CGTN Türk Dış Haberler Servisi
Amerika Birleşik Devletleri (ABD) Başkanı Donald Trump’ın Beyaz Saray’daki ikinci başkanlık döneminin başlamasından bu yana üçüncü kez görüştüğü İsrail lideri Binyamin Netayahu ile görüşmesi Gazze için umuttan ziyade karamsarlığı beraberinde getirdi. Kameralar önünde açıklamalarda bulunan ikili her ne kadar “barış ve ateşkes” kelimelerini kullansa da uluslararası basına yansıyan bilgilere göre Filistinlilerin tehcir edilmesi planından vazgeçilmiş değil.
İsrail’in ilk etapta Gazze’nin Refah bölgesinde 500 bin kişilik bir kamp kuracağı ve bu kampa girenlerin bir daha evlerine dönemeyeceği öne sürülüyor. Kampta bulunanların diledikleri takdirde başka ülkelere para yardımı da sağlanarak gidebilecekleri belirtiliyor.
Etnik temizlik önlenmeli
Kampın insani koşulları düzeltmek ve Gazze’nin yeninden inşasından çok tehciri teşvik etmek için kurulduğu izlenimini paylaşan Avrupa basını etnik temizlik uyarısında bulunuyor. Hollanda’nın De Volkskrant gazetesi uluslararası toplumun sürece müdahale etmesi gerektiğini vurgulayarak “Ne yazık ki, ABD Başkanı Donald Trump açısından bu konuda büyük beklentiye girmek yersiz; ancak AB buna sessiz kalamaz.” değerlendirmesinde bulundu. Gazete ayrıca “ Bu ay AB dışişleri bakanları, 2000 yılından beri yürürlükteki İsrail ile Ortaklık Anlaşması’nın askıya alınıp alınmayacağını tartışacak. İsrail Gazze Şeridi’nde etnik temizlik planlarını uygulamaya devam ederse, bu durum Almanya ve İsrail’in diğer geleneksel dostları açısından harekete geçmek için bir uyarı işaretine dönüşmeli.” önerisini sundu.
Almanya’nın Süddeutsche Zeitung gazetesi de İsrail lideri Binyamin Netanyahu’nun Trump ile düzenlenen basın toplantısında söylediklerinin gerçekçi olmadığını dile getirerek “Netanyahu’ya göre güya kimse [göç etmeye] zorlanmayacak, her şey tamamen gönüllülük esasına dayanacakmış. Ancak sağduyulu bir şekilde değerlendirildiğinde, bu ifadeler düpedüz alaycılık: İsrail bombardımanı Gazze kıyı şeridini enkaz yığınına çevirmişken, on binlerce sivil ölmüşken ve insanlar aylardır açken, hangi gönüllülükten bahsedilebilir?” sorularını yöneltti.

“Büyük İsrail planı”
İsrail’in Gazze’nin yanı sıra Batı Şeria’yı da içine alarak genişlemek istediğinin altını çizen Irish Times gazetesi ise konuya dair yayınladığı analizde şunları kaydetti:
“İsrail ve ABD’nin planı belli ki halkı Gazze Şeridi’nden zorla çıkararak iki devletli çözüm umudunu tamamen yok etmeyi amaçlıyor. … İki milyon Filistinli Arap’ın Gazze Şeridi’nden sürülmesi ve Batı Şeria’nın büyük bölümünde süren etnik temizlik hazırlıkları, Gazze ile Batı Şeria’yı kapsayan ve ‘Büyük İsrail’ olarak adlandırılan bölgeyi Yahudi çoğunluklu bir devlete dönüştürme çabalarının işareti olabilir. … Tüm bunlar uluslararası hukukun temel ilkelerine aykırı. Tüm bunlar savaş suçu demek. Ve tüm bunlar gözlerimizin önünde cereyan ediyor.”