Gazeteci Fatih Altaylı, YouTube yayınında kullandığı ifadeler nedeniyle 'Cumhurbaşkanına tehdit' suçlamasıyla yargılandığı davada 4 yıl 2 ay hapis cezası aldı.

Geri döneceğini açıklamıştı

Altaylı'nın, hakkında verilen kararın ardından YouTube yayınlarına geri döneceği açıklanmıştı.

“Verilen karar hukuki değil siyasi”

Son videosunda hakkında verilen kararı değerlendiren Altaylı, "Karar henüz yazılmadığı için cezaevinde ne kadar kalacağımı bilmiyorum. Bu arada hem bir üst mahkemeye hem de istinafa itiraz haklarım var. Umudum az, belli ki soğuk bir hücrede, plastik bir sandalye üzerinde epey vakit geçireceğim. Bu haksız, hukuksuz ve adaletsiz kararın yarattığı duygu çok acı. Tam bir aldatılma, en güvendiğin tarafından ihanete uğrama hissi. Umarım adaletin benim üzerimden katledilmesi bölge adliye mahkemesinde ve hatta onun öncesinde bir üst mahkeme tarafından engellenir." ifadelerini kullandığı programda şunları ifade etti:

Dosyaları yere fırlatmasını nedeni

Altaylı'nın hakim kararının ardından elindeki dosyaları havaya fırlattığı söylenmişti. Altaylı bu konuya açıklık getirerek şunları söyledi:

Barzani'nin Bahçeli açıklamasına tepki: Bu vahim hatadan dönülmeli!
Barzani'nin Bahçeli açıklamasına tepki: Bu vahim hatadan dönülmeli!
İçeriği Görüntüle

"Karar hukukçuları şaşırttı ama Türkiye’yi, bugünün Türkiye'sini bilen biri olarak beni üzdü ama şaşırtmadı. Yine de itiraf etmem gerekir ki tüm hukukçuların ve cezaevindekilerin tahliye beklentisi beni de içten içe az da olsa umutlandırmıştı. Kızıma, eşime, sevdiklerime kavuşma olasılığının olması beni heyecanlandırıyordu. Olmadı. Karar henüz yazılmadığı için cezaevinde ne kadar kalacağımı bilmiyorum. Bu arada hem bir üst mahkemeye hem de istinafa itiraz haklarım var. Umudum az. Belli ki soğuk bir hücrede, plastik bir sandalye üzerinde epey vakit geçireceğim. Emreciğim bu haksız, hukuksuz ve adaletsiz kararın yarattığı duygu çok acı. Tam bir aldatılma, en güvendiğin tarafından ihanete uğrama hissi. Umarım adaletin benim üzerimden katledilmesi Bölge Adliye Mahkemesi'nde ve hatta onun öncesinde bir üst mahkeme tarafından engellenir. Zor ama bir umut.

Az önce hukukun, adaletin katledilmesi, aldatılma hissi gibi dedim ya, bunu sadece kendim için söylemiyorum. Bu duygunun çok daha ağırını Tayfun Kahraman'ın hissettiğine eminim. Düşünsene en üst mahkeme Anayasa Mahkemesi ve Anayasa'nın açık hükmüyle en üst yargı organı olarak tanınan mahkemenin kararı uygulanmıyor ve millet bunun anlamını kavramış değil. Bu ne demek biliyor musun? Anayasa'nın tanıdığı hakların hiçbiri garanti altında değil demek. Buna mülkiyet hakkı da dahil, tüm sosyal haklar da. Oradaki durum bence daha vahim. Tayfun Kahraman'la ilgili Anayasa Mahkemesi kararını 1. derece mahkeme tanımayınca gözyaşlarımı tutamadım. Sonuç olarak şunu söyleyeyim sevgili kardeşim: Bana verilen ceza ağır bir hukuksuzluk. Bunda herkes hemfikir, karara doğru diyen yok. Zaten benim de duruşma sonunda elimdeki savunma metnini, içtihat kararlarını yere fırlatmamın nedeni buydu."