CGTN Türk Dış Haberler Servisi
Dünya Fikri Mülkiyet Örgütü’nün (WIPO) açıkladığı Küresel İnovasyon Endeksi bir devrin sonunu temsil ediyor. Dünyanın en yenilikçi ülkeleri arasında matbaadan otomobile, X-Ray’den MP3’e kadar birçok yeniliğe imza atan Almanya’nın yerini Çin aldı.
WIPO’nun 139 ekonomiyi 78 gösterge üzerinden değerlendirdiği listede Çin, tarihte ilk kez ilk 10’a girdi. Ölçümlerin kişi başına düşen araştırmacı sayısından yüksek teknoloji ihracatına, kurumların gücünden piyasaların sofistikasyonuna kadar çok katmanlı olduğu listede Çin’in yer alması ülkenin yüksek Ar-Ge harcamaları ve mühendis yetiştirme kapasitesinden fazlasına sahip olduğu anlamına geliyor.
Listenin zirvesinde İsviçre yer alırken, İsviçre ikinciliğe yerleşti. Amerika Birleşik Devletleri’nin üçünü olduğu listede uzmanlar esas olarak Çin’in başarısına dikkat çekiyor. Zira Dünya İnovasyon Endeksi’de sadece Çin gelişmekte olan ülkeler statüsünde yer alıyor. Diğer gelişmekte olan ülkelerin 50 ve 60’larda yer bulabildiğine işaret eden İngiliz Economist dergisi “Çin tabuyu yıktı” değerlendirmesinde bulundu.
Kamunun desteği belirleyici
Listenin yayınlanması ile birlikte Çin’in yıktığı tabular arasında “çok kaynak tüketen ancak az icat yapan” ülke tanımlaması da yer alıyor. Bu başarı, Çin’in sadece “büyük ölçek” avantajı değil, aynı zamanda stratejik planlaması, üniversite-sanayi işbirliği ve teknolojiye devletin verdiği uzun vadeli destek sayesinde mümkün oldu.
Çin Renmin Üniversitesi’nden uzman Wang Xiaosong, basına yaptığı değerlendirmede, ülkenin inovasyona dayalı yeni gelişim stratejisini hayata geçirmesi, reformları derinleştirmesi ve ekonomi, bilim-teknoloji ile nitelikli insan kaynağını geliştirmeye yönelik eşgüdümlü çabalarının, inovasyon kapasitesinin yükselişine sistematik güvence sağladığını ifade etmişti. Wang’a göre, 2024 yılında Çin’in toplam Ar-Ge harcamaları 2020’ye kıyasla yüzde 48 arttı. Ar-Ge’nin gayri safi yurtiçi hasıladaki payı yüzde 2,68’e çıkarak Avrupa Birliği ortalamasını geride bıraktı. Çin’in Ar-Ge personeli sayısı da dünyada ilk sıraya yükseldi.
Almanya’nın 16.700 uluslararası patent başvurusuna rağmen listeden düşmesi, inovasyonun artık sadece tarihi başarılarla ölçülemeyeceğini gösteriyor. İnovasyon, 21. yüzyılda kimin geleceğe yatırım yaptığıyla, kimin geniş halk kitlelerini teknolojiyle buluşturabildiğiyle ölçülüyor. Günün sonunda Çin, uluslararası kurumları da teyit ettiği gibi “taklit eden” değil “yön veren” konumuna adım adım ilerliyor.




