Haziran ayında düşen Air India Flight 171 ile ilgili ön inceleme raporu kamuoyuna açıklandı. Hindistan Uçak Kazası İnceleme Bürosu (AAIB) tarafından yayımlanan ön rapora göre, kalkıştan saniyeler sonra uçağın her iki motoruna da yakıt akışı kesildi. Raporda, bu kritik hareketin yakıt kontrol anahtarları aracılığıyla yapıldığı vurgulandı.
Kaza anı ve sonrasına ilişkin detaylar
12 Haziran’da Ahmedabad’daki Sardar Vallabhbhai Patel Uluslararası Havalimanı’ndan kalkış yapan Boeing 787 Dreamliner, sadece 30 saniye sonra havalimanı yakınlarındaki bir tıp fakültesine çakılarak alev aldı. 242 yolcu ve mürettebattan sadece biri sağ kurtulurken, yerdeki 19 kişiyle birlikte toplam can kaybı 260 olarak güncellendi.
Pilotlar arasında şaşırtan diyalog
Kokpit ses kayıtlarına göre, pilotlardan biri kalkış sırasında diğerine “Neden yakıtı kestin?” diye sorarken, diğer pilot “Ben yapmadım” şeklinde yanıt veriyor. Bu diyalog, kontrol anahtarlarının insan müdahalesi olmadan hareket etmesinin mümkün olmadığına işaret ediyor.
Mekanik arıza şüphesi zayıfladı
Raporda Boeing ya da GE Aerospace gibi üretici firmalara yönelik herhangi bir uyarı veya tavsiye yer almadı. Bu durum, kazada mekanik arıza veya tasarım hatası ihtimalinin düşük olduğunu gösteriyor. Boeing 787’de bulunan yakıt kontrol anahtarları, yanlışlıkla kapatılmalarını önleyen kilit mekanizmasına sahip. Anahtarı “CUTOFF” konumuna getirmek için önce yukarı doğru çekip sonra hareket ettirmek gerekiyor. Bu sistem, kazara müdahaleleri engellemek üzere tasarlanmış durumda.
Uçağın güç kazanması yetersiz kaldı
Verilere göre, yakıt kesildikten yaklaşık 10 saniye sonra yakıt tekrar verilmek istendi, ancak motorlar yeterli gücü sağlayamadan uçak irtifa kaybetti ve yere çakıldı.
Uçakta görevli kaptan pilot Sumeet Sabharwal’ın 15.000 saatten fazla uçuş tecrübesi bulunuyordu. Yardımcı pilot Clive Kunder ise 3.400 saatlik uçuş geçmişine sahipti. Toplamda 18.000 saatin üzerindeki bu deneyime rağmen, kaza önlenemedi.
ABD Ulusal Ulaşım Güvenlik Kurulu (NTSB), Boeing ve Hindistanlı yetkililer soruşturmayı sürdürüyor. AAIB, tüm uluslararası kurallara uyularak 30 gün içinde ön rapor yayımladıklarını, nihai raporun ise aylar hatta yıllar sürebileceğini belirtti.