İngiltere hükümeti, ülkeye sığınmak isteyen kişiler için koşulları daha da zorlaştıran yeni bir göç ve sığınma reform paketi açıkladı. Başbakan Keir Starmer’ın ön sözünü yazdığı 32 sayfalık belge, özellikle mülteci statüsüne erişimi daraltması ve ailelerin zorla geri gönderilmesine izin vermesi nedeniyle tepki çekiyor.

Raporda küresel çatışmaların arttığı ve bunun İngiltere’nin sığınma sistemini baskı altına aldığı savunulsa da, insan hakları savunucuları hükümetin bu baskıyı hafifletmek yerine “koruma yükümlülüğünü azaltmaya ve göçmenleri caydırmaya” odaklandığını belirtiyor.

Meksika'dan ABD'ye çağrı: 'Venezuela'nın egemenliğine saygı duyulmalı'
Meksika'dan ABD'ye çağrı: 'Venezuela'nın egemenliğine saygı duyulmalı'
İçeriği Görüntüle

“Botla gelenleri hedef alan bir politika”

Starmer, dünyanın değiştiğini ve kuralların bugünün göç hareketliliğini karşılamadığını söylese de eleştirmenler bu yaklaşımın, özellikle Manş Denizi’ni botlarla geçen savunmasız insanları kriminalize ettiğine dikkat çekiyor.

İngiltere’nin diğer Avrupa ülkelerine göre daha “müsait” bir sığınma sistemi sunduğu iddiası ise insan hakları örgütleri tarafından “yanıltıcı ve politik bir gerekçe” olarak değerlendiriliyor.

Zorla geri gönderme kararları genişletiliyor

Reform paketinin en tartışmalı maddesi, ailelerin zorla geri gönderilmesini kolaylaştıran düzenlemeler.

Bu uygulamanın özellikle çocuklu ailelere ciddi güvenlik riskleri doğurabileceği belirtiliyor. Eleştirmenlere göre hükümet, uluslararası koruma arayan insanları korumak yerine, “tehlikeli rotaları tercih edenlerin hayatını daha da zorlaştırmayı” seçiyor.

Uluslararası hukuk çerçevesi zayıflatılıyor

Reform paketinde, Gazze’den, Sudan’dan, Afganistan’dan veya Ortadoğu’daki çatışma bölgelerinden kaçan insanların başvurularını nasıl etkileyeceğine dair net bir açıklama bulunmaması dikkat çekiyor.

Hukukçular, İngiltere’nin mülteci statüsünü daha erişilmez hâle getirerek kendi imzaladığı uluslararası anlaşmaların ruhuna aykırı davrandığını savunuyor.

Eleştirilere göre hükümet, “sığınma hakkı”nı bir güvenlik meselesine indirgerken, bu politikaların düzensiz göçü durdurmaya değil, yalnızca daha fazla insanı tehlikeli yollara zorlamaya hizmet etme riski taşıyor.