Milli Savunma Bakanı Yaşar Güler, “Yıllık Değerlendirme Toplantısı” kapsamında basın mensuplarıyla bir araya gelerek Suriye’deki gelişmeler, SDG süreci, “Terörsüz Türkiye” hedefi ve bölgesel güvenliğe ilişkin dikkat çekici değerlendirmelerde bulundu. ABD’nin yeni Ulusal Güvenlik Strateji Belgesi’ne de değinen Güler, Washington’un Orta Doğu’yu artık ana tehdit alanı olarak görmediğini, ABD’nin bölgeden çekilmesi halinde barış ve istikrarı sağlayabilecek en önemli bölgesel aktörün Türkiye olduğunun Amerikalı yetkililer tarafından daha net anlaşıldığını ifade etti. Bakan Güler’in, PKK’nın İran uzantısı PJAK’a yönelik operasyonlar sırasında Türkiye’nin İran’ı düzenli olarak bilgilendirdiğini açıklaması ise Ankara–Tahran hattında terörle mücadele başlığında artan koordinasyona işaret etti. Bu tablo, Türkiye ile ABD arasında Orta Doğu’da daha yakın bir ortak hareket zemininin oluştuğuna mı işaret ediyor? Ankara ile Tahran arasında terörle mücadele alanında daha güçlü bir eşgüdümden söz etmek mümkün mü? Öte yandan Batı’da eş zamanlı olarak dolaşıma sokulan “Rusya Avrupa’ya saldıracak” ve Suriye bağlamında yeniden gündeme getirilen “DEAŞ tehdidi yükseliyor” söylemleri de dikkat çekiyor. Güçlenen bu güvenlik dili, yeni bir algı yönetiminin parçası mı? Tüm bu başlıkları gazeteci İsmet Özçelik, CGTN Türk ekranlarında değerlendirdi.