Türkiye ile İngiltere arasında, Türkiye'nin Eurofighter Typhoon kullanıcısı olmasına ilişkin mutabakat zaptı imzalandı.

Milli Savunma Bakanlığı’ndan yapılan açıklamada, "Bu belge, ülkeler arasındaki ilişkiyi resmileştirmekte ve Typhoon konusunda tam kapsamlı bir anlaşmaya bir adım daha yaklaştırmaktadır." ifadelerine yer verildi.

Türkiye bir yandan, Milli Muharip Uçak KAAN'ı geliştirme sürecine devam ederken, bir yandan da acil hava gücü ihtiyacını karşılamak üzere uzun bir süredir Eurofighter alımına yönelmiş durumda. Peki, bu kararın arkasında ne var? Türkiye neden ABD yapımı F-16V ya da başka bir alternatif yerine Eurofighter'a yöneliyor? NATO dengeleri, savunma sanayii hedefleri ve bölgesel tehditler bu tercihte nasıl rol oynuyor?

Acil ihtiyaç: Filo açığını kapatmak

Türkiye’nin en önemli ihtiyaçlarından biri filo açığını kapatmak. Türk Hava Kuvvetleri'nin F-16 filosu yaşlanıyor. 1980’lerden bu yana kullanılan F-16’ların bazıları modernize edilse de, teknolojik yıpranma ve artan bakım maliyetleri ciddi bir sorun oluşturuyor. Öte yandan, Türkiye’nin F-35 programından çıkarılması (2019) sonrası beşinci nesil uçaklara erişimi kesildi.

Bu durum, Türkiye'yi geçici ama güçlü bir çözüm arayışına itti. Eurofighter Typhoon’un, Avrupa yapımı 4.5 nesil çok rollü savaş uçağı olarak bu boşluğu kısmen doldurabilecek kapasitede olduğu belirtiliyor.

Alternatiflere kıyasla Eurofighter’ın artıları

Türkiye’nin Eurofighterlara yönelten önemli nedenlerinden biri de alternatiflere kıyasla Eurofighter’ın daha avantajlı olması. Bu avantajlar arasında Eurofighterların üstün manevra kabiliyeti, 2 Mach üzeri hızı ve gelişmiş aviyonikleriyle F-16V’ye göre daha gelişmiş bir platform sunması gösteriliyor.

Eurofighetrların çok uluslu üretim olması, avantajlı yönlerinin arasında sayılıyor. İngiltere, Almanya, İtalya ve İspanya’nın ortak üretimi olan uçağın, NATO uyumluluğu açısından da Türkiye için cazip olduğu belirtiliyor.

Siyasi ve diplomatik engeller

Eurofighter’ın satın alımı konusunda ise siyasi ve diplomatik engeller işleri zorlaştırıyor. Uçağın satışı için konsorsiyum üyesi tüm ülkelerin onayı gerekiyor.

Sürecin başından bu yana İngiltere ve İspanya bu satışa sıcak bakıyor. Almanya ise Türkiye’ye satışa karşı çıkıyordu. Yürütülen diplomatik süreçler sonuç vermiş olacak ki gelinen noktada bir ön mutabakat anlaşması imzalanmış durumda.

Milli Muharip Uçak (KAAN) ve geçiş süreci

Türkiye’nin asıl hedefi ise kendi beşinci nesil savaş uçağı olan KAAN’ı 2030’a kadar envantere sokmak. Ancak KAAN'ın seri üretimi ve operasyonel hale gelmesi zaman alacak. Bu süreçte, özellikle 2025–2030 arasındaki olası tehditlere karşı güçlü bir caydırıcıya ihtiyaç var. Eurofighter Typhoon, bu "köprü çözüm" olarak görülüyor.

Bölgesel güç dengeleri ve tehdit algısı

Doğu Akdeniz, Suriye, Ege ve Karadeniz gibi yüksek gerilimli bölgelerde Türkiye’nin hava üstünlüğünü koruması kritik. Yunanistan’ın Rafale uçakları ve F-35 siparişi, İsrail’in F-35 kabiliyeti gibi gelişmeler, Türkiye’nin bölgedeki dengeyi koruma ihtiyacını artırıyor. Eurofighter’in bu anlamda, “güç projeksiyonu” yeteneğini artırabileceği değerlendiriliyor.

ABD ilişkileri ve F-16V süreci

ABD ile F-16V modernizasyonu konusunda 2024’te prensipte anlaşma sağlansa da, Kongre onayları ve teslimat takvimi hâlâ belirsizliğini koruyor. Bu nedenle Türkiye, tek bir kaynağa bağlı kalmamak ve stratejik otonomisini artırmak istiyor.

ABD’nin “Gölge Dışişleri”: Çin masaya oturmadan kazanmıştı bile!
ABD’nin “Gölge Dışişleri”: Çin masaya oturmadan kazanmıştı bile!
İçeriği Görüntüle

Eurofighter, geçici ama stratejik bir tercih mi?

Türkiye'nin Eurofighter alım girişimi, yalnızca askeri değil, diplomatik ve jeopolitik boyutları olan bir karar. F-35 programından çıkarılmanın yarattığı boşluğu doldurma çabası, milli projeler tamamlanana kadar geçici bir çözüm arayışı ve bölgesel güç projeksiyonu ihtiyacı bu tercihi yönlendiriyor.