Avrupa Birliği (AB), Rusya'nın sıvılaştırılmış doğal gaz (LNG) ihracatını, bankacılık sistemini, kripto işlemlerini ve Rus petrolünü taşıdığı iddia edilen “gölge filo”yu hedef alan 19’uncu yaptırım paketine onay verdi. Yeni yaptırımlar Hindistan ve Çin'deki kuruluşları da hedef alıyor.
AB diplomatik kaynakları, Reuters’a yaptıkları açıklamada, yaptırım listesinde yer alan dört Çinli kuruluşun iki petrol rafinerisi, bir ticaret şirketi ve “Rusya’ya yönelik yaptırımların aşılmasına yardımcı olduğu” iddia edilen bir başka kuruluştan oluştuğunu belirtti. Ancak bu şirketlerin isimleri, yaptırımların resmen onaylanmasının ardından kamuoyuna açıklanacak.
ABD’den Rosneft ve Lukoil’e yaptırım
ABD Hazine Bakanı Scott Bessent, Çarşamba günü yaptığı açıklamada, Rusya’nın en büyük iki petrol şirketi Rosneft ve Lukoil’e yeni yaptırımlar getirildiğini duyurdu. ABD Hazine Bakanlığı, bu açıklamayla birlikte Rusya ve Ukrayna’yı “derhal ateşkes” konusunda anlaşmaya çağırdı. Aynı gün, AB üyesi ülkeler de Rusya’ya yönelik 19. yaptırım paketi üzerinde uzlaşmaya vardı.
Bloomberg’in haberine göre, ABD Başkanı Donald Trump’ın Çin ile Rus petrolü alımı konusunda görüşme yapması bekleniyor.
“AB, stratejik özerklikten uzak”
Çin Sosyal Bilimler Akademisi Avrupa Çalışmaları Enstitüsü kıdemli araştırmacısı Zhao Junjie, Global Times’a yaptığı değerlendirmede, AB’nin bu hamlesinin “stratejik özerklik” iddialarıyla çeliştiğini belirtti.
Zhao, “AB yüzeyde stratejik özerklikten bahsediyor, ancak gerçekte ne bağımsız hareket edebilme kapasitesine ne de proaktif bir inisiyatife sahip. Bu tutum, ABD’yi körü körüne takip ettiğini gösteriyor.” dedi.
Zhao ayrıca, Avrupa’nın uzun yıllardır ABD ve NATO’nun korumasına dayandığını, ancak dijital ekonomi ve yeni üretim teknolojileri alanında hem Çin’in hem de ABD’nin gerisinde kaldığını vurguladı.
Çin’den geçmişte de misilleme gelmişti
AB, daha önce de Çinli kuruluşları Rusya yaptırımları kapsamına almıştı. 17. yaptırım paketinde beşi Çin’den olmak üzere 75 kuruluş listeye dahil edilmişti. 18 Temmuz 2025’te açıklanan 18. yaptırım turunda ise iki Çin finans kuruluşu hedef alınmıştı. Buna karşılık, Çin Ticaret Bakanlığı (MOFCOM) 13 Ağustos’ta iki AB finans kuruluşuna karşı misilleme yaptırımları uygulamaya koymuştu.
Zhao, AB’nin Çin’e karşı ABD ile aynı çizgide hareket etmesinin “liderlerin iç politik baskılar ve popülist eğilimler nedeniyle kısa vadeli ve mantıksız kararlar almasına” yol açtığını söyledi.
Ekonomik ilişkilerde “kazan-kazan” vurgusu
Zhao, Çin ile Avrupa arasındaki ekonomik ilişkilerin özünde karşılıklı faydaya dayandığını belirterek, AB’ye “jeopolitik önyargılarından” vazgeçme çağrısı yaptı.
Bu gelişmelerin gölgesinde, Çin Ticaret Bakanı Wang Wentao ile AB Ticaret ve Ekonomik Güvenlik Komiseri Maros Sefcovic Salı günü video konferans yoluyla bir görüşme gerçekleştirdi. MOFCOM’un açıklamasına göre, toplantıda ihracat kontrolleri ve AB’nin Çinli elektrikli araçlara yönelik sübvansiyon karşıtı soruşturması dahil olmak üzere kilit ekonomik ve ticari konular ele alındı.
Çin Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Guo Jiakun ise Çarşamba günü yaptığı açıklamada, Çin-AB ekonomik ilişkilerinin “karşılıklı tamamlayıcılık ve kazan-kazan ilkeleri üzerine kurulu” olduğunu vurguladı. Guo, AB’yi serbest ticareti destekleme taahhüdünü yerine getirmeye, tüm şirketler için açık ve adil bir ticaret ortamı sağlamaya çağırdı.


