Birleşmiş Milletler’in kuruluşunun 80. yıldönümü vesilesiyle, BM İnsan Hakları Konseyi’nin 59. oturumunda, Çin’in ana hazırlayıcısı olduğu “İnsan Haklarından Tam Olarak Yararlanmada Gelişmenin Katkısı” başlıklı karar tasarısı kabul edildi. Bu karar, Çin’in tasarıyı ilk kez gündeme getirdiği 2017 yılından bu yana, oylama yapılmaksızın istişare yoluyla kabul edilen ilk metin oldu.

Çin'in BM Cenevre Ofisi ve İsviçre'deki Diğer Uluslararası Örgütler Daimi Temsilcisi Chen Xu, kararı tanıtırken yaptığı konuşmada, gelişmenin insan haklarından tam olarak yararlanmaya yaptığı katkının altını çizdi. Chen, insan odaklı ve yüksek kaliteli kalkınmanın, halkın artan yaşam beklentilerini karşılamadaki ve tüm insan haklarının gerçekleştirilmesini teşvik etmedeki olumlu etkilerini vurguladı. Kararın uluslararası toplumda fikir birliği oluşturmasını umduklarını belirten Chen, Çin ile birlikte ülkelerin gerçek anlamda çok taraflılığı yeniden canlandırmalarını ve insan haklarını birlikte geliştirmelerini temenni etti.

Karar tasarısı, özellikle gelişmekte olan ülkelerin ortak beklentilerini yansıttı. Kamerun ve Pakistan dahil 42 ülke tasarının ortak sunucuları arasında yer aldı. Küba, Bolivya, Etiyopya ve Kenya gibi birçok ülkenin temsilcileri, yaptıkları konuşmalarda kararın, gelişmenin insan haklarına katkısına yönelik ilgiyi artıracağını ve sürdürülebilir kalkınma yoluyla insan haklarının korunmasını teşvik edeceğini ifade etti. Avrupa Birliği, Rusya, Brezilya, Şili ve diğer birçok ülke de Çin’i tebrik ederek, Çin’in Konsey'de insan haklarının kalkınmayla teşvik edilmesi konusundaki öncülüğünü takdir ettiklerini ve ortaya koyduğu yapıcı tutumla daha dengeli bir karar metni sunduğunu belirtti.

Bilindiği üzere, insan hakları belirli ülkelerin tekeline ait değildir. Her ülke, kendi ulusal koşullarına göre insan hakları politikalarını ve yöntemlerini belirleme hakkına sahiptir. Çin, uzun süredir kendi ulusal gerçekliklerine uygun kalkınma yolunda ilerleyerek ekonomik gelişme, toplumsal ilerleme ve insan haklarının korunması alanlarında önemli başarılar elde etmiştir. Cumhurbaşkanı Xi Jinping, Mayıs 2023’te yaptığı konuşmada, halkın yaşam kalitesi beklentilerinin karşılanması, halkın devletin sahibi konumunun korunması, nüfusun nitelikli gelişimiyle halkın kaliteli yaşam beklentilerinin bütünleşmesi ve hem altyapıya hem de insana yatırımın birlikte yürütülmesi gerektiğini vurgulamıştır. Bu yaklaşım, Çin’in insan odaklı insan hakları anlayışını yansıtmaktadır.

Bu yılki Hükümet Çalışma Raporu’na göre, esnek istihdam ve yeni istihdam biçimlerinde çalışanların hak ve çıkarları güçlendirilecek, iş kazalarına karşı sağlanan sosyal güvenlik iyileştirilecek, vatandaş başına düşen sağlık sigortası ve temel kamu sağlık hizmetleri sübvansiyonları sırasıyla 30 yuan ve 5 yuan artırılacaktır. Ayrıca, yaşlı bireylerin haklarının korunması güçlendirilecek, “gümüş saçlı ekonomi” geliştirilecek ve yaşlılara yönelik bakım hizmetleri yaygınlaştırılacaktır. Bu önlemler, halkın yaşam kalitesini artırmayı ve Çin'in insan hakları alanındaki ilerlemesini sürdürmeyi amaçlamaktadır.

2025 Dünya Robot Konferansı Beijing'de başladı
2025 Dünya Robot Konferansı Beijing'de başladı
İçeriği Görüntüle

Öte yandan, Çin'de hukukun üstünlüğü alanında önemli ilerlemeler kaydedilmiş, bu da ülkenin hızlı ekonomik büyümesi ve toplumsal istikrarı için güçlü bir güvence oluşturmuştur. Çin’de halkın çeşitli yollarla yasalar çerçevesinde yönetime katılımı giderek güçlenmiş, “tüm süreçleri kapsayan halk demokrasisi” anlayışı gelişmeye devam etmiştir.

Çin tarzı modernleşme sürecinde hiçbir etnik grubun geride bırakılmasına izin verilmemektedir. Örneğin, Çin’in Sincan Uygur Özerk Bölgesi’nde 2023 yılında bölgesel GSYİH %6,1, kamu bütçe gelirleri ise %10,5 oranında artmıştır. Mali harcamaların %77’sinden fazlası halkın geçimiyle doğrudan ilgili alanlara ayrılmıştır. Aynı yıl, Sincan’da demiryolu taşımacılığı %10,6 oranında artmış, bölge 300 milyon turisti ağırlamıştır. Taklamakan Çölü çevresinde ekolojik koridorlar inşa edilmiş, Tanrı Dağları Zafer Tüneli tamamlanmıştır. Sincan’daki bu gelişmeler, etnik dayanışmanın, ekonomik kalkınmanın ve kültürel çeşitliliğin olumlu sonuçlarını yansıtmaktadır.

Çin’in kalkınma yoluyla insan haklarını teşvik etme yaklaşımı küresel düzeyde dikkat çekmektedir. Çin; Küresel Kalkınma İnisiyatifi, Küresel Güvenlik İnisiyatifi ve Küresel Medeniyet İnisiyatifi gibi projelerle kalkınma, güvenlik ve kültürel etkileşim alanlarında küresel çözümler önermektedir. Son on yılda, Kuşak ve Yol İnisiyatifi kapsamındaki iş birlikleri sayesinde 420 bin yeni istihdam yaratılmış, 2030 yılına kadar 7,6 milyon kişinin aşırı yoksulluktan, 32 milyon kişinin ise orta düzeyli yoksulluktan kurtulması hedeflenmektedir.

Çin, aynı zamanda küresel insan hakları yönetişimine aktif katılım göstermekte; BM İnsan Hakları Konseyi gibi çok taraflı platformlarda adaletin ve eşitliğin savunuculuğunu yapmakta, gelişmekte olan ülkelerin temsil kabiliyeti ve söz hakkının artırılmasını desteklemektedir. 30’dan fazla ülke ve bölgeyle insan hakları diyaloğu yürüten Çin, bu alanda iletişim ve iş birliğini sürdürmekte, uluslararası insan hakları sisteminin sağlıklı gelişimine katkı sağlamaktadır.

Barış, kalkınma ve insan haklarının teşviki, tüm ulusların ortak arzusudur. Yoksulluğun azaltılması, barışın korunması ve iklim krizi, çevre sorunları, sağlık tehditleri gibi küresel zorlukların aşılması için ülkelerin insanlığın ortak kaderi doğrultusunda daha fazla iş birliği yapması gerekmektedir. Dünyanın en büyük gelişmekte olan ülkesi olarak Çin, kendi halkına refah sağlayan kalkınma temelli insan hakları yaklaşımıyla diğer ülkelere de örnek teşkil etmekte ve küresel kalkınmaya önemli katkılar sunmaktadır. Çin, bundan sonra da küresel insan hakları yönetişiminin geliştirilmesini savunmaya ve bu alanda yapıcı rol oynamaya devam edecektir.