Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, partisinin TBMM Grup Toplantısı'na katıldı.
Erdoğan, küresel sistemde deprem etkisi yaratan ticaret savaşlarıyla ilgili olarak, "Herkesi etkileyecek şiddetli bir kasırganın geldiğini söylemek abartılı bir yaklaşım olmayacaktır. İş dünyamız müsterih olsun, vatandaşlarımız gönüllerini ferah tutsun. Türkiye'nin daha az etkilenmesini, daha güçlü büyüme sergilemesini öngörüyoruz" dedi.
Erdoğan, CHP'ye İBB soruşturmalarıyla ilgili seslenerek, "Yazar CHP, kurgucu CHP, figüranlar CHP'li, sahne CHP'nin sahnesi, perdeyi açan CHP, kapatan CHP. Bilinmeyen tek bir şey vardı. Kavuğun kimde olduğuydu. Kavuk baskın kurultayla Sayın Özel'in başına geçmiş oldu. Oyunu yazan onlar, oyunu sahneleyen onlar, çalıp çırpan onlar, İstanbul'da Escobar düzeni kuran onlar, şikayeti yapan onlar, tanıklığı yapan onlar, savcılığın kapısında ihbar sırasına giren yine onlar, üste çıkmaya çalışanlar yine onlar. Çamuru bizim üzerimize sıçratmak için olmadık taklalar atanlar da onlar" diye konuştu.
Erdoğan'ın açıklamaları:
'Şiddetli bir kasırga geliyor'
Bölgemizde ve dünyada yaşanan gelişmeler çok önemli bir değişimin merkezinde olduğumuzu gösteriyor. Soğuk Savaş'ın bitimiyle kökleşen küresel sistem temelden çatırdıyor. Neoliberal ekonomik ve siyasal düzenin yerine daha korumacı bir yapı yükseliyor. Sadece Asya'da, Avrupa'da, Amerika'da değil, devletler ekonomiyi ve toplumu güçlendirmeyi amaçlayan politikalar üretiyor. Uluslararası siyasetin neredeyse tüm aktörleri yeni arayışlara girdi. Ticaret savaşlarının küresel etki uyandıracağı anlaşılıyor. Herkesi etkileyecek şiddetli bir kasırganın geldiğini söylemek abartılı bir yaklaşım olmayacaktır.
'Türkiye yeni dönemin kurucu aktörlerinden'
Sancılı olan bu süreci en iyi okuyan, en iyi yöneten, sahada ve masada en güçlü konumda olan ülkelerden biri Türkiye'dir. Geçmişte farklı sebeplerle küresel rekabette minder dışına itilen ülkemiz yeni dönemin kurucu aktörlerinden biri haline gelmektedir. Bunun işaretini şimdiden görmeye başladık. Türkiye'siz bir denklem kurulamayacağı, kurulsa dahi bunun yaşama şansının olmadığı çoğu zaman mecburen kabulleniliyor.
'İş dünyamız müsterih olsun, vatandaşlarımız gönüllerini ferah tutsun'
Peki, Türkiye olarak biz nerede duruyoruz? Türkiye'nin yolunu aydınlatan güçlü bir ekonomi programı var. İş dünyamız müsterih olsun, vatandaşlarımız gönüllerini ferah tutsun. Türkiye'nin daha az etkilenmesini, daha güçlü büyüme sergilemesini öngörüyoruz. İhracatımızın yüzde 62'sini serbest ticaret anlaşması olan ülkelerle gerçekleştiriyoruz. Güçlü altyapımız, imalat sanayimiz ve hizmetler sektöründeki yüksek potansiyelimizle pozitif ayrışıyoruz. Her bakımdan umut veren, güven veren bir hikayeye sahibiz.
'Enflasyondaki düşüş sürecektir'
Dezenflasyon süreci devam ediyor. Yıllık enflasyon 10 aydır geriliyor. Para politikasının gecikmeli etkisi, kamu maliyesinin daha güçlü desteği ve arz yönlü reformlarla enflasyondaki düşüş sürecektir. Maliye politikasında disiplinli duruşumuzu muhafaza ediyoruz. Harcama disiplini ve tasarruf tedbirleri bu yıl da devam edecek. Dış dengede güçlü bir iyileşme var.
'Boykotçular vatandaşımızdan boykot yedi'
Milletimiz sırf yolsuzluklarını gözlerden kaçırmak için ülkesine ve milletine kasteden kifayetsiz muhterislerin boykot çağrılarına prim vermedi. Gezi olaylarında tüketmeyin, ekonomi dursun çağrıları nasıl çapulcuların ellerinde patladıysa CHP'nin boykot çağrısına da millet itibar etmedi. Boykotçular bizzat vatandaşımızdan boykot yedi. Türkiye ekonomisini batıracaklarını zannedenler avuçlarını yaladı, kös kös oturmak zorunda kaldı. Muhalefetin tüm kumpaslarına, tuzaklarına, tahriklerine rağmen biz Türkiye'yi büyütüyor, Türkiye'yi hedeflerine doğru yaklaştırıyoruz.
İstanbul'da 'Escobar' düzeni kurdular
19 Mart'tan bu yana siyaset sahnesinde çok farklı bir oyun oynanıyor. Türkiye son 20 gündür bir tiyatro izliyor. Daha doğrusu hisseli harikalar kumpanyası izliyoruz. Yazar CHP, kurgucu CHP, figüranlar CHP'li, sahne CHP'nin sahnesi, perdeyi açan CHP, kapatan CHP. Bilinmeyen tek bir şey vardı. Kavuğun kimde olduğuydu. Kavuk baskın kurultayla Sayın Özel'in başına geçmiş oldu. Oyunu yazan onlar, oyunu sahneleyen onlar, çalıp çırpan onlar, İstanbul'da Escobar düzeni kuran onlar, şikayeti yapan onlar, tanıklığı yapan onlar, savcılığın kapısında ihbar sırasına giren yine onlar, üste çıkmaya çalışanlar yine onlar. Çamuru bizim üzerimize sıçratmak için olmadık taklalar atanlar da onlar. Hayırdır, CHP olarak siz bizi gözünüze far tutulunca donup kalan tavşan mı zannettiniz? Sizin kavuk tartışmanız bizi hiç ama hiç ilgilendirmez. Şimdi çıkmışlar yok şu gözaltına alındı, yok bu tutuklandı, yok onu serbest bırakın. Başınıza ne geldiyse sizin kavuk sevdanız yüzünden geldi. Kendi meselenizi örtmek için sokakları ateşe veren sizsiniz. Gençleri öne sürüp belediye binalarına saklanan sizsiniz.
İşinize her geldiğinizde Deniz Gezmiş'i kullanan siz değil misiniz?
Bugün üzerinde tepindiğinizi Deniz Gezmiş'i sahaya süren siz değil misiniz? İdamını onaylayan siz değil misiniz? İdamını izleyen siz değil misiniz? İşinize her geldiğinde Deniz Gezmiş'i kullanan siz değil misiniz? Nazım Hikmet'e bakın, Sabahattin Ali'ye bakın, aynı riyakarlığı orada da görürsünüz. Şimdi de gençleri sokağa çağırıyor, küfrettiriyor, polise saldırtıyorsunuz, sonra utanmadan timsah gözyaşları döküyorsunuz. Bu ülkenin gençlerini size yedirtmeyeceğiz.
Medet umduğunuz Batılı aktörler sizi terk edeli çok oldu. Aradığınız numaralar ya kapalı ya sizi engelledi ya da kapsama alanı dışına çıktı. Kimse sizi umursamıyor, değer vermiyor, yalanlarınıza kimse kanmıyor. Çok büyük bir çaresizlik içindeler. Bizi cuntacılıkla itham ediyor. Buraya özellikle sizin için dikkat çekiyorum. CHP'nin ikinci genel başkanı malum, İsmet İnönü, koltuğu çok severdi. Koltuğunu 1972 yılında kaybedince bıraktı. Mecburiyeti sanki lütufmuş gibi milletin yüzüne vuruyorlar. 1950'de ilk şeffaf seçimle CHP iktidardan uzaklaştırıldı. CHP demek cunta demektir.





