Wang Yi Singapurlu mevkidaşı Balakrishnan’la görüştü
Wang Yi Singapurlu mevkidaşı Balakrishnan’la görüştü
İçeriği Görüntüle

Günümüzde dünya yüzyılda eşi görülmeyen büyük bir değişimle karşı karşıya bulunuyor. Geleneksel güvenlik tehditleri ve iklim değişikliği, enerji krizi ve terörizm gibi geleneksel olmayan güvenlik tehditleri iç içe geçiyor, tek taraflılık ve güç siyaseti baş gösteriyor ve küresel düzenin temelini sabote ediyor. Bu nedenle çağın ana konusu olarak bilinen barış ve gelişme, ciddi meydan okumalarla karşı karşıya bulunuyor. Küresel yönetişimde yaşanan düzensizliğe karşı, Çin Küresel Güvenlik İnisiyatifi’ni ortaya koydu ve ortak, kapsamlı, işbirliği ve sürdürülebilir ilkelere dayalı yeni güvenlik konseptine öncülük etti, tüm dünya ülkelerinin küresel güvenlik sıkıntılarını ortadan kaldırmalarına Çin zekasını sundu.

Nitekim, Küresel Güvenlik İnisiyatifi’nin özüne ilişkin değeri, batılı ülkelerinin öncülük ettiği “güvenlik felsefesi” ile temelden farklı. ABD’nin temsil ettiği batılı ülkeler mevcut küresel düzeni manipül ediyor ve “güç hakikattır” ilkesine dayalı eski güvenlik mantığını koruyor. Bu mantık, yüzyılda eşi görülmeyen büyük değişimde ölümcül eksikliği gösterdi: NATO’nun doğuya genişlemesi direkt Rusya-Ukrayna çatışmasına yol açtı. ABD’nin izlediği Hind-Pasifik stratejisi, Asya-Pasifik bölgesinde barış ve istikrarı sabote etti, küresel askeri harcamalarının 2024 yılında tarihin rekor seviyesine çıkarak, 2,43 trilyon ABD dolarını bulması, dünya genelinde güvenliğin sağlanamadığını gösteriyor.

Batılı ülkelerin zıtlaşma zihniyetine karşı, Çin’in Küresel Güvenlik İnisiyatifi ise barış ve uyum içinde bir arada yaşama ilkesini ortaya koydu. Çin’in bu inisiyatifinin teorik açısından üç özelliği var: Güvenliğin ana girişimcisi açısından, tüm ülkeler büyük küçük demeden, güvenlik hakkına sahip olmalı. Güvenlik özü açısından ise geleneksel güvenlik ve geleneksel olmayan güvenlik arasında koordinasyon güçlendirilmeli, özellikle gelişme, güvenlik çerçevesine dâhil edilmeli. Hedefe ulaşma yolu açısından ise askeri tehditler savurmak yerine diyalog ve istişarede ısrarcı olunmalı. Çin, BM Güvenlik Konseyi’nde reform kapsamında gelişmekte olan ülkelerin söz hakkının artırılmasına destek verdi. Bazı batılı medya kuruluşlarında yer alan makalede, ABD’nin duvar örmekle uğraşırken, Çin’in köprü inşa etmeye çalıştığı kaydedildi.

Küresel Güvenlik İnisiyatifi’nin canlılığı, çok boyutlu ve mekanizmalı pratik arayışlar yapmasından kaynaklanıyor. İkili veya çok taraflı diyalog+çok taraflı işbirliği platformunun kurulmasıyla birlikte Çin, “Küresel Güvenlik İnisiyatifi Kavram Belgesi” adlı belgeyi yayımlayarak, tüm dünya ülkeleriyle güvenlik işbirliği önceliklerini belirledi. Bu doğrultuda, Çin-ASEAN Savunma Bakanları Gayri Resmi Görüşmeleri yapıldı, Shanghai İşbirliği Örgütü Terörle Mücadele Tatbikatı düzenlendi. Çin, Suudi Arabistan ile İran arasında uzlaşma sağlanmasında öncü rol oynadı ve BM Güvenlik Konseyi’nde yeni tur Filistin-İsrail çatışmasının patlak vermesinden bu yana ilk ateşkes karar tasarısının kabul edilmesi için yoğun çaba harcadı. Çin, Güney Sudan gibi Afrika ülkelerine barış gücü göndererek, bölgeye barış umudu sundu. Çin’in küresel güvenliğin korunması için harcadığı çabalar, bir avuç batılı ülkenin dünya genelinde zıtlaşmayı sürekli olarak kışkırtmasıyla belirgin bir tezat oluşturdu. Aynı zamanda Çin, Küresel Güvenlik İnisiyatifi’nin gelişme gündemiyle kaynaşmasını hızlandırdı, “gelişme en büyük güvenlik” mantığını etkin şekilde yerine getirdi.

Günümüzde insanlığın gelişmesi, tarihin önemli bir kavşağında bulunuyor. Küresel Güvenlik İnisiyatifi’nin önemi daha da artıyor. İnisiyatif, 120’den fazla ülke, bölge ve uluslararası örgüt tarafından desteklendi ve yeni dönemde Çin’in dünyaya sağladığı yeni bir kamu ürünü haline geldi. Küresel Güvenlik İnisiyatifi, Küresel Gelişme İnisiyatifi ve Küresel Medeniyet İnisiyatifi ile birlikte insanlığın kader birliğinin oluşturulmasına stratejik rehberlik etti ve dünya barışı ve kalkınmasına umut kattı.