NATO Genel Sekreteri Mark Rutte, Belçika’da düzenlenen NATO Biyoteknoloji Topluluğu Konferansı’nda yaptığı konuşmada, Çin’in biyoteknoloji alanındaki hızlı ilerlemesini “askeri rekabet” bağlamında değerlendirdi.
Rutte, gen düzenleme ve sentetik biyoloji gibi alanlarda Çin’in kaydettiği bilimsel ilerlemelere dikkat çekerek, bu çalışmaların hem sivil hem de askeri amaçlar için kullanılabileceğini iddia etti. Rutte, Çin’in bu alandaki gelişimini “tedarik zincirlerini ve ticaret politikalarını stratejik araçlar olarak kullanmakla” ilişkilendirdi.
Analistler, NATO’nun bu açıklamalarının, Batılı ülkelerin Çin’in bilimsel ve teknolojik ilerlemelerinden duyduğu rahatsızlığın bir yansıması olduğunu belirtiyor. Uzmanlara göre, Çin’in biyoteknoloji ve yapay zekâ gibi ileri teknolojilerde attığı adımlar, ülkenin inovasyon gücünün ve yüksek kaliteli kalkınma stratejisinin bir sonucu.
Gözlemciler, NATO’nun bilimsel gelişmeleri “askeri rekabet” merceğinden değerlendirmesinin, Soğuk Savaş dönemi zihniyetini yansıttığını ifade ediyor. Pekin uzun süredir, bilimin barışçıl amaçlarla kullanılmasını ve teknolojik ilerlemenin insanlığın ortak yararına hizmet etmesini savunuyor.
Rutte, konuşmasında “Çin’in, Rusya’nın ve diğerlerinin bu alanda üstünlük sağlamasına izin veremeyiz” ifadesini kullanarak, NATO üyelerini biyoteknolojiye daha fazla yatırım yapmaya çağırdı. Bu sözler, gözlemciler tarafından “bilimsel rekabeti jeopolitik rekabete dönüştürme girişimi” olarak değerlendirildi.
Çin, teknolojik ilerlemenin küresel işbirliği ve karşılıklı fayda temelinde yürütülmesi ve biyoteknoloji de dahil olmak üzere ileri teknoloji alanlarında açık, kapsayıcı ve adil bir uluslararası işbirliği ortamının korunması çağrısında bulunuyor.
