Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, Beştepe'deki Kabine Toplantısı'nın ardından açıklamalarda bulundu.
Kabine toplantısının gündeminde ülkenin güvenliğine, huzuruna ve refahına ilişkin meselelerin olduğunu aktaran Erdoğan, sağlıktan dış politikaya, çevreden sanayi ve teknolojiye, çalışma hayatından ticarete kadar kritik noktaları toplantıda ele aldıklarını belirtti.
Erdoğan, 16 Nisan 2017'deki halk oylamasıyla millet tarafından kabul edilen, 24 Haziran 2018'deki seçimlerle fiilen hayata geçirilen Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'nde geçen hafta 7. yılın geride kaldığını hatırlatarak, şunları kaydetti:
"Türkiye'nin iki asra yaklaşan yönetim sistemi tartışmalarına noktayı koyan Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi, salgından savaşlara, depremden sellere kadar son 7 yıldaki birçok imtihanı alnının akıyla vermiştir. Özellikle kriz dönemlerinde yeni hükümet sistemimizin stratejik değerini ve devletimize sağladığı avantajları çok daha net görüyoruz. Hızlı, etkin karar alma ve uygulama mekanizmalarıyla, devlette koordinasyonu en üst seviyede tutan mimarisiyle, siyasi ve toplumsal istikrarı güçlendiren tasarımıyla, vesayet odaklarının müdahalesine kapalı yapısıyla Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi, Türkiye'nin karşılaştığı tehdit ve sınamaları suhuletle yönetmesini kolaylaştırıyor. Sistem oturdukça eski alışkanlıklar da değişmeye başladı. Yeni yönetim modeline karşı ilk etapta şahit olduğumuz kimi bilgisizlikten, kimi art niyetten kaynaklı direnç önemli ölçüde kırıldı. Yerini güvene bıraktı. Allah'ın izniyle bundan sapma veya geriye dönüş olmayacak."
"Devletin daha iyi hizmet etmesini sağlayacak fikirlere her zaman açığız"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, 14-28 Mayıs seçimlerinde milletin tavrını bir kez daha ortaya koyduğunu, şahsı ve ittifakları ile Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'nin de sandıkta güven tazelediğini vurgulayarak, şunları ifade etti:
"Parti içi kavgalardan başını kaldıramayan muhalefetin gündem saptırma amacıyla sık sık başvurduğu eski sistem tartışmaları, eski Türkiye'nin tozlu raflarında kalmış acı birer hatıradır. Eski hal, muhaldir. Türkiye'yi kelebek ömürlü koalisyonların sembolü olduğu eski istikrarsız günlerine bir daha kimse geri götüremeyecek. Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi kökleştikçe Türkiye Yüzyılı'nın inşası inşallah daha da hızlanacak. Şunu da altını çizerek ifade etmek isterim, yönetim sistemimizdeki bu tarihi kazanımın geliştirilerek muhafazasını, Türkiye'nin istikbal yolculuğu bakımından çok önemsiyoruz. 7 yıllık tecrübeler ışığında gayet doğal olarak biz de değerlendirmelerimizi çok kapsamlı bir şekilde yapıyoruz. Devletin millete daha iyi hizmet etmesini sağlayacak fikirlere her zaman açığız. Yeni sistemin altını oymayı değil de iyileştirmeyi, etkinliğini artırmayı, sorun çözme kapasitesini güçlendirmeyi hedefleyen her türlü öneriyi kimden gelirse gelsin hayırhahlıkla değerlendiririz."
"Bu iç savaşın tek müspet yanı kirli çamaşırların ortaya dökülmesi"
"Muhalefetin içinde debelendiği süfli ve sahte tartışmalar hep söylediğim gibi iktidarımızın sorumluluğunu daha da artırmaktadır." diyen Erdoğan, şöyle konuştu:
"Sadece bize oy veren yaklaşık 29 milyon kardeşimizin değil, siyasi tercihi farklı vatandaşlarımızın da devlete, sisteme, demokrasiye yönelik inancını korumanın gayretindeyiz. Bilhassa son 2-3 haftadır dozu giderek artan, hatta aleni hakaret ve tehdit seviyesine varan zehirli söylemler, bu söylemlerin muhataplarından öte demokrasimize ve siyaset kurumuna zarar vermektedir. Ortada seviyeli bir tartışma değil, demokrasinin standardını dibe çeken bir hakaret teatisi söz konusudur. Bu iç savaşın tek müspet yanı kirli çamaşırların ortaya dökülmesidir. Meselenin Alevi canlarımızı rencide edecek boyuta ulaşmasını, özellikle muharrem ayının manevi ikliminde fevkalade yanlış buluyoruz. Bakınız daha önce de ifade ettim, Türkiye'nin iç cephesinde gedik açacak hiçbir eyleme tahammülümüz yok. Ülkemizi, on binlerce canına ve 2 trilyon dolarlık ekonomik kaynağına mal olan yarım asırlık bir musibetten kurtarmaya çalışırken, yeni sorun alanları oluşturulmasına kesinlikle müsaade edemeyiz. 86 milyonun birliği, dirliği, huzuruyla demokrasimizin sıhhat ve selameti bir siyasi partinin koltuk kavgasından çok daha mühimdir. Milli birliğimizi zafiyete uğratan nefret dili bir an önce terk edilmelidir. Kendi iç meselelerini çözemeyenler milletin ve memleketin sorunlarına çözüm üretemezler."
Terörsüz Türkiye süreci
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Cumhur İttifakı olarak başlatıp, ilgili birimlerin koordinasyonunda bir devlet projesi olarak titizlikle yürüttüğümüz 'Terörsüz Türkiye' çalışmalarının kısa sürede katettiği mesafeden memnunuz." dedi.
Bir gerçeği üzerine basa basa söylemek mecburiyetinde olduğunu vurgulayan Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Cumhur İttifakı olarak başlatıp, ilgili birimlerin koordinasyonunda bir devlet projesi olarak titizlikle yürüttüğümüz 'Terörsüz Türkiye' çalışmalarının kısa sürede katettiği mesafeden memnunuz. Siyasi aktörlerin genel olarak sorumlu ve yapıcı açıklamalarını takdirle karşılıyor, sürecin başarısı açısından çok kıymetli buluyoruz. Bunun devamı, ilerleyen dönemde daha kritik hale gelecektir. Şurası bir hakikat ki bölgemizde son dönemde vuku bulan hadiseler, bu sürecin ne kadar isabetli ve stratejik bir adım olduğunu teyit etmiştir."
"Soğukkanlılığımızı kimse yanlış anlamasın"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, "meyve veren ağaç taşlanır" misali bu hayırlı süreci de akamete uğratmak isteyenlerin olduğunu bildiklerini ifade etti.
"Sadece ülkemiz içinde değil örgüt içerisinde kimi unsurların, çabaları dinamitlemeyi amaçlayan çeşitli sabotajlar peşinde oldukları anlaşılıyor." diyen Erdoğan, şunları söyledi:
"Devletimiz elbette bu tuzaklara düşmeyecek kadar tecrübeye sahiptir ama bu provokasyonlara rıza göstereceğimiz anlamına asla gelmez. Milletimizin huzuruna kastedildiğinde veya milli güvenliğimize yönelik mütecaviz bir hamle olduğunda şurası bilinmelidir ki kimsenin gözünün yaşına bakmayız, saldırganların başlarını tek tek ezeriz. Sabrımızı, sükunetimizi ve soğukkanlılığımızı kimse yanlış anlamasın, kimse yanlış yorumlamasın. Biz camımıza taş atana gülle atmasını çok ama çok iyi biliriz. Gerektiğinde bunu yapacak kudrete ve iradeye de ziyadesiyle sahibiz."
İç ve dış programlar
Cumhurbaşkanı Erdoğan, muhalefet ne yaparsa yapsın, sadece son iki haftada gerçekleştirdikleri iç ve dış programların özetinin bile ne demek istediklerini anlamak için kafi olduğunu belirtti.
18 Haziran'da Süper Lig'e yükselen takımları ve Türkiye Futbol Federasyonunun yöneticilerini Külliye'de misafir ettiklerini anımsatan Erdoğan, fair-play ikliminin hakim olduğu heyecan ve rekabet düzeyi yüksek bir sezonu başarıyla tamamlayarak bir üst lige çıkan kulüpleri ve sporcuları bir kez daha tebrik etti.
Asrın felaketi 6 Şubat depremlerinin yaralarını sarmaya hız kesmeden devam ettiklerine dikkati çeken Erdoğan, şu değerlendirmelerde bulundu:
"Yapımı tamamlanan 49 bin 56 yeni konut ve iş yerini hak sahiplerine teslim etmek üzere 19 Haziran'da Kahramanmaraş'taydık. Seferberlik ruhuyla yürüttüğümüz inşaat çalışmalarını Kahramanmaraş'ta teslim ettiğimiz 250 bininci afet konutuyla yeni bir aşamaya taşıdık. Yıl sonuna kadar 203 bin ilave bağımsız bölümü de tamamlayarak toplam 453 bin konut ve iş yerinin anahtarlarını teslim edeceğiz. Maraş ziyaretimizin bir başka anlamlı yönü Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev'in de heyecanımıza ortak olmasıydı. İlham kardeşimle beraber Azerbaycan Mahallemizin açılışını yaptık. Başta Cenap İlham Aliyev olmak üzere depremin ilk gününden itibaren 'kardeş kömeği' başlatarak ülkemizin yardımına koşan Azerbaycan halkına bir kez daha teşekkür ediyorum."
NATO Zirvesi
Erdoğan, 24-25 Haziran tarihlerinde Lahey'de gerçekleştirilen NATO Liderler Zirvesi'ne katıldığını hatırlattı.
Zirvede, müttefikler olarak savunma harcamalarını 2035'e kadar gayrisafi yurt içi hasılalarının yüzde 5'i düzeyine eriştirme kararı aldıklarını anımsatan Erdoğan, savunma sanayi ürünleri ticaretine yönelik engellerin kaldırılmasına matuf iradeyi ittifak belgelerine de yansıttıklarını aktardı.
Erdoğan, aralarında ABD Başkanı Donald Trump'ın da olduğu pek çok liderle bir araya gelerek ikili ilişkiler ile gündemdeki meseleleri ele aldıklarını ifade etti.
Hem kapalı toplantıda hem de liderlerle görüşmelerde Gazze'de 21 aydır devam eden zulme dikkati çektiklerini belirten Erdoğan, "Lahey zirvesinin bizim açımızdan ehemmiyeti bir sonraki zirve adresinin ülkemiz olarak belirlenmesiydi. 2026 NATO Devlet ve Hükümet Başkanları Zirvesi'ne inşallah temmuz ayında Türkiye ev sahipliği yapacak. Bu vesileyle NATO liderlerini başkentimiz Ankara'da ağırlayacak, çok mühim kararların alınmasına zemin hazırlayacağız. Ülkemize ve başkentimize hayırlı, uğurlu olsun." diye konuştu.
Türkiye için milli güvenlik meselesi olarak gördükleri kentsel dönüşüm çalışmalarına hız verdiklerini dile getiren Erdoğan, 26 Haziran'da 768'i konut, 30'u iş yeri olmak üzere yapımı biten 798 bağımsız bölümün anahtarlarını Güngörenlilere teslim ettiklerini söyledi.
Erdoğan, ayrıca Güngören Millet Bahçesi, ilçe emniyet müdürlüğü binası ve Ayyıldız İlköğretim Okulu'nun açılışını gerçekleştirdiklerini anımsatarak, şunları kaydetti:
"1077'si konut, 55'i iş yeri olmak üzere 1132 bağımsız bölümü ihtiva eden Tozkoparan 4'üncü etap birinci ve ikinci kısımların temellerini attık. Böylece 2027'nin yaz aylarında ev ve iş yerlerinden oluşan toplam 1930 bağımsız bölümü hak sahibi kardeşlerimizle buluşturacak, dirençli İstanbul hedefimize inşallah bir adım daha yaklaşmış olacağız. 27 Haziran'da dünyanın 70 ülkesinden temsilcinin buluştuğu Küresel Ulaştırma Koridorları Forumu'nun açılış törenindeydik. Forum kapsamında ulaştırma vizyonumuzu, yaptığımız yatırımları ve hayata geçirdiğimiz projeleri misafirlerimizle paylaşma imkanı bulduk."
"Yangınlarda sorumluluğu tespit edilen 31 kişi gözaltına alındı"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, 28 Haziran Cumartesi günü tarım sektörüyle bir araya geldiklerini hatırlattı.
Ziraat Bankası Tarım Ekosistemi Buluşması'nın 4'üncüsünde çiftçiler ve üreticilerle hasbihal ettiklerini, uygun koşullu yeni kredi müjdelerini kamuoyu ile paylaştıklarını hatırlatan Erdoğan, "Muhalefet aksini iddia etse de tarım alanında çok iyi bir ivme yakaladık. Bunda çiftçimize verdiğimiz destek ve teşviklerin çok büyük payı var. Sadece Ziraat Bankamızın kullandırdığı tarım kredilerinin toplamı 700 milyar liranın üzerinde. Bu kredilerin yüzde 90'ından fazlası, yani 653 milyar liralık bölümü devletimizin faiz desteği verdiği sübvansiyonlu kredilerden oluşuyor." dedi.
Bankadan indirimli tarım kredisi kullanan çiftçilerin faizlerinin ortalama yüzde 70'lik kısmını kamunun üstlendiğini belirten Erdoğan, nisan ayında yaşanan zirai don olayından olumsuz etkilenen çiftçilere de destek olduklarını söyledi.
Erdoğan, TARSİM kapsamında hasar tazminatlarını ödemeye başladıklarını, sigortalı olmayan üreticilerin zararlarını telafi ettiklerini, kasım ayına kadar çiftçilerin zararlarını karşılamayı hedeflediklerini kaydetti.
"Temmuz ve ağustos aylarında yangın riski daha da artacak"
Yaz mevsiminin gelmesiyle orman yangınlarında artış yaşanmaya başladığına işaret eden Erdoğan, "1 Haziran'dan bu yana 1516 yangın çıktı. Bu yangınların 1507'si kontrol altına alındı. Uçak ve helikopterlerimiz toplam 10 bin 260 sortide 33 bin 200 ton su attı." dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları ifade etti:
"Yangınlarda sorumluluğu olduğu tespit edilen 31 kişi gözaltına alındı, bunların 10'u tutuklanırken, 10 kişi adli tedbir şartıyla serbest bırakıldı. Halihazırda 9 yangınla yoğun mücadele halindeyiz. İzmir Menderes ve Seferihisar, Manisa Akhisar, Hatay Antakya, Aydın Sultanhisar ile Muğla Bodrum'daki yangınların kontrol altına alınması için çalışmalar devam ediyor. Sakarya, Bilecik, Balıkesir Bigadiç, Mersin Bozyazı'daki yangınlar kısmen kontrol altına alındı. Soğutma çalışmaları sürüyor. Yangınlardan etkilenen ve zarar gören tüm vatandaşlarıma geçmiş olsun dileklerimi iletiyorum. Çıkan yangınlara 27 uçak, 105 helikopter ve 14 İHA'dan oluşan hava filomuz 6 bine yakın arazöz ve ilk müdahale araçlarımız ile 25 bin orman kahramanımızla müdahale ediyoruz. Bakanlıklarımız, AFAD'ımız ve itfaiyemiz yakın iş birliği içinde çalışıyor. Temmuz ve ağustos aylarında sıcaklıkların yükselmesi ve havanın da iyice kurumasıyla yangın riski daha da artacak."
Erdoğan, orman yangınlarının neredeyse tamamının insan kaynaklı olduğuna işaret ederek, en küçük bir ihmalin çok büyük felaketlere yol açabildiğini söyledi.
Devletin tüm tedbirleri aldığını ama asıl önemli olanın yangına sebebiyet vermemek olduğunu vurgulayan Erdoğan, "Önümüzdeki iki ay boyunca tüm vatandaşlarımdan yeşil vatanımızı koruma noktasında azami dikkat bekliyorum." dedi.
"48 bin kanser hastamız için anlamlı bir adım"
Şehir ve devlet hastaneleri ile sayısı 1 milyon 425 bini aşan nitelikli sağlık ordusuyla, modern altyapısı, kapsayıcı genel sağlık sigortasıyla ve daha birçok yenilikle bu temel hakkı Türkiye'de güvence altına aldıklarını ifade eden Erdoğan, "Yakın zamanda Tip-1 diyabet hastalığı olan 18 yaş altındaki çocuklarımızın kan şekeri takibini kolaylaştırmak için sürekli cilt altı glikoz izlem sistemini geri ödeme kapsamına almıştık. Yine, Hemofili A hastalarında evde kolaylıkla deri altına uygulanabilen kanama önleyici ilacı da geri ödeme listemize eklemiştik. SMA hastası çocuklarımızın tedavisinde de benzer adımlar attık." dedi.
Erdoğan, şimdi de önemli bir meseleyi daha çözüme kavuşturduklarını dile getirerek, şunları kaydetti:
"25 farklı kanser hastalığının tedavisinde kullanılan 5 farklı akıllı kanser ilacını Sosyal Güvenlik Kurumu geri ödeme kapsamına alıyoruz. Daha önce hastalarımız bu kanser ilaçlarını kendi imkanları ile temin edip Sosyal Güvenlik Kurumuna dava açıyorlardı. Bu süreçte hem hastalar mağdur oluyordu hem de yüksek ilaç fiyatları ve mahkeme masrafları Sosyal Güvenlik Kurumu bütçesine ciddi bir maliyet oluşturuyordu. 48 bin kanser hastamız ve aileleri için oldukça anlamlı bir adımı böylelikle atmış oluyoruz. Hayırlı olsun diyor, Cenabı Allah'tan hastalarımıza acil şifalar diliyorum."




