ABD Başkanı Donald Trump’ın son açıklamaları, Washington ile Güney Afrika arasındaki diplomatik ilişkilerde yeni bir gerilimin işaretini verdi.

Trump sosyal medyada yaptığı paylaşımda, Güney Afrika’yı “beyaz azınlığa yönelik şiddeti görmezden gelmekle” suçlamış ve ülkenin G20 üyeliğini sorgulayarak Güney Afrika'nın G20'de kalmaması gerektiğini ve Johannesburg'da yapılacak G20 Liderler Zirvesi’ne katılmayacağını yinelemişti.

Güney Afrika’dan net yanıt: “Tarihî gerçeklerle bağdaşmıyor”

Trump'un açıklamaları, Güney Afrika hükümetinin sert tepkisine neden oldu.

Güney Afrika Uluslararası İlişkiler ve İşbirliği Departmanı, Trump’ın iddialarını “asılsız, temelsiz ve tarihî olarak yanlış” olarak nitelendirdi. Bakanlık açıklamasında, Afrikalıların Hollandalı, Fransız ve Alman kökenli yerleşimcilere yönelik sistematik bir saldırı yürüttüğü iddialarının hiçbir tarihsel temeli bulunmadığı vurgulandı.

Avustralya'da Hanuka kutlamalarına saldırı: 12 ölü
Avustralya'da Hanuka kutlamalarına saldırı: 12 ölü
İçeriği Görüntüle

Daha önce de benzer söylemlerle karşılaştığında diplomatik açıklamalar yaparak ABD’nin bu tür iddialarına yanıt veren Güney Afrika hükümeti, ülkenin “tüm vatandaşlarının eşit haklara sahip olduğu demokratik bir hukuk devleti” olduğunu, ırk temelli şiddet veya ayrımcılığa sıfır tolerans politikası izlediğini bir kez daha yineledi.

Trump’ın çıkışının arkasında ne var?

Trump’ın Güney Afrika çıkışının, ABD iç politikasındaki bazı dinamiklerle ilişkili olduğu yönünde değerlendirmeler öne çıkıyor. Özellikle Trump’ın seçmen tabanında güçlü bir yer tutan aşırı sağ gruplar, Güney Afrika’daki “beyaz azınlığa yönelik saldırılar” söylemini uzun süredir gündemde tutuyor. Bu nedenle Trump’ın açıklamalarının, iç politikaya mesaj niteliği taşıdığı şeklindeki değerlendirmeler öne çıkıyor.

Ayrıca Trump’ın G20 Zirvesi’ne katılmama yönündeki açıklaması, ABD’nin çok taraflı diplomatik platformlara yönelik mesafeli tutumunun bir devamı olarak görülüyor.

Güney Afrika'nın özellikle BRICS içinde aktif bir aktör olarak yer alması, BRICS’in büyümesini ABD’nin küresel nüfuzuna meydan okuma olarak gören Trump'ın gözünde ""Güney Afrika'yı hedef haline getiriyor" şeklindeki değerlendirmeler de ağırlıkta.

Güney Afrika'nın küresel rolü ve G20’nin önemi

Güney Afrika, Afrika kıtasının G20’deki tek daimi temsilcisi olarak kıta genelinde adil kalkınma, borç hafifletme ve eşitsizlikle mücadele konularında önemli bir rol oynuyor. Johannesburg’da düzenlenecek zirve, Pretoria için sadece diplomatik bir vitrin değil, aynı zamanda küresel ekonomik yönetişimde Afrika’nın sesini duyurmak açısından da stratejik bir fırsat niteliğinde.

Bu nedenle Trump’ın G20’de Güney Afrika’nın varlığını sorgulaması, sadece ikili ilişkiler açısından değil, Afrika’nın uluslararası sistemdeki temsil gücü açısından da dikkat çekici bir mesaj olarak değerlendiriliyor.

İdeolojik gerilim mi, stratejik sapma mı?

Güney Afrika hükümetinin sert ve hızlı tepkisi, ülkenin hem ulusal onurunu hem de uluslararası konumunu koruma kararlılığını yansıtıyor. Trump’ın açıklamaları ise, ABD’nin Afrika politikasında yeni bir yönelime işaret etmiyor; daha çok ideolojik temelli bir çıkış olarak yorumlanıyor.

Yaklaşan G20 Zirvesi öncesinde bu tartışmanın büyümesi, zirvenin diplomatik gündeminde ABD-Güney Afrika hattındaki gerginliğin de yer alabileceğini gösteriyor.