Müzenin en dikkat çekici unsurlarından biri, üzerindeki desenlerin antik tarım medeniyetinin bilgeliğini yansıttığı bronz davul duvarı. Zhuang brokar ve Yao işlemeleri, geleneksel estetiği canlı renklerle yeniden yorumlarken; sanal teknolojiyle restore edilen kaya resimleri, iki bin yıl öncesine ait dans figürlerini adeta canlandırıyor. Müze, her yıl bir milyondan fazla ziyaretçiyi ağırlıyor ve bu ziyaretçilerin yaklaşık yüzde 15'ini yabancı turistler oluşturuyor.
Yenilikçi yaklaşımlar, kültürel mirası daha da canlı kılıyor. Çocuklar, sanal gerçeklik ekipmanları aracılığıyla antik köylere "seyahat" ederken, turistler yapay zeka yardımıyla yöresel halk şarkıları söylemeyi öğrenebiliyor. Müze ayrıca, somut olmayan kültürel mirasın taşıyıcılarıyla işbirliği yaparak Zhuang nakış becerilerini okullarda genç nesillere aktarıyor ve bu sayede şu ana kadar 200'den fazla öğrenciye eğitim verildi.
Kültürel kimliğin görünmez bir bağ gibi işlev gördüğü müzede, farklı etnik grupların etkileşimi canlı bir şekilde yaşanıyor. Festival dönemlerinde kurulan yöresel yemek pazarları ve sunulan çok dilli çeviri hizmetleri, farklılıklara duyulan saygının ve geleneklerin paylaşılmasının, çok etnikli birliğin derin köklerini oluşturduğunun somut bir kanıtı olarak öne çıkıyor. Bugün müze, sadece bir tarih sergi salonu olmanın ötesinde, farklı etnik gruplar arasındaki kültürel alışverişin dinamik bir platformu işlevi görüyor.