Zülal Çelik
Xinjiang Uygur Özerk Bölgesi, Uygur 12 Makamı gibi köklü müzik geleneklerinin beşiği olarak biliniyor. UNESCO tarafından Somut Olmayan Kültürel Miras Listesi'ne alınan bu makamlar, geleneksel çalgılar eşliğinde, müziğin sözlü ve sanatsal ifadeyle harmanlandığı eşsiz bir performans sunuyor. Bölgedeki kültürel çeşitlilik sadece Uygur müziğiyle sınırlı değil; Kırgız, Kazak ve Hui topluluklarının da güçlü bir müzik ve dans kültürü var.
İlk izlenimler: Uygur ve Kırgız kültürü iç içe
Emre Yücelen, projenin başlangıç izlenimlerini CGTN Türk ile paylaştı:
“Çin’e gelme sebebim bir proje üzerine oldu, ‘Müziğe Giden Yol’. Bu proje kapsamında İpek Yolu üzerindeki müziğin taşınmasıyla ilgili bilgiler edinmek ve toplumların müziği nasıl aktardığını anlamak için buradayım. Xinjiang’da ilk olarak Aksu’ya geldik. Burada Uygur yerel gösterisi Dolan Meşrep ve Uygur 12 Makamı hakkında kayıtlar yaptık. Ardından Aksu’daki bir Kırgız köyünü ziyaret ettik ve Manas Destanı’nın müzik ve dansla sergilendiği bir programa katıldık.”
Xinjiang’da müziğin yalnızca bir eğlence aracı değil, aynı zamanda bir kültürel aktarım aracı olduğunu vurgulayan Yücelen, projenin akademik çalışmalar açısından da büyük değer taşıdığını şöyle söyledi:
“Eminim ki birçok üniversite öğrencisi ve yüksek lisans yapan öğrenci, bu detaylı videolara atıfta bulunacak. Gençlere ilham olması açısından çok kıymetli bir içerik oldu.”
İpek Yolu'nun müzikal mirası canlanıyor
Bu proje, İpek Yolu’nun tarih boyunca taşıdığı müzik kültürünü gün yüzüne çıkararak toplumlar arasında bir köprü kurmayı amaçlıyor. Uygur 12 Makamı, farklı ritim ve melodileri birleştirerek yüzlerce yıllık bir geleneği yaşatırken, Manas Destanı gibi kültürel unsurlar, müziğin hikâye anlatımıyla birleştiği anların en güzel örneklerinden biri olarak öne çıkıyor.
Yücelen’in Xinjiang’daki çalışmaları, İpek Yolu üzerindeki kültürel zenginliklerin modern müzik dünyasına kazandırılması ve farklı kültürlerin daha yakından tanınmasına katkı sağlayacak.