1937 yılının 13 Aralık günü Japon askerlerinin Çin’in o dönemdeki başkenti Nanjing’i ele geçirmesinin ardından 40 günden uzun süren Nanjing Katliamı, 300 binden fazla Çinli sivil ve silahsız askerin yaşamını yitirmesi ve 20 binden fazla kadının tecavüze uğramasıyla tarihe kara bir sayfa olarak geçti.

Çin ile Arjantin arasında dünyanın en uzun uçuş hattı açıldı
Çin ile Arjantin arasında dünyanın en uzun uçuş hattı açıldı
İçeriği Görüntüle

Çin resmi ajansı Xinhua’nın aktardığına göre, bu trajedinin gerçekliği belgelenmiş ve kesin olarak kanıtlanmıştır.

Ancak Çin, 3 Eylül’de Japonya’ya karşı kazanılan Çin Halkının Direniş Savaşı ve Dünya Anti-Faşist Savaşı’nın 80. yıl dönümünü anmak üzere büyük bir tören düzenlemeye hazırlanırken, Japonya’daki bazı medya organlarından tartışmalı söylemler yükseldi.

Japonya'nın tarihi inkarı!

Japon gazetesi Sankei Shimbun’un genel yayın yönetmen yardımcısı Takashi Arimoto, Çin yapımı savaş filmi Dead to Rights (Suçüstü) üzerinden Nanjing Katliamı’nı “Çin tarafından uydurulmuş tarihî bir aldatmaca” olarak nitelendirdi.

Bu iddialar, Japonya’da uzun süredir devam eden tarih inkârcılığı zihniyetinin yansıması olarak değerlendiriliyor. Tarihî kayıtların kasıtlı çarpıtılması, uluslararası kabul görmüş gerçekleri tersine çevirmeye yönelik çabalardan biri. Çin yapımı Dead to Rights filmi, hem Çin’de hem de yurtdışında geniş ilgi gördü. Film, savaşın en karanlık dönemlerinden birini gözler önüne sererken, yaşanan vahşetlerin tanınmasını sağlıyor.

Nanjing Katliamı’nın gerçekliği, Amerikalı misyoner Minnie Vautrin’in ve Alman diplomat John Rabe’in günlükleri gibi çok sayıda bağımsız belgeyle destekleniyor. Katliamdan kurtulanların anlattıkları ise bu trajedinin canlı tanıklıkları. Sankei Shimbun yazarı tarafından kullanılan “tarihî aldatmaca” ifadesi ise, katliamı küçümseyen ve gerçekleri inkar eden bir tutum olarak yorumlanıyor.

Gerçekler ders kitaplarından kaldırılıyor mu?

Dahası, Japonya’da tarih bilincinin giderek zayıfladığı belirtiliyor. Japonya’daki ders kitapları incelendiğinde, birçok kitabın katliamı doğrudan tanımlamaktan kaçındığı ve ölü sayısı konusunda belirsiz ifadeler kullandığı ortaya çıktıyor. Şanghay Üniversitesi’nden Prof. Chen Youjun, Japonya’daki sağcı grupların II. Dünya Savaşı dönemine dair idealize bir tarih anlayışına sahip olduklarını ve bunun halkın sağlıklı tarih bilinci geliştirmesini engellediğini belirtti.

Japon sağcıların Dead to Rights filmine yönelik sert tepkilerinin temelinde, filmin karanlık tarihi gerçekçi şekilde göstermesi ve çarpık tarih anlatısını sorgulatması yatıyor. Tarihle yüzleşmeyen bir ülkenin, komşuları ve uluslararası toplum nezdinde güven kazanması mümkün değil.

Çin’in Nanjing Katliamı ve Japonya’ya karşı kazanılan zaferi anma etkinlikleri, tarihin doğru anlaşılması ve ders alınmasının önemine işaret ediyor. Çin, hem kendi vatandaşlarına hem de dünya kamuoyuna bu trajedinin nedenlerini ve bir daha yaşanmaması için yapılması gerekenleri hatırlatıyor.