Umut TEZERER
CGTN Türkçe Servisi, Beijing
Çin’de yaşayan Türkler ile röportajlarımıza devam ediyoruz. Çin’i, Çin’de yaşayan Türklerden kendi cümleleri ile dinliyoruz. Bugün konuğumuz bir sanatçı, bir eş ve her şeyden önce bir anne. Bizim için hazırladığı muhteşem kahvaltının ardından söyleşimize başlıyoruz.
Merhaba, öncelikle sizi tanıyalım, Çin'de ne zaman yaşamaya başladınız?
Merhaba, ben Özlem Çopur. Kültür ve Turizm Bakanlığı Ebru sanatçısıyım. Çin'e, Türkiye'nin Eskişehir kentinden geldik. 1,5 yıldır Beijing’de yaşıyoruz.
Daha önce Çin hakkında ne düşünüyordunuz? Buraya geldiğinizde neyle karşılaştınız?
Eşimin Çin'e görevi çıktığını ilk duyduğumuzda tabii heyecanlandık. Çin’de nasıl olacak, nasıl bir yer... Bilmediğimiz bir Asya ülkesiydi sonuçta. Bazı endişelerimiz oldu tabii ki. Ancak, Beijing’e geldiğimiz zaman gerçekten çok mutlu olduk. Çok modern bir şehre geldik.
Çin'e geldiğinizde kültürel bir şok yaşadınız mı?
Açıkçası geldiğimiz ilk günden itibaren hiç zorlanmadık diyebilirim. Bizi en çok düşündüren üniversite yolunda ilerleyen 18 yaşındaki kızımız oldu. Acaba Zeynep, Çin'e ayak uydurabilecek mi, nasıl adapte olacak diye endişelendik. Ancak, kızımız da biz de çok çabuk uyum sağladık. O yüzden çok mutluyuz.
İletişim kurarken dil engelini nasıl aşıyorsunuz?
İlk başlarda biraz zorlandık... Hatta ilk geldiğimde “böyle bir dili asla öğrenemeyeceğim” diyordum. 1,5 yıldır buradayız ve bu 1,5 yılda kelime kelime öğrendikçe problem olmaktan çıktı. Beden dili ve dijital uygulamalarla da iletişim kuruluyor.
Beijing’de bir gününüz nasıl geçiyor? Türkiye'den ne gibi farkları var?
Günlük hayatımız gayet güzel geçiyor. Daha planlı ve sakin. Türkiye’ye kıyasla daha az spontane. Ayrıca turlara katılarak Beijing'i ve çevresini tanımaya çalışıyoruz.
Nereleri gezdiniz?
Beijing içerisinde "Temple"ları (Tapınakları), Yasak Şehri ve Yazlık Sarayı gezdik. Beijing’e çok yakın olan Çin Seddi ve Water Town’a (Su Şehri) gittik. Ayrıca Şanghay, Xi'an, Nanjing ve Hainan adasındaki Sanya kentlerini de görme fırsatımız oldu...
Çin'de Türk mutfağına uygun malzemeleri bulmakta zorlanıyor musunuz?
İlk geldiğimiz zaman bunun endişesini yaşadım. Ancak internet ya da bazı marketlerde aradığımız herşeyi rahatlıkla bulabiliyoruz. Herhangi bir problem yaşamıyoruz.
Peki, Çin mutfağı… En sevdiğiniz yemek?
Asya'ya özgü yemekleri zaten seviyoruz. Chow mein, Lo mein... Yani o noodle, makarna tarzı yemekleri çok seviyorum. Mantıları (Dumpling) da güzel oluyor.
Sevmediğiniz bir yemek yok mu?
Kişnişin olduğu yemekleri çok tüketmek istemiyorum. Uyardığımız zaman içinden çıkartıyorlar. Bir de istisnai bazı aroma ve kokular zorlayıcı olabiliyor.
Türkiye'ye ilişkin özlediğiniz bir şey var mı?
Aile sohbetleri, çay ve samimi misafirlik.
İki toplum arasındaki benzerlikler neler?
Kültürel anlamda birbirimize benziyoruz. Aileye verilen önem ya da misafirperverlik mesela. Kız almak, düğün-dernek gibi ritüellerde de çok benzer yönlerimizin olduğunu biliyorum. Diğer yandan, iletişim tarzı ve yemek kültürümüz ise birbirinden farklı.
Çinli arkadaşlarınızın, bizim kültürümüze dair şaşırdığı şeyler oluyor mu?
Çinlilerin tatlı yoğurt alışkanlıkları var. Bizim yoğurdumuzu yediklerinde şaşırıyorlar, “neden şekerli değil” diye soruyorlar.

Sanat çalışmalarınıza burada devam edebiliyor musunuz?
Evet. Çin toplumuna Türk kağıt süsleme sanatı Ebru’yu tanıtmak için elimden geleni yapıyorum. Birçok proje ve sergide yer alarak, sanatsal faaliyetlerde bulunuyorum.

Ebru sanatı ilgilerini çekiyor mu? Tepkiler nasıl oluyor?
Tepkiler çok güzel. Olumlu geri dönüşler alıyoruz. Bu sanatın en önemli özelliklerinden biri, terapisi çok kuvvetli bir sanat. Yapan gerçekten etkileniyor. Özellikle, Beijing Dil ve Kültür Üniversitesi (BLCU) Türkçe Bölümü’nde okuyan Çinli öğrencilerle gerçekleştirdiğimiz etkinlikler, farklı bir kültürden gençlerin Türkçe’ye ve Türk kültürüne duydukları ilgiye birebir tanıklık etmek açısından benim için hem öğretici hem de unutulmaz bir deneyim oldu.

Çin kültüründe el sanatları oldukça geniş bir yer kaplıyor. Ebruya yakın bir sanat dalı var mı?
Kesinlikle, çok benzer sanatlarımız var. Özellikle onların mürekkep resim sanatları ya da kaligrafi sanatı… Türk sanatıyla benzer birçok sanat dalları var.
Çin'de sanata, sanatçıya yaklaşım ve özellikle sanat eğitimi konusundaki gözlemleriniz nedir?
Bence burada da sanata ve sanatçıya çok değer veriliyor. Çinlilerin verdiği bu değeri yaşayarak gördüm. Özellikle aileler küçük yaşta çocuklarını sergilere götürüyor ya da çeşitli atölye çalışmalarına katılmasını sağlıyor.

Çin'deki ulaşım imkanlarını nasıl değerlendiriyorsun?
Çin'de ulaşım bence çok güzel. Beijing'de bir arabaya ihtiyaç duymuyoruz. Çünkü, her yere bisikletle ulaşabiliyoruz. Metro kullanımı çok yaygın. "DiDi" adında çok yaygın kullanılan bir uygulama var. Her an, her yerde DiDi üzerinden taksi çağırabiliyorsunuz.
Çin'de dijital hayatın çok önde olduğunu biliyoruz. Burada sizin için neler değişti?
Çok şey değişti aslında...
Telefondan neler yapıyorsunuz, onu anlatın bize.
Telefon burada her şey. Yani telefonsuz bir hayat düşünülemez. Biz de geçen 1,5 yılda buna alıştık. Bir markete gittiğimizde ödeme yaparken, paylaşımlı bisiklete binerken, bir taksi çağıracağımız zaman ya da metroya binerken turnikeden geçmek için akıllı telefon uygulamalarını kullanıyorsunuz.
Otel rezervasyonu hatta uçak bileti dahil….
Evet, evet aklınıza gelebilecek her şey...
Türkiye'deki aileniz ve arkadaşlarınızla bağlarınızı nasıl koruyorsunuz?
Yine telefonla. Görüntülü ya da sesli görüşerek, düzenli iletişim kuruyoruz.
Çin’de sağlık sorunu yaşadınız mı? Sağlık sistemine dair gözlemleriniz neler?
Zaman zaman sağlık problemleri yaşadık. Fakat bunu bir problem olarak lanse edemem. Çünkü çok rahatlıkla her şeyimizi hallettik. Özellikle devlet hastaneleri dahil hiçbir problem yaşamadık.
Peki, Çin tıbbı… Bu konuda bir deneyiminiz oldu mu?
Çin tıbbı gerçekten etkileyici... Çin, gördüğüm kadarıyla ilaç bağımlılığı olmayan tek ülke. Hastalandıkları zaman direkt ilaca yönelmiyorlar. Özellikle bitkisel çaylara, organik ürünlere daha çok önem verildiğini gördüm. Kendim de bizzat denedim.
Kızınız Çin'de okuyor. Onun eğitimi konusunda neler söyleyersiniz?
Buraya geldiğimizde Zeynep, Türkiye'de 12. sınıfa geçmişti. Fakat dil bariyerinden dolayı bir yıl geriden, 11. sınıftan başlamak zorunda kaldı. Beijing’de Cambridge sistemi ile eğitim yapan uluslararası bir liseye kayıt yaptırdık. Türkiye'de sayısal okuyordu fakat burada sistem değişikliği ile sözel derslere geçmek zorunda kaldı ama bir problem yaşamadık.Şu an 12. sınıfta ve üniversite eğitimi için başvurularımız başladı. Çince’yi severek ve çok rahat öğrendi. Şu an HSK 3'ü bitirdi.
Sizce, ileride mezun olduktan sonra Türkiye'ye döner mi, yoksa Çin'de mi kalır?
Ben döneceğini ve Türkiye-Çin bağlantılı güzel bir işinin olacağını düşünüyorum. Hem kendi ülkemize, hem Çin’e faydalı olacağına inanıyorum.

Çin size, ailenize neler kattı?
Çin hayatımıza güzellikler kattı. Bir kere ufkumuz değişti. Kendi adıma, daha sabırlı ve daha esnek biri oldum. Özellikle kızım için yeni bir dil öğrenme fırsatı doğdu.

Çin toplumuna uyum sağlayabildiniz mi?
Evet, uyum sağladığımızı düşünüyorum. Tabii bu süreç devam ediyor. Yani çok problem yaşamadık. Tabii bu bizim bulunduğunuz ortamla da alakalı. Sonuçta başkentteyiz.
Çin'de yaşamakla ilgili en çok neyi seviyorsunuz?
Bir kere Beijing çok düzenli ve güvenli bir şehir. Teknolojik anlamda çok ileride. Benim için şu an gördüğüm en üst düzey ülke diyebilirim.
Peki, yaşamak için Çin'e geleceklere ne tavsiye edersiniz?
Umarım herkes Çin'i görür. Önyargısız gelin, sabırlı olun ve bu deneyimi bir öğrenme fırsatı olarak görün.
Şimdi. 10 sorudan oluşan bir anket yapacağız. Yanıtlarınızdan 1 en kötüyü, 10 en iyiyi ifade edecek;
Çin'deki genel yaşam kalitesinden ne kadar memnunsunuz?
10.
Sanat kariyeriniz açısından Çin'deki yaşamınızdan ne kadar memnunsunuz?
O da 10.
Toplumuna uyum sağlayabildiğinizi düşünüyor musunuz?
Düşünüyorum. 8 diyelim.
Çin'in ulaşım sistemi ve altyapısından memnun musunuz?
Evet, kesinlikle. 10.
Çin mutfağına ve yemek alışkanlıklarına ne kadar uyum sağlayabildiniz?
10.
Dil ve iletişim açısından, günlük yaşamda ne kadar rahatsınız?
5.
Çin'de kendinizi ne kadar güvende hissediyorsunuz?
Çok. 10. Yıldızlı 10. Bizi Beijing’de en çok etkileyen durumlardan biri; burası çok güvenli bir şehir.
Çin'deki sağlık hizmetlerinden memnuniyet düzeyiniz?
9.
Türk kültürüne erişim ve imkanlar açısından puanınız?
O da çok güzel. Her türlü bir araya gelebiliyoruz. 10.
Son olarak tavsiye etme olasılığı soracaktım ama bu soruyu zaten yanıtladınız. Yanıtınız yine 10 herhalde?
Evet.
Çok teşekkür ediyoruz.
Ben teşekkür ederim.





