Dünya İnsan Hakları Günü programında konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan iç ve dış politikaya yönelik önemli açıklamalarda bulundu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın açıklamalarından öne çıkan başlıklar şöyle;

İnsanlık için güçlü Türkiye programının ülkemiz, milletimiz gönül ve kültür coğrafyamız ile tüm insanlık için hayırlara vesile olmasını diliyorum.

İnsan Hakları Evrensel Beyannamesinin kabul edilişinin 77’inci yıl dönümü olan 10 Aralık İnsan Hakları Gününüzü şimdiden tebrik ediyorum. Buradan kalbi bizimle atan tüm mazlum ve mağdurlara dayanışma mesajlarını gönderiyor hepsini hürmetle selamlıyorum. Gazzeli kardeşlerimizi Sudanlı kardeşlerimizi selamlıyorum. Afrika’dan Asya’ya bizden uzakta olsalar da acılarını acınız bildiğimiz tüm mazlumları yürekten selamlıyorum.

Filistin halkının onurlu, gururlu mücadelesini bugün bir kez daha saygıyla selamlıyorum. Kendilerine bir kez daha sabır temenni ediyorum. Türkiye ve Türk milleti olarak her zaman yanlarında olacağımızı ifade ediyorum. İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi bundan 77 sene önce 10 Aralık 1948’de büyük bir teveccühle kabul edildi. 30 Maddeden oluşan bu beyanname iki yıkıcı dünya savaşı sonrasında yeni bir düzen inşa etmeye çalışan insanlık için umut kaynağı oldu.

Beyannamede kayıtlı hususların vesayet dönemlerinde ne kadar tatbik edildiği üzerinde ayrıca durulması gereken bir meseledir. Millete ve milletin değerlerine yönelik husumeti herkesçe bilinen tek parti faşizmi ilk günden itibaren beyannamenin altını oymuştur. Kimi zaman bürokratik oligarşi kimi zaman anti demokratik güç odakları olarak kendini deşifre eden bu zihniyet milletin hafızasında derin yaralar açmış demokrasimize telafisi uzun yıllar alan zararlar vermiştir. 27 Mayıs'tan 28 Şubat’a kadar her 10 yılda bir tekrarlanan müdahalelerin arkasında bu zihniyetin silüeti vardır.

"Doğruları konuşmaktan vazgeçmeyeceğiz"

İnsan hakları cellatlarının ülkemize, milletimize, demokrasimize ve sosyal barışımıza çıkardığı faturaları halen ödüyoruz. Bunların bir kısmını son grup toplantımızda ifade ettim. Orada dile getirmediklerimizi başta mağdurlar olmak üzere milletimizin farklı kesimleri çok çok iyi biliyor. Onları da muhataplarının yüzlerine çarpmaya devam edeceğiz. Efendiler sabıkalı gençleri ile hesaplaşmak yerine işi dedeye, ataya götürseler de biz doğruları konuşmaktan çekinmeyeceğiz.

Özgür Özel'e yanıt verdi

CHP genel başkanı her köşeye sıkıştığında hep şunu yapıyor. Ya topu taca atıyor ya saldırganlaşıyor ya saçmalıyor. Yine aynısını yapmış. Haddini de aşarak Sarıkamış'ta şehit düşen rahmetli dedemin bir asır önce nerede olduğunu sormuş. Gençlik kollarımızda bu siyaset acemisine hak ettiği cevabı vermiş. İstanbul halkının kaynaklarını yağmalayan suç örgütüne posta güvercinliği yapmayı marifet zanneden bu şahıs için daha fazla nefes harcamayı israf duyuyor, Allah’tan kendisine akıl vermesini niyaz ediyorum.

"Mahcubiyet duyacağımız hiçbir leke yoktur"

Bizim net tarihimizde ne de kültür ve medeniyet kodlarımızda insan hakları konusunda mahcubiyet duyacağımız hiçbir leke yoktur. Tam tersine bugün bize hak ve özgürlük dersi verenlerin hepsinden daha temiz bir silice, daha kuşatıcı bir zihniyete sahibiz. Bunun altını bir kez daha çizmekte fayda görüyorum. Tarihimizin hiçbir döneminde çiğ süt içmedik, şükür karnımızda ağrımıyor. Zalimin karşısında dimdik duruyoruz. Hakkı, adaleti, barışı, insanlık onurunu sadece bölgemizde değil. Tüm dünyada cesaretle savunuyoruz. Gururla söylemek isterim ki Türkiye denilince akla sınırlarını korumakla kalmayıp artık barışı kuran ve diplomasiyi de şekillendiren bir ülke geliyor.

"İnsanlık fukaralarına prim vermedik"

Ay yıldızlı al bayrağımız dünyanın dört bir yanında nazlı nazlı dalgalandıkça dost, soydaş ve kardeşlerimiz kendilerini daha bir emniyette hissediyor. Birçok kriz bölgesinde insanlık için güçlü Türkiye şiarıyla üzerimize düşeni layıkıyla yapmaya çalışıyoruz. Türkiye’nin Suriye ve Gazze’de yaşananlar karşısındaki vicdanlı duruşu tek başına bir insan hakları dersidir, insan hakları destanıdır. Her iki meselede de ilk günden itibaren tavrımızı çok net ortaya koyduk. Baskılara, tehditlere farklı sebeplerle zalimlerin yanından hizalanan insanlık fukaralarına prim vermedik. Elimizle dilimizle kalbimizle, zulmü durdurmanın çabası içinde olduk. Dün Suriye devriminin 1’inci yıl dönümüydü. Suriye halkının 8 Aralık Hürriyet günüydü. Devrimin birinci yılında bir kez daha her türlü zulme, vahşete, insanı insanlığından utandıran işkenceye rağmen 13.5 yıl boyunca zalime direnen kardeş Suriye halkını ülkem ve milletim adına tebrik ediyorum.

"Suriye devrimi son 1 yılda en zoru geride bırakmıştır"

Bugün milletçe Terörsüz Türkiye hedefinden bahsedebiliyorsak bu en başta kahraman şehitlerimizin sayesindedir. Suriye halkının son 1 yılda Esad diktatörünün bıraktığı enkaza rağmen hayata sarıldığını memnuniyetle görüyoruz. Başkan Şara işte Emevi Camii’nde herhalde televizyonlardan izlediniz hem sabah namazını kıldırıyor hem de orada verdiği hutbe ile Suriye’nin geleceğine yönelik müjdesini irad ediyordu. Rabbim en yakın zamanda inşallah, Şara’ya ve Suriye halkına bu müjdeye kavuşmayı nasip etsin. Türkiye ve Türk milleti olarak Suriyeli kardeşlerimizin inşa, ihya, toparlanma çabalarını tüm imkanlarımızla destekliyoruz. Suriye devrimi son 1 yılda en zoru geride bırakmıştır.

"Bu savaşta onlara sırtımızı dönmedik"

Türkiye’nin kuzeyinde mazlumlar için güvenli alanlar inşa ettiysek nasıl 13.5 yıl boyunca bir yandan uluslararası baskılar diğer yandan içeride Türkiye’nin her köşesini ‘Suriyelileri göndereceğiz’ afişleri ile donatan 5’inci kol aparatlarına karşı sabırla direndiysek yeni dönemde de kardeşlerimizi yalnız bırakmayacağız. ‘Biz Suriyelileri geldikleri yere göndereceğiz demiyorlar mıydı?’ Onlar bunu söylerken bu kardeşiniz asla gönderemezsiniz, gönderemeyeceksiniz’ diyordu. Biz savaşta onlara sırtımızı dönmedik, barışta da daima yanlarında olacağız.

"Akan kana sırtınızı dönün dediler"

Korkunun esiri olsaydık şimdi yanı başımızda bir kan gölü vardı. Hatırlayın devrimden önce bize neler söylediler. Orta Doğu bataklığına girmeyin dediler. Kim? CHP’nin başındakiler. ‘Size ne Suriye’den’ dediler akan kana sırtınızı dönün dediler. Buradan tur düzenlediler. Gittiler Esad’ın elini sıktılar. Sırtını sıvazladılar. En son ana kadar Baas diktatörlüğünün muhipliğini yaptılar. Biz bu vizyonsuz ve vicdansızlara kulak assaydık bugün çok ciddi güvenlik tehditleriyle yüzleşiyor olurduk. Biz kendimize inandık. Tuzakları, kumpasları, oyunları bozduk.

Erdoğan–Orban zirvesinin detayları: Ticarette yeni hedef 10 milyar dolar
Erdoğan–Orban zirvesinin detayları: Ticarette yeni hedef 10 milyar dolar
İçeriği Görüntüle

"Egemen bir Filistin Devleti muhakkak kurulacak"

Hemen yanı başımızda tıpkı Azerbaycan gibi tıpkı KKTC gibi aynı dili konuştuğumuz kardeş bir devlet küllerinden yeniden doğuyor. Filistin’de özgürlük ve barış gelecek. 1967 sınırlarında başkenti Doğu Kudüs olan egemen bir Filistin devleti muhakkak Allah’ın izniyle kurulacak.

Suriyeli kardeşlerimize bir söz vermiştik. Uzak olmayan bir tarihte o sözümüzü mutlaka tutacağız. Rabbim bizleri Suriyeli kardeşlerimizi Filistin halkını ve dünyadaki tüm mazlum ve mağdurları umduklarımıza nail eylesin diyorum. İnsanlık için güçlü Türkiye programının tekrar hayırlara vesile olmasını diliyorum.