Zülal Çelik

ABD'nin seçilmiş Başkanı Donald Trump, 20 Ocak'ta görevi resmen devralacak. Donald Trump’ın ikinci başkanlık dönemi, hem küresel yönetim kurumları hem de ABD’nin iç siyasetindeki dinamikler açısından kaygı verici bir tablo sunuyor. İlk döneminde uluslararası kuruluşlara ve anlaşmalara karşı takındığı sert tutumla dikkat çeken Trump, “Önce Amerika” sloganını yeniden sahneye taşırsa, uluslararası işbirliği ve küresel ekonomi üzerinde ciddi etkiler yaratabilir. İşte Trump'ın ikinci döneminin olası sonuçlarına dair ayrıntılar:

Küresel yönetim ve uluslararası iş birliği

Trump'ın ilk başkanlık döneminde UNESCO, Dünya Sağlık Örgütü (WHO) ve Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Konseyi gibi kuruluşlardan çekilmesi, uluslararası yönetişim yapılarında sarsıcı etkiler yarattı. WHO’ya en fazla bütçe katkısı sağlayan ülkelerden biri olan ABD’nin finansal desteğini çekmesi, sağlık krizlerine karşı küresel kapasiteyi önemli ölçüde zayıflattı. WHO'nun 2022 bütçesinin yüzde 22’sini karşılayan ABD, yaklaşık 2.6 milyar dolarlık katkısıyla kuruluşun kriz yönetiminde kritik bir rol oynuyordu. İkinci bir Trump dönemi, benzer adımların atılması ihtimalini artırıyor.

İklim değişikliği konusundaki adımları da uluslararası arenada endişe yaratıyor. Paris İklim Anlaşması'ndan çekilme hamlesi, küresel sera gazı salınımını azaltma hedeflerinde gerilemeye yol açmıştı. Trump’ın yeniden seçilmesi durumunda, ABD'nin çevre politikalarında daha da radikal bir yön değişimi olabileceği belirtiliyor. Özellikle fosil yakıt endüstrisine verdiği destek, küresel iklim krizine karşı verilen mücadelede liderlik eksikliği yaratabilir.

Ekonomik politikalardaki belirsizlik

Trump’ın ticaret politikalarının ikinci döneminde de gerilimleri artırması bekleniyor. Çin ve Avrupa Birliği’ne uygulanan ek gümrük vergileri, küresel ticaret hacmini olumsuz etkiledi. Financial Times’a göre, bu politikalar ticaret savaşlarını tetikleyerek dünya ekonomisinde büyümeyi yavaşlatabilir. Bu durum, yalnızca ABD değil, gelişmekte olan ülkeler dahil olmak üzere tüm dünya ekonomilerini olumsuz etkileyebilir.

Ayrıca, Dünya Ticaret Örgütü’nün (DTÖ) ihtilaf çözüm mekanizmasını felç eden yaklaşımı, uluslararası ticaretteki belirsizlikleri artırdı. İkinci döneminde, Trump’ın bu mekanizmanın işlerliğini daha da zayıflatabileceği tahmin ediliyor. DTÖ'nün işleyişindeki tıkanıklık, küresel ticaret kurallarının adil bir şekilde uygulanmasını tehlikeye atabilir.

ABD iç siyasetindeki sorunlar

Joe Biden döneminden gelen ABD iç siyasetindeki sorunlar, Trump döneminde de devam edecek gibi görünüyor. Trump’ın başkanlık politikaları, ABD’nin iç siyasi dengelerini de derinden etkiliyor. Demokratlar ve Cumhuriyetçiler arasındaki siyasi kutuplaşma, Trump’ın söylemleriyle daha da derinleşebilir. Bu durum, Kongre’nin yasama faaliyetlerini engelleyebilir ve federal hükümetin işleyişini aksatabilir.

Beyrut'ta havayolu krizi: Hizbullah eylemleri durdurdu! Beyrut'ta havayolu krizi: Hizbullah eylemleri durdurdu!

Seçim güvenliği ve sistemin meşruiyeti de önemli bir tartışma konusu. 2020 seçimlerinde seçim sonuçlarına itiraz eden Trump, seçim sistemine olan güveni sarsmıştı. Bu güvensizlik, yeni bir seçim döneminde toplumsal huzursuzluklara ve kitlesel protestolara yol açabilir.

ABD ekonomisinde gelir eşitsizlikleri de ikinci bir Trump döneminde büyüyebilir. Vergi reformlarıyla büyük şirketlere sağlanan ayrıcalıklar, düşük gelir gruplarını daha da dezavantajlı bir konuma itebilir. Bu durum, toplumsal gerilimleri artırma potansiyeli taşıyor.

Sonuç: Belirsizlik ve risklere hazırlık

Trump’ın ikinci başkanlık dönemi, hem küresel hem de ulusal düzeyde çok sayıda risk barındırıyor. ABD’nin uluslararası kuruluşlardan çekilme eğilimi ve iç siyasetteki kutuplaşma, istikrarsızlıkları artırabilir. Küresel iş birliği ve ticaretin geleceği, Trump’ın politikalarının yaratacağı etkilerle şekillenecek. Dünya, bu olası değişimlere hazırlıklı olmalı ve çok taraflı iş birliğini güçlendirme yollarını aramalı.