ABD Başkanı Donald Trump, destekçilerine gönderdiği e-postayla “cennete girmek” için 15 dolarlık bağış talebinde bulundu. Bu çağrı, sosyal medyada alay konusu olurken, Trump’ın sağlık durumu ve dini temalı mesajları yeniden tartışmaya açıldı.

ABD Başkanı Donald Trump, başkanlık kampanyasına destek arayışlarını sürdürürken, bu kez alışılmışın dışında bir mesajla gündeme geldi. Trump’ın destekçilerine gönderdiği son e-postada, “cennete gitmek” için 15 dolarlık bağış çağrısında bulunması, yalnızca siyasi değil, dini boyutuyla da yoğun eleştirilere neden oldu. Bağış kampanyasında kullanılan ifadeler, özellikle “Tanrı beni Amerika’yı yeniden büyük yapmak için kurtardı” şeklindeki söylemlerle, Trump’ın kendisini ilahi bir misyona sahip lider olarak tanımladığını ortaya koydu.

Tanrı beni Amerika için seçti

Trump e-postasında, 2016 yılında Hillary Clinton’a karşı kazandığı seçim zaferini, sınır güvenliği politikalarını ve geçirdiği suikast girişiminden kurtuluşunu “ilahi bir planın parçası” olarak tanımladı. 24 saatlik özel bir kampanya başlattığını duyuran Trump, destekçilerini şu ifadelerle harekete geçirmeye çalıştı: “Asla geri adım atmayacağız, asla teslim olmayacağız.”

Hizbullah: Ateşkese uyuyoruz ancak silah bırakmayacağız
Hizbullah: Ateşkese uyuyoruz ancak silah bırakmayacağız
İçeriği Görüntüle

Bu kampanyanın duyurulduğu günlerde sosyal medyada Trump’ın sağlık durumu hakkında çeşitli iddialar dolaşıyordu. Bazı kullanıcılar, Trump’ın “görevdeyken öldüğü” yönündeki spekülasyonlara atıf yaparak, bağış çağrısını alaycı bir dille eleştirdi. Bir X (eski Twitter) kullanıcısı, “Sağlıklı olduğunu kanıtlamaya çalışırken böyle bir e-posta göndermek tuhaf” yorumunu yaptı.

Dini temalar, siyasi mesajlar

Trump daha önce de Fox and Friends programında “Cennete girme ihtimalim çok düşük, listenin en altındayım” ifadelerini kullanmıştı. Bu son kampanya, onun ölüm sonrası hayata dair düşüncelerini kamuoyuyla bir kez daha paylaşmasına neden oldu. Ancak asıl dikkat çeken unsur, Trump’ın giderek artan şekilde dini sembolleri ve inanç temalarını politik iletişiminin merkezine yerleştirmesi oldu.

Toplanan bağışların ne amaçla kullanılacağına dair net bir açıklama yapılmadı. Bu da kampanyanın samimiyeti ve hukuki çerçevesiyle ilgili soru işaretlerini artırıyor. Eleştirmenlere göre, dini duyguların seçim kampanyasında kullanılması, ABD siyasetinde tehlikeli bir eğilim haline gelmiş durumda.