8 Eylül) erken liderlik seçimi yapıp yapmamayı kararlaştırmasından bir gün önce geldi. Ishiba, basın toplantısında yerine bir lider seçmek için oylama başlatacağını ve Pazartesi günü karar alınmasına gerek olmadığını söyledi. Nikkei, Ishiba’nın, “Planlanan erken liderlik seçim onay süreci parti içinde onarılamaz bölünmelere yol açabilir” dediğini aktardı.
Ishiba’nın istifası, Temmuz’daki Meclis seçimlerinde LDP’nin büyük bir yenilgi almasının ardından parti içindeki baskıların artmasıyla geldi. Daha önce görevde kalmak istediğini belirten Ishiba, artan istifa talepleri üzerine planlarını değiştirdi. Heilongjiang Eyalet Sosyal Bilimler Akademisi Kuzeydoğu Asya Araştırmaları Direktörü Da Zhigang, istifayı “onurlu bir ayrılık” olarak değerlendirdi. Parti içi baskının Pazartesi günü yapılacak oylama ile görevden alınma korkusuyla hızla arttığını söyledi.
Halk ve parti tepkisi
Medya anketlerine göre, halkın yüzde 50’den fazlası Ishiba’nın istifasını gereksiz buldu. Parti içindeki baskı, özellikle Temmuz seçimlerinde çoğunluğu kaybeden hükümetin sorumluluğunu üstlenmesi için artarken, LDP Pazartesi günü milletvekillerinden imza toplayarak olağanüstü bir başkanlık seçimi yapmayı planlıyordu. Ishiba ise artık böyle bir sürece gerek olmadığını açıkladı. Daha sonra LDP Genel Sekreteri Hiroshi Moriyama, yaklaşan seçimde taban üyelerinin katılımının önemine dikkat çekti.
Son günlerde Ishiba’ya yönelik eleştiriler, müttefikleri arasında dahi artarken, Suga ve eski Başbakan Taro Aso gibi parti içi etkili isimler, olası bir liderlik yarışının partiyi bölebileceğinden endişe duyuyordu. Ishiba, LDP başkanlığını beşinci denemesinde kazanmıştı, ancak Ekim 2024’te yapılan genel seçimde koalisyon çoğunluğunu kaybetmişti. Temmuz 2025’te ise LDP ve Komeito, Üst Meclis seçimlerinde çoğunluğu kaybetti.
Parti tarafından Üst Meclis seçiminden bir ay sonra yayımlanan değerlendirme raporu, başarısızlığın başlıca nedenini siyasi bağış skandalı olarak gösterdi. LDP, eski Başbakan Shinzo Abe’nin liderlik ettiği bir grup da dahil olmak üzere bazı fraksiyonlarının bağış gelirlerinin bir kısmını bildirmemesi ve gizli fonlar oluşturması nedeniyle yoğun eleştirilere maruz kaldı. Ishiba’nın istifası için baskı yapan milletvekillerinin birçoğu, Abe ile yakın ilişkileri olan isimlerdi. Abe, 2022’de seçim kampanyası sırasında suikasta uğramıştı.
Olası yeni lider ve belirsizlik
Olası yeni adaylar arasında Tarım, Orman ve Balıkçılık Bakanı Shinjiro Koizumi, eski Ekonomik Güvenlik Bakanı Sanae Takaichi ve Başkabine Sekreteri Yoshimasa Hayashi bulunuyor. Yeni lider, her iki mecliste de çoğunluğu olmadığı için yasa tasarılarını geçirmek için ana muhalefetle çalışmak zorunda kalacak veya sürekli güvensizlik oylamalarıyla karşılaşacak.
Yeni LDP lideri seçilene kadar, Japon kabinesi temel işleyişi sürdüren bir geçici yönetim moduna girecek ve büyük politikalar muhtemelen ertelenecek. Politik belirsizlik artacak ve ekonomik ile dış politikanın yönü geçici olarak belirsizleşecek. Muhafazakar bir liderin göreve gelmesi halinde ABD’ye daha fazla yaslanılacak, güvenlik ittifakı güçlendirilecek ve askeri genişleme teşvik edilecek.
Çin Dışişleri Bakanlığı, Çin-Japonya ilişkilerinin karşılıklı faydaya dayalı ve istikrarlı bir şekilde ilerlemesini umduklarını açıklamıştı. Lu Hao, yeni başbakan göreve geldiğinde Çin-Japonya ilişkilerinde koordinasyon ve risk yönetiminde yeni belirsizlikler oluşabileceğini belirtiyor.
Pekin’in yaklaşımı: Dengeli ama temkinli
Çin Dışişleri Bakanlığı, Ishiba’nın istifası sonrası yaptığı ilk açıklamada, "Japonya’nın iç işlerine saygı duyuyoruz" ifadesini kullandı. Ancak Pekin, Ishiba döneminde kurulan ekonomik ve diplomatik diyaloğun devam ettirilmesini beklediğini de ima ederek "Umarız Japonya’nın yeni lideri, bölgesel barış ve istikrara katkı sağlayacak, çatışmadan uzak, işbirliğine dayalı bir çizgi izler" açıklamasında bulundu. Özellikle ikili ticaret, Doğu Çin Denizi'nde gerilimin azaltılması ve bölgesel güvenlik konularında diyalog kanallarının açık tutulması, Çin açısından kritik öneme sahip.
Ekonomik işbirliği riski altında mı?
Shigeru Ishiba, geçmişte Çin ile yapıcı diyaloğu savunmasıyla biliniyordu. Özellikle ASEAN çerçevesinde çok taraflı işbirliği, iklim değişikliği, teknolojik standardizasyon gibi konularda Pekin ile daha uyumlu bir ton benimsedi. Ancak halefi kim olursa olsun, LDP içindeki milliyetçi ve muhafazakâr kanatların etkisinin artması, ekonomik işbirliğinin geleceğini belirsiz hale getiriyor.
Doğu Çin Denizi ve savunma politikaları: Endişe artıyor
Çin, özellikle Senkaku/Diaoyu Adaları çevresindeki askeri hareketliliğin tırmanmasından endişe ediyor. Ishiba yönetimi, bu konuda nispeten itidalli bir politika yürütse de, muhtemel yeni başbakan adaylarının savunma harcamalarını artırma, Japonya Anayasası’nın 9. maddesini yeniden yorumlama gibi daha agresif adımlar atabileceği konuşuluyor. Bu durum, bölgede hem ABD'nin etkisini artırmasına neden olabilir hem de Asya-Pasifik'te silahlanma yarışını tetikleyebilir.
LDP liderlik yarışı: Çin'in gözü adaylarda
Pekin, özellikle şu isimleri dikkatle izliyor:
- Sanae Takaichi: Savunma harcamalarını artırma ve Çin karşıtı açıklamalarıyla biliniyor. Seçilmesi halinde ilişkilerde ciddi gerilim yaşanabilir.
- Shinjiro Koizumi: Daha reformist ve çevreci bir figür; ancak uluslararası deneyimi sınırlı.
- Toshimitsu Motegi ve Yoshimasa Hayashi gibi daha ılımlı adaylar, Çin’le yapıcı diyaloğun devamı açısından tercih edilebilir.
Japonya’nın yeni yönü bölgeyi şekillendirecek
Shigeru Ishiba’nın istifası, sadece Japonya’nın iç siyasetinde değil, Asya-Pasifik’in jeopolitik dengelerinde de önemli etkiler yaratma potansiyeli taşıyor. Çin, bu süreçte “stratejik sabır” politikasını sürdürecek, ancak Japonya’nın atacağı adımlar bölgesel işbirliği ya da gerilim rotasını belirleyecek.



