Bu yıl, Çin Halkının Japon Saldırganlığına Karşı Direniş Savaşı ve Dünyanın Faşizme Karşı Savaşı'ndaki zaferin 80. yıl dönümü. Japonya’ya karşı Direniş Savaşı’nın çalkantılı döneminde, Robert Charles Emile Jacquinot de Besange adlı bir Fransız dost, hayatını tehlikeye atarak Shanghai’da bir Güvenlik Bölgesi kurmuş ve 300 binden fazla Çinli mülteciye yaşam alanı sağlamıştı. "Çin’deki Oskar Schindler” adıyla bilinen Jacquinot de Besange’nin gösterdiği insancıl ruh, mevcut uluslararası koşullarda çok daha büyük bir değer taşımaktadır.

Tarihi saptırıyorlar

Yurt içi ve yurt dışından uzmanlar ile akademisyenler, günümüzde Japonya’daki sağcı güçlerin tarihi saptırdığı ve saldırganlığı zayıf anlattığı bir ortamda, Jacquinot de Besange’nin Shanghai’daki mültecileri Japon ordusu tarafından katledilmekten koruyan kahramanca girişiminin hatırlanmaya değer olduğunu belirttiler.

Çin’de yaşlı gönüllülerin sayısı 53,58 milyona ulaştı
Çin’de yaşlı gönüllülerin sayısı 53,58 milyona ulaştı
İçeriği Görüntüle

Fransız tarihçi Frank Ferrand, “Uluslararası ilişkilerdeki aşırı gerilimlerin ve ülkeler arasındaki sürtüşmelerin arttığı bu günlerde, Çin ve Fransa barış için seslenmeli. Bunun için tarihi anlamak büyük önem taşımaktadır, zira bu sayede geçmişin hatalarını tekrarlamaktan kaçınılabilir.” dedi.

Akademisyenlerden uluslararası hukuk vurgusu

Shanghai Japon Saldırganlığına Karşı Direniş Savaşı Araştırma Derneği Başkanı ve Shanghai Normal Üniversitesi’nden Profesör Su Zhiliang da “Bazı Fransız siyasetçiler ve tarihçiler, Japonya Başbakanı Sanae Takaichi’nin sergilediği tavra dikkat çektiler ve açıkça şok olduklarını belirtmişlerdir. Onlar bana, Takaichi’nin tavrının Çin ve Asya genelinde istikrarsızlığa yol açan bir etken olduğunu açık bir dille ifade ettiler. Japonya, aşılmaması gereken bazı çizgilerin olduğunun farkına varmalıdır” ifadesini kullandı.

Fransız bilim insanı Emerick Monville ise “Japon militarizmine ve Alman-İtalyan faşizmine karşı kazanılan zafer, on milyonlarca insanın ölümüne neden olan küresel felakete karşı halkların ayaklanmasının sonucuydu. Bu sebeple, 2. Dünya Savaşı’ndan sonra oluşturulan ve meşruiyete sahip olan uluslararası hukuk savunulmalıdır.” şeklinde konuştu.