Gezi Parkı soruşturması kapsamında tutuklanan menajer Ayşe Barım'ın "cebir ve şiddet kullanarak Türkiye Cumhuriyeti hükümetini ortadan kaldırmaya veya görevlerini yapmasını kısmen veya tamamen engellemeye teşebbüse yardım etme" suçundan yargılanmasına başlandı.

İstanbul 26. Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki duruşmaya, sanık Barım ve avukatları katıldı.

Serenay Sarıkaya, Merve Dizdar, Hande Erçel, Halit Ergenç, Bergüzar Korel, Metin Akdülger, Zerrin Tekindor, Ezgi Mola, Selma Ergeç, Hakan Kurtaş'ın da aralarında bulunduğu bazı ünlüler duruşmayı takip etmek üzere adliyeye geldi.

Ayşe Barım ayakta alkışlandı

Duruşma başlamadan dosyada ismi geçen tanık kişiler salonda yerini aldı. Duruşma başlamadan salona gelen Ayşe Barım ayakta karşılandı.

"Bu soruşturmalarda adım geçmedi"

Barım savunmasına şu sözlerle başladı:

"Benimle ilgili bütün iddialar asılsızdır. Bu iddialar sosyal medya hesaplarında kimliği belirsiz kişiler tarafından yayılmıştır. Savunmamı yapmadan kendimden bahsetmek istiyorum. Hürriyet ,ATV, Kanal D'de çalıştıktan sonra kendi şirketim ID İletişim'i kurdum. Bu sektöre çok emek verdim. Bu 23 yıldır ekibim ile birlikte çok önemli işlere imza attık. Sosyal medyada daha çok bot hesaplarca hakkımda çok aşağılayacı iftira kampanyaları başlatıldı.

Bu kampanyalar ile birlikte çalışmaktan gurur duyduğum bir oyuncum üzerinen haksız para kazandığım yönündeydi. Bu iddialar benim sektörde 'tekelci' sıfatı taşıyan Ayşe Barım yaratıldı. Bu iddiaların üzerinden 1 ay geçmesiyle yeni bir iftira atıldı. Benim Gezi Parkı olaylarını provoke ettiğim üzerine iftiralar atıldı. Polisler evime geldi ve gözaltına alındım, 3 gün nezarethanede bekletildim. 27 Ocak'tan bugüne tutukluyum. Tutukluluğumun 92. gününde iddianamem hazırlandı.

Gezi Parkı eylemlerinin ardından soruşturmalar açıldı, davalar görüldü. Bu soruşturmalarda adım geçmedi. Ama 12 yıl sonra Türkiye Cumhuriyeti Hükümetini ortadan kaldırmaya teşebbüse yardım etmekle suçlandım. Ben buna anlam veremiyorum.

"Ben parka 1 kere gittim"

"İddianamede de birçok fotoğrafım var ancak üzerimdeki kıyafetim aynı çünkü ben parka 1 kere gittim. O günde de oyuncularım parka gitme kararı almıştı. Bunun üzerine parka gitme zorunluluğum oluştu. Spontan bir karar üzerine oyuncularım setten çıkıp oraya gittiğim için ben de oraya gittim.

"Ben başarılı bir menajer olarak yalnızca 12'sini mi yönlendirebilmişim!"

O dönemde orada bir dolu ünlü Gezi Parkı'na gidiyordu. Ünlü isimler Gezi Parkı Oteli'nin yanında toplandı. Orada bir açıklama yapılmak istendi. Oyuncular bir megafonu elden ele gezdirerek açıklama yaptı. Benimle çalışmayan bir çok oyuncu da oradaydı ancak iddianamede hepsi benim oyuncum gibi gösterilmiş. Örnek olarak Şafak Sezer ve Zerrin Tekindor gibi birçok oyuncu o dönem bizimle çalışmıyor. Ancak 2013'te bizimle çalışmıyor diye gösteriliyor. 43 oyuncu ile çalışıyormuşuz o zaman 12 oyuncumuz oradaymış. Ben başarılı bir menajer olarak yalnızca 12'sini mi yönlendirebilmişim?

Telefonda konuşmam benim orada oyuncularımı yönlendirdiğim anlamına gelmiyor. Ben o gün orada olmayan oyuncularım ile de 6 kere konuşuyorum. Ben başarılı bir menajer olarak orada işimi yapıyordum.

"Ben 2013 yılında Osman Kavala'yı tanımıyordum"

Ben 2013 yılında Osman Kavala'yı tanımıyordum. Beni Osman Kavala ile Fatih Akın tanıştırıyor ve bu 2014 yılında yaşanıyor. Daha sonradan suçlu bulunan biriyle sonradan tanışmam suçlamalara dahil edilmemeli. Ben Çiğdem Mater Utlu ile de 2019 yılında mezunu olduğum Boğaziçi Üniversitesi’nde tanıştım. Gezi Parkı eylemleri zamanında kendisi ile tanışıklığım yok.

"Öğrencilik hayatımda da profesyonel hayatımda da bir siyasi partinin görüşün üyesi olmadım"

Yayınlanmayan bir bildirinin tapesi benim adımın da içinde bulunmadığı bir bildiri suç unsuru olarak gösteriliyor. Bunu kabul etmek mümkün değil. Ben öğrencilik hayatımda da profesyonel hayatımda da bir siyasi partinin, görüşün üyesi olmadım. Çok da temkinliyimdir, sektörde de böyle bilinirim."

Gezi Parkı olaylarının olduğu yaz ben daha çok Ege kıyılarında ve yurtdışındayım. Bir kere gittiğim Gezi Parkı'nı organize etmem mümkün değil."

Seda Sayan bu kez üzdü: "Mecburen yatırmak zorunda kaldım"
Seda Sayan bu kez üzdü: "Mecburen yatırmak zorunda kaldım"
İçeriği Görüntüle

"Ben yaşam hakkımı sizin adaletiniz ve vicdanınıza bırakıyorum"

Barım savunmasında göz yaşlarını tutamayarak şöyle konuştu:

"Buraya girmeden önce tespit edilen kalp rahatsızlığım ve beyin anevrizmam var. Bütün bunlar olurken ben içeride bir sağlık mücadelesi veriyorum. İlk itirazımızda Asliye Ceza Mahkemesi beni tahliye etmişken savcılık beni yeniden tutukladı. Yaşam hakkımı geri istiyorum. Ben yaşam hakkımı sizin adaletiniz ve vicdanınıza bırakıyorum. Ben 1.5 aydır 12 kere hastaneye sevk edildim. İzninizle sağlıklı bir şekilde yaşamak istiyorum."

Barım'ın savunmasını tamamlamasıyla tanık beyanlarına başlandı.

Tanık Banu Kamile Zeytinoğlu: Yayınlanmayan bildiri hakkında bir bilgim yok

Tanık olarak beyan veren Banu Kamile Zeytinoğlu şu ifadeleri kullandı:

"Ben o dönem Gümüşsuyu'nda oturuyordum. Buna rağmen Gezi Parkı eylemlerinde hiç bulunmadım. Mehmet Ali Alabora'ya destek için hazırladığı bildiri hakkındaki bildiri bize bildirildi. Biz hepimiz "Mehmet Ali Alabora yalnız değildir" diye bir bildiriyi imzaladık. Yayınlanmayan bildiri hakkında bir bilgim yok."

Mahkemeden yemek arası

Mahkeme 12.18 itibarıyla yemek ve ihtiyaç molası verdi. Duruşmaya saat 13.15'te devam edecek.

Av. Ketenci: Aslında oyuncular Ayşe’yi yönlendirmiş

Barım'ın avukatlarından Deniz Ketenci beyanlarına şu ifadelerle başladı:

"Bu soruşturma bildiğiniz üzere bir ihbarla başladı. Bir vatandaş 6 tane Ayşe barım hakkındaki paylaşımları birleştirerek CİMER’e başvuruda bulunuyor. Müvekkilimiz bu konuda soruşturma açılmasına yer olmadığı kararı verilmesi üzerinden 36 saat sonra evi basılara gözaltına alınıyor. İfadesinde kendisine sorulan sorular az önce konuştuğu hususlardı. Aslında oyuncular Ayşe’yi yönlendirmiş. Ayşe’nin yönlendirme gibi bir durum yok. Ayşe orada basın olması nedeniyle bulunuyor menajer olarak görevini yapıyor. Hem Ayşe hem de oyuncular yapım şirketi ile anlaşma imzalıyor bu nedenle Ayşe orada bulunmak zorunda."

Duruşma ertelendi

Mahkeme, Ayşe Barım'ın tutukluluğunun devamına karar verdi. Bir sonraki duruşma 1 Ekim 2025'e ertelendi.